Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kudüs'ü kaybettiğimiz bir gün olmasına asla izin vermeyeceğiz
LONDRA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail devlet terörü estirmektedir. İsrail, bir terör devletidir ve bir terör devleti olarak da şu anda attığı adımlarla bunu ispatlamaktadır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail'in yaptığı bir soykırımdır. Bu insanlık dramını, soykırımı hangi taraftan olursa olsun, ister Amerika ister İsrail, lanetliyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İntercontinental Otel'de Anadolu Ajansı (AA) ve TRT World'ün Genç Yetenek Geliştirme Projesi kapsamında İngiltere'de eğitim gören öğrencilerle bir araya geldi.
Konuşmasına öğrencileri selamlayarak başlayan ve dışarıda da öğrencilerin bulunduğunu anımsatan Erdoğan, dışarıda kalan öğrencilerin gelip gelmediğini sordu. Erdoğan, olumlu yanıt almasının ardından "Onlar her ne kadar Anadolu Ajansı veya TRT'den değilseler de gönülleri Anadolu Ajansı ile atan, TRT ile atan gençlerimiz. 'Bizi niçin dışarıda bıraktılar' diye de önümüzü kestiler. Şimdi burada oldukları için ben de mutluyum." diye konuştu.
Birleşik Krallık ziyareti kapsamında gençlerle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Erdoğan, toplantıya vesile olan AA ve TRT'ye teşekkürlerini ileterek, tüm öğrencilere eğitim hayatlarında başarı diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün İsrail terörüne kurban verdiğimiz Gazzeli şehitlerimize, Filistinli şehitlerimize yüce Mevla'dan rahmet niyaz ediyorum. Aynı saldırılarda yaralanan Filistinli kardeşlerime acil şifalar temenni ediyorum." dedi.
Filistin'de bugün yaşanan hadiselerde 55 şehit olduğunu ve 2 bin 500 civarında Filistinli'nin de yaralandığını belirten Erdoğan, yaralılar arasında yoğun bakımda olanların da bulunduğunu ve ilaç ulaştırmakta bile sıkıntı çektiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben bu insanlık dramını hangi taraftan olursa olsun, ister Amerika, ister İsrail lanetliyorum ve buna sessiz kalanlara da kusura bakmayın onları da lanetliyorum zira herhangi bir yerde bu tür hadiseler olduğu zaman veyahut da ülkemizi ziyarete gelenler bizlerle görüştükleri zaman teröristlerle verdiğimiz mücadele sebebiyle teröristleri öldürdüğümüz zaman bizi hesaba çekenler, şu anda kendi topraklarını işgal edenlere karşı en ufak bir ses çıkarmıyorlar. Şu anda İsrail devlet terörü estirmektedir. İsrail, bir terör devletidir ve bir terör devleti olarak da şu anda attığı adımlarla bunu ispatlamaktadır.
Ne yazık ki Amerika, PYD, YPG ile DEAŞ'a karşı mücadele ettiğini söyleyerek nasıl iş birliği yapıyorsa işte burada da ne yazık ki İsrail ile acımasız bir şekilde iş birliğine girmiştir. İsrail'in yaptığı bir soykırımdır ve bu soykırımı ilk defa bugün yapmıyor. 1948'den itibaren biliyorsunuz bu işgal devam etmektedir ve küçüle küçüle küçüle Filistin bugünkü bir avuç yerde kaldı. Şimdi de buradan atmanın gayreti içerisindeler. Gayrimeşru bir karara karşı sadece demokratik hakkını kullanan sivillere yönelik bu saldırılar bir kez daha İsrail'in çirkin yüzünü ortaya koymuştur."
Saldırı haberini almalarının ardından Başbakan Binali Yıldırım ve diğer ilgililerle görüşmeler yaptıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"İstişarelerimiz neticesinde Türkiye olarak yaşanan vahşete tepkimizi ortaya koymak için bazı kararlar aldık. Filistinli kardeşlerimizle dayanışma için ülkemizde yarından başlamak üzere 3 gün milli yas ilan ettik. Ayrıca dönem başkanlığını yürüttüğümüz İslam İşbirliği Teşkilatını da olağanüstü toplantıya çağırıyoruz. Cuma günü sabahtan öğleye kadar olağanüstü toplantımızı yapacağız, öğleden sonra da Yenikapı Meydanı'nda dev buluşmamızı zulme karşı inşallah gerçekleştireceğiz.
