İngiliz firmalar için Türkiye'nin sunduğu imkanlar büyük potansiyel oluşturuyor

Ankara

Türkiye'de İngiliz Ticaret Odası (BCCT) Üst Yöneticisi Emrah Öz, coğrafi konumu, lojistik imkanları, kaliteli işçiliği ve kolay ticaret imkanlarının Türkiye'yi yatırımcılar için cazip kıldığını belirterek, "Türkiye'nin sunduğu imkanlar, artık ticari rotasını Avrupa Birliği'nden (AB) bağımsız çizecek bir ülke olan İngiltere için çok fazla potansiyel oluşturmaktadır." dedi.

 

Öz, Birleşik Krallık'ın Türkiye'de gerçekleştirdiği ve planladığı yatırımlara ilişkin değerlendirmede bulundu.

Birleşik Krallık'ın Türkiye'nin hem ekonomik hem de jeostratejik olarak yüzyıllardır güçlü bir müttefiki olduğunu ifade eden Öz, "Türkiye'nin coğrafi konumu, özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) ile Orta Asya bölgesine ticari ilişkilerini geliştirmeyi hedefleyen İngiliz firmaları için bu bölgelere giriş kapısı olma özelliği taşıyor." diye konuştu.

Son yıllarda Türkiye'nin, üretim bazında Asya ve Uzak Doğu pazarıyla imalat alanında da rekabetçi hale gelmesinin cazibesini artırdığına dikkati çeken Öz, "Lojistik kolaylık, deniz, hava ve kara yolu taşımacılığında ulaşılması kolay bir ülke olması ve merkezi lokasyonu, İngiliz yatırımcıların Türkiye'yi tercih faktörlerinin başında yer alıyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Orta Doğu ve doğuya açılan bir kapı olarak görüldüğünü vurgulayan Öz, kaliteli işçilik, eğitimli profesyoneller, kolay ticaret imkanlarının da ülkeyi cazip kıldığını söyledi.

 

İngiliz yatırımcıların Türkiye'ye yatırımda en çok tercih ettiği sektörler

Öz, İngiliz yatırımcıların Türkiye'ye yatırımda en çok tercih ettiği sektörlerin başında teknoloji ve perakende sektörlerinin geldiğini belirterek, "Bunun yanı sıra ileri üretim teknolojileri, enerji, finansal hizmetler gibi alanlarda da yatırımlar gerçekleşti." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de İngiliz yatırımcılar için başta teknoloji olmak üzere, diğer sektörlerin teknolojik gelişimlerini etkileyen alt sektörlerin de yatırım imkanı vadeden alanların başında geldiği bilgisini veren Öz, "Akıllı şehir teknolojileri, yenilenebilir enerji, üretim teknolojileri, tarım teknolojileri gibi alanların yatırım için uygun diğer alanlar olduğunu söyleyebiliriz." dedi.

 

"STA, yeni fırsatların da önünü açacak"

Türkiye ile Birleşik Krallık arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA) iki ülke iş piyasalarının birbirine güvenini tazeleyip, karşılıklı ikili ticaretin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurguladığını belirten Öz, şöyle konuştu:

"Türkiye sunduğu imkanlarla artık ticari rotasını AB'den bağımsız çizecek bir ülke olan İngiltere için çok fazla potansiyel oluşturmaktadır. Özellikle tarım ve gıda teknolojileri, üretim teknolojileri, yenilenebilir enerji, sağlık ve sağlık teknolojileri başta olmak üzere, ticareti daha kolay ve ulaşılabilir hale getirmek hedefiyle çalışmalar artarak devam edecektir."

Öz, STA'nın iki ülke arasındaki ticaretin genişlemesine farklı sektörleri de kapsayacak şekilde güç sağlayacağını, yeni fırsatların da önünü açacağını anlattı.

STA çerçevesinde gelecek 2 yıl içinde tarım, gıda ve teknoloji sektörlerinde bulunan firmalara daha kolay yatırım ve ticaret imkanları sunulmasının hedeflendiğini vurgulayan Öz, "Bu sektörlerin yanı sıra finansal hizmetler, sağlık ve sağlık teknolojileri alanları da yatırımcılar için göz ardı edilmemesi gereken sektörlerden." ifadelerini kullandı.

Öz, STA'nın tercihli tarifeleri güvence altına aldığını da anımsatarak, bunun Türkiye'ye makine ve demir-çelik ihracatı yapan Birleşik Krallık işletmelerini ve özellikle Türkiye'nin Birleşik Krallık'a ihracatının üç ana sektörü olan otomobil, tekstil ve beyaz eşya sektörlerindeki Türk işletmelerini destekleyeceğini dile getirdi.

 

"Türkiye bir üretim üssü haline gelebilir"

Türkiye'deki yatırım ortamına ilişkin de değerlendirmede bulunan Öz, "Türkiye'deki kur oranı, kaliteli isçilik, Türk markaların ve pazarın bilinir hale gelmesi yatırım