2 bin 600 yıllık 'parfüm şişeleri' ilk kez sergileniyor
"Göremediklerinizi Göreceksiniz" projesi kapsamında, depolarda korunan paha biçilemez eserleri birer ay süreyle ziyaretçilerle buluşturan İzmir Arkeoloji Müzesi'nin şubat ayı konuğu, "Attika Kırmızı Figürlü Bodur Lekythoslar" olarak tanımlanan kaplar oldu.
Antik Yunan dünyasında "kırmızı figür" olarak bilinen yöntemle üretilip yağ ve parfüm kapları olarak kullanılan eserlerin, 2 bin 600 yıl önce Atina'daki Çömlekçiler Çarşısı'nda işlendiği belirlendi.
Usta sanatçılar tarafından Atinalı kadın, kuğu, mitolojik varlıklar gibi zarif öğelerle süslenen kaplar, İzmir Arkeoloji Müzesi'nce son yıllarda Menemen'deki Neonteikhos Antik Kenti ve Seferihisar'daki kazılarda çıkarıldı.
Çiçeklerden elde edilen parfümler ile güzel kokulu yağları taşıyan eserlerin, milattan önce 5. ya da 6. yüzyılda İzmir ve çevresine getirildiği, üst tabakaya mensup kadınlarca kullanıldığı ve ölümlerinin ardından onlarla mezara gömüldüğü anlaşıldı.
Tarih boyunca uzak diyarlardan getirilen parfüm ve parfüm şişelerine olan büyük ilgiyi kanıtlayan eserler, şubat sonuna kadar müzede ziyaretçilerin beğenisine sunulacak.
İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Hünkar Keser, müzede 180 bin eserin bulunduğunu, bu eserlerin ancak yüzde 5'ini sergileyebildiklerini, çok değerli birçok parçayı ise depoda koruduklarını ifade etti.
Ocak ayında Van bölgesine ait 2 bin 800 yıllık Urartu kültürünü yansıtan prenses kemerini sergilediklerini hatırlatan Keser, "Göremediklerinizi Göreceksiniz" adlı projenin ikinci adımının ise ithal parfüm şişeleri olduğu bilgisini vererek, şunları kaydetti:
"Şubat ayında ziyaretçilerimizi Attika Kırmızı Figürlü Bodur Lekythoslar ile buluşturuyoruz. Bu eserleri dönemin usta sanatçıları resmetmiş. Milattan önce 6. yüzyıldan itibaren üretilmiş. Özel üretim eserler. Üstün sanat anlayışları ile resmettikleri eserleri Ege Bölgesi'ne ithal etmişler. Daha çok bitkisel kokular gönderilmiş. Çok değerli parfüm ve yağlar olduğu için çok büyük değil, daha küçük kaplarla ithal edilmiş. Bu kaplarda da seramiğin kırmızı renginin üstüne siyah boyama tekniği kullanılmış. Ressamlar insan ten rengine, anatomisine çok yakın eserler üretmiş. Eserlerinde mitolojik konular da günlük konular da işlenmiş."
Keser, bugüne kalan çok az sayıda kırmızı figürlü eser olduğunu belirterek, "Değerli kokular çok az bulunur ama milattan önce yaşamış bir sanatçının eserine paha biçilemez." dedi.
Hünkar Keser, eserlerin yükünü tutmuş bir tüccar vasıtasıyla gelip limanda alıcısıyla buluşmuş ya da hediyelik eşya olarak getirilmiş olabileceğini aktardı.