Bunun yanında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nu da acil olarak toplanmaya davet ediyoruz. İnşallah yarın Türkiye Büyük Millet Meclisimiz de özel gündemle toplanacak. Ayrıca Filistinli kardeşlerimizle dayanışmamızı göstermek için cuma günü atacağımız adımı İstanbul'da yaparken, pazar günü de Diyarbakır'da mitingler düzenleyeceğiz ve bu bir seri halinde devam edecek. İslam İşbirliği Teşkilatı olarak ramazan ayı boyunca üye ülkelerde Filistinli kardeşlerimiz için yardım kampanyası düzenleyeceğiz, mektuplarını yazdım, imzalar atıldı ve bu mektuplar da liderlere gönderiliyor. Bunun yanında liderleri bir taraftan şahsım ararken, başbakanları Başbakanımız, dışişleri bakanlarını da Dışişleri Bakanım aramaya başlayacaklar ki cuma günü yapacağımız bu zirveyi şanına yakışır bir şekilde gerçekleştirelim."
Kızılay'ın Gazze'de bugün 100 bin dolarlık acil alım yaparak, Gazze'deki hastanelere yardımları ulaştırmaya başladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AFAD ve Genelkurmay Başkanlığımızın koordinasyonunda Gazze'deki yaralıların tahliyesi için gerekli çalışmalara başladık." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"İstişarelerde bulunmak üzere Washington ve Tel Aviv büyükelçilerimizi Türkiye'ye çağırıyoruz. Öte yandan Sayın Abbas ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri başta olmak üzere pek çok liderle görüşmeler yapacağım. Burada şunu özellikle belirtmek istiyorum bugün zulme ve haksızlığa karşı insanlığın dayanışma günüdür, bugün sağduyu sahibi Hıristiyan, Musevi ve diğer inanç mensuplarından herkesi bu haksızlığa karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Bugünün İslam dünyası olarak Kudüs'ü kaybettiğimiz bir gün olmasına asla izin vermeyeceğiz. Tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında olmayı kararlılıkla sürdüreceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Cuma günü) öğleden sonra, Yeni Kapı meydanında zulme karşı dev buluşmamızı gerçekleştireceğiz." dedi.
Erdoğan, proje kapsamında gençlerin, devletin imkanlarıyla dünyanın eğitim öğretim alanında marka şehirlerinden olan Londra'da son derece ulvi bir gayeyle bulunduklarını söyledi.
Gerek lisansüstü çalışmalar gerekse yabancı dil eğitimini, program kapsamında eğitim alan gençler ve Türkiye açısından çok önemli bir fırsat olarak gördüğünü belirten Erdoğan, öğrencilere, "Unutmayın, fırsatlar şimşek gibidir, çakar ve kaybolur." tavsiyesinde bulundu.
Erdoğan, Hazreti Muhammet'in, kaybedildikten sonra değeri anlaşılan beş şeyi sayarken sağlık, varlık, hayat ve boş vakitle birlikte gençliği de ifade ettiğini, bunların asıl kıymetinin sahip olunduğunda değil ancak elden kaçtığında bilindiğini söylediğine dikkati çekti.
Gençler başta olmak üzere herkesin, her biri mücevher değerindeki bu tavsiyelere sıkı sıkıya sarılması gerektiğini belirten Erdoğan, "Şu an size sunulan fırsatların kadrini ve kıymetini bilerek vaktinizi boşa geçirmeden, hedeflerinize doğru kararlılıkla yürüyeceğinize inanıyorum." şeklinde konuştu.
"Sevgili gençler, sizler eğitim öğretim ve tahsil için yurtdışına giden ne ilk ne de son nesilsiniz." diyen Erdoğan, millet olarak özellikle son iki asırdır, Batı'nın fen ve ilmini almak için yurt dışına öğrenci gönderildiğini hatırlattı.
Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunları da sizler gibi evlatlarımızın en başarılılarından, en parlak, en zeki, en iştiyaklı olanlarının arasından seçiyoruz. İşte siz şu anda karşımda bu gençlersiniz. Bugüne kadar devletimizin, gönüllü kuruluşlarımızın ve ailelerimizin imkanlarını seferber etmesi sonucu yüz binlerce gencimiz işte bu şekilde tahsil gördü. Bu gençlerimizin bir kısmı vatanlarına dönerken, bazıları da gittikleri ülkeleri kendilerine yurt eyledi. Hem vatanlarına dönenlerin hem de yurt dışında kalanların içinde başarıları ve duruşlarıyla ülkemizi gururlandıranlar olduğu gibi benliğini ve yolunu maalesef kaybedenler de mevcut. Mehmet Akif'in gençlerimize rol model olarak gösterdiği Asım ile Tevfik Fikret'in eğitim için İskoçya'ya gönderip hayatını papaz olarak tamamlayan oğlu Haluk, bunun en çarpıcı örnekleridir. Merhum Akif, 'Zulmü alkışlayamam' diyerek gençlerimize nasihat ederken, adeta bu iki örneğin hikayesini de anlatır."
Mehmet Akif Ersoy'un, "Zulmü alkışlayamam" adlı şiirini okuyan Erdoğan, "Asım ile Haluk kıyaslaması, bizi işte böyle bir gençlik özlemine götürüyor. Sizlerin Asım'ın yolundan giden gençler olduğunu biliyorum, böyle düşünüyorum, böyle inanıyorum, böyle inanmak istiyorum. Onun için de geleceğimizi huzuru kalple sizlere emanet edeceğimizi ifade etmek istiyorum." diye konuştu.
Türkiye'nin, çoğunluğu Avrupa'da olmak üzere dünya genelinde 6,5 milyona yakın vatandaşı, yani diasporası bulunduğunu dile getiren Erdoğan, bunların arasında iş dünyası, akademi, siyaset, sinema, edebiyat, ticaret ve basın yayın hayatında ciddi başarılara imza atan isimler olduğuna dikkati çekti.
Erdoğan, 2015'te Nobel Kimya Ödülü'nü alarak Türk milletinin göğsünü kabartan Prof. Dr. Aziz Sancar'ın, Türkiye'nin, başarı sancağını dünyada iftiharla dalgalandıran vatandaşlarından yalnızca biri olduğunun altını çizdi.
Siyasi kimliği, ideolojisi, dili, dini ve meşrebine bakmadan kendini Türk milletinin bir parçası olarak gören yurt dışındaki bütün vatandaşların başarılarından gurur duyduklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Nerede ikamet ederlerse etsin, onların başarılarını kendi başarımız olarak görüyoruz ancak bunların arasında kimi zaman maalesef birilerine yaranmak için olsa gerek ülkemize husumette yarışanlar da çıkabiliyor. Türkiye'ye ve Türk milletine düşmanlığı görev addeden bir sürü mankurt tipleri de üzüntüyle takip ediyoruz. Yabancılar ülkemizle ilgili değerlendirmelerde en azından bazı ilkelere saygı gösterirken bu tetikçiler, her türlü yalanı ve iftirayı fütursuzca kullanıyorlar. Buldukları her fırsatta milletimiz hakkında hakaretamiz cümleler kurmayı maharet sanıyorlar. Başka ülkelerin lejyoneri olmayı bize 'gazetecilik, akademisyenlik, ilericilik' diye yutturmaya çalışıyorlar.
Sosyal medya üzerinden Türkiye karşıtı kampanya yürütmeyi, sahte, sanal hesaplar üzerinden iftiralar yaymayı muhaliflik olarak görüyorlar. Efendisine karşı ezik, kendi insanına karşı küstah, nobran ve acımasız bu karakterlerin tek bir vazifesi vardır, o da tetikçiliktir, taşeronluktur. Bunların içindeki bulundukları haletiruhiye ise vatansızlık sendromudur. Kendi ülkelerinin, kendi milletlerinin başarıları yerine başkalarının başarılarıyla mutlu olmalarının sebebi budur."
Erdoğan, düşünce kuruluşu Chatham House'daki programda, "sözde bir gazetecinin, Türkiye'de 254 gazetecinin şu anda demir parmaklıkların arkasında olduğu"nu dile getirdiğini söyleyen Erdoğan, "Böyle bir sayı yok. Bunlar gazeteci falan değil, terör örgütü bunların eline bir basın kartı tutuşturmuş ve bunlar terörist, bunlar bankamatik soyguncusu, bunlar affedersiniz silah bulundurmaktan yakalanmış vesaire katil türler." dedi.
Programda başka bir kişinin, "Biz böyle bir ülkeye nasıl gelelim?" dediğini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
"Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış ya, bu da Türkiye'yi tanımıyor ama orada bizi bastırmaya kalkıyor. 'Çık, gel benim misafirim olursun' dedik. Bunlar sesleri fazla çıktığı için Türkiye'yi adeta bu konularda farklı, yaşanamaz gibi göstermeye gayret edenler. Bölücü terör örgütünü, 251 insanımızı şehit eden FETÖ'cü alçakları aklayacak kadar insanlıktan çıkmalarının yegane nedeni de budur. Çünkü bu kesimlerin artık ülkemizle milletimizle hiçbir bağları kalmamıştır. Elde ettiği makamı, ulaştığı şöhreti, birileri tarafından el üstünde tutulmayı ülkemize olan düşmanlığına borçlu olan bu tiplere inanın biz sadece acıyoruz. Çünkü bunlar iradelerini ve şahsiyetlerini kısa vadeli ikbal hesaplarına kurban etmiş zavallılardır. İhanetleriyle ne milletimizin ne de şirin gözükmeye çalıştıkları sahiplerinin gözünde hiçbir kıymetleri yoktur, asla da olmayacaktır."
"Su-i misal, emsal teşkil etmez; yani kötü örnek, örnek olmaz." ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bir avuç şahsiyet fukarasının bize örnek olmasına, bizi meşgul etmesine, ülkemiz ve milletimiz adına ortalıkta söz söylemesine izin vermeyeceğiz." dedi.
Türkiye'nin yurt dışındaki temsili ve tanıtımında da gençlere önemli görevler düştüğünü belirten Erdoğan, gençlere, "Boş durmak yok. Burada bu kadar arkadaşlar ediniyorsunuz, öyleyse çalışacaksınız. Meydanı buralarda FETÖ'cü, PKK'lı, türlü sapkın görüşlere sahip hainlere, alçaklara asla bırakmayacağız. Unutmayın, hakikatler yalanların en büyük panzehiridir. Hakikat güneşinin eritemeyeceği hiçbir iftira yoktur. Bizler tıpkı ülkemizde olduğu gibi burada da sadece hakikatlere sarılarak gerçek Türkiye'yi muhataplarımıza anlatacağız." çağrısında bulundu.
Cambridge'te bir cami inşa edildiğini söyleyen Erdoğan, "Yakın bir zaman içinde inşallah bu camimiz bitecek. Mimarisiyle her şeyiyle oradaki camimizi biz yaptırıyoruz ve bu camimizin bitişi de o çevrede olan gençlerimiz için gayet güzel bir buluşma yeri olacak." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "TRT ve Anadolu Ajansımızın destekleriyle gelerek iletişim, hukuk ve sosyal bilimler ağırlıklı tahsil gören gençlerimizin bu noktadaki sorumluluğu diğerlerine nazaran daha büyüktür." dedi.
İletişim teknolojileri sayesinde medyanın çeşitlendiği bir ortamda herkesin önünde bu fırsatların var olduğuna işaret eden Erdoğan, mesleği gazetecilik olmayan, hatta iletişim konusunda hiçbir formasyonu bile bulunmayan pek çok kişinin formlar, bloglar ve sosyal medya aracılığıyla asırlık haber ajanslarına adeta taş çıkartan işler yaptığını söyledi.
"Seçimlere yönelik çalışmalarımızı engelliyorlar"Türk gençlerinin uğraş verdiği her alanda öncü olmak, lider olmak, zirveye oynamak zorunda olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Özellikle milletimizin rızkından kısarak sağlamış olduğu kaynaklarla okuyan siz öğrencilerimizin sorumluluğu çok daha yüksektir. Milletimiz sizden gerek akademik çalışmalar, gerek tesis ettiğiniz sosyal ve kültürel münasebetler açısından, gerekse de bu tür mücadelelerde parmakla gösterilen kişiler olmanızı bekliyor." ifadelerini kullandı.
Çorum'daki çiftçinin, Zonguldak'taki madencinin, Trabzon'daki balıkçının, Şırnak'taki askerin, Hatay'daki polisin, öğrencilerin eğitimi için yaptığı fedakarlık karşısında beklediği tek şeyin bu olduğunu dile getiren Erdoğan öğrencilere şöyle seslendi:
"Anneleriniz ve babalarınızla beraber ülkemize umut bağlamış milyonlarca mazlum ve mağdur da sizlerin başarısı için dua ediyor, gözyaşı döküyor. Sizlere baktığımda bu bilince sahip olduğunuzu görüyorum. Sevgili gençler, biliyorsunuz önümüzde kritik bir seçim var; 24 Haziran. Farkındasınız değil mi, bir yanlışlık yok. Türkiye, 16 Nisan halk oylamasında yönetim sistemini değiştirme kararı alarak, tarihi bir adım atmıştı. Şimdi 24 Haziran'da bu kararı fiilen hayata geçiriyoruz. Her seçim öncesi Türkiye, yurt dışı merkezli manipülasyonlara maruz kalıyor. Son zamanlarda bu tür müdahaleler giderek daha çirkin ve kasıtlı bir hal almaya başladı. Terör örgütlerinin cirit attığı Avrupa ülkeleri, demokrasiyle, hak ve özgürlüklerle kesinlikle bağdaşmayacak şekilde seçimlere yönelik çalışmalarımızı engelliyorlar. Bilmiyorlar ki gönüllerin arasına engeller koymak, bariyerler dizebilmek, setler kurabilmek mümkün değildir. Bizim milletimizle kalpten kalbe, gönülden gönüle giden görünmeyen yollarımız vardır. İşte bu yollar sizlersiniz. Biz diğerlerine benzemeyiz. Çünkü biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik ve severiz."
"Sizler istikbalimizin teminatı, istiklalimizin de neferlerisiniz""Yurt dışındaki her bir vatandaşımız, her bir kardeşimiz, her bir öğrencimiz, burada çalışan her bir insanımız bizim en gür şekilde çıkan sesimizdir, keskin gözümüzdür, duyan kulağımızdır." ifadesini kullanan Erdoğan, Avrupa başta olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca vatandaştan "bulundukları her yerde Türkiye'nin haklı davasını anlatmalarını" rica etti.
Yönetimler ne derse desin, halkları ikna edeceklerinden şüphesinin olmadığını ifade eden Erdoğan, "Önce kendi vatandaşlarımızı, onlarla birlikte yaşadığınız ülkelerin halklarını ikna etme konusunda ben sizlere güveniyorum. Siz bu işi biliyorsunuz. Boşuna gelmediniz. Anadolu Ajansı, TRT adına geldiniz, demek ki iletişimcisiniz. Bu işi en güzel şekliyle ortaya koyacaksınız. Unutmayın, sizler istikbalimizin teminatı, istiklalimizin de neferlerisiniz. Bizim gençlerimize başarısızlık, yılgınlık, bıkkınlık, pes etmek yakışmaz. Bizler asırlar boyunca cihana yön vermiş, dünyayı adaletle yönetmiş ecdadın torunlarıyız. Biz daha 21 yaşında İstanbul'u fethederken, gemileri karadan yürüten Sultan Fatih'in ahfadıyız." şeklinde konuştu.
"İnanç ve azim tekeden süt çıkarır"Tüm imkansızlıklara ve yokluklara rağmen, "Çanakkale geçilmez." sözünü tarihe nakşeden asil bir milletin mensupları olduklarını dile getiren Erdoğan, "Bizim anlayışımıza göre inanç ve azim tekeden süt çıkarır. Mermeri delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir. Disiplin, sabır ve gayretin önünde durabilecek hiçbir engel yoktur. Yeter ki inanalım, çalışalım, hedeflerimiz ve hayallerimiz için fedakarlık yapmayı göze alalım. Gerisi Allah'ın izniyle muhakkak gelecektir." değerlendirmesini yaptı.
Öğrencilerin "başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş" olan Ramazan-ı Şerif'ini tebrik eden Erdoğan, "Rabbim, bu mübarek ay boyunca tutacağınız oruçları, eda edeceğiniz ibadetleri katında makbul eylesin. Allah, sizlere zihin açıklığı versin." temennisinde bulundu.
Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile telefonda görüştüCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile telefonda görüştü.
Erdoğan, Abbas ile görüşmesinde ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasını ve İsrail'in Filistinlilere saldırılarını kınadı.
ABD'nin bölgede şiddetin tırmanmasına yol açan büyükelçiliği Kudüs'e taşıma kararını ve İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını kınayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistinliler'den hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diledi.
Filistin'deki dramatik gelişmeler karşısında neler yapılabileceği hakkında görüş alışverişinde bulunan iki liderin, dünyanın bu zulme seyirci kalmaması gerektiğini vurguladıkları belirtildi.
NotlarPrograma, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, AA Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özkaya ile AA Haber Akademisi Koordinatörü Ümit Sönmez de katıldı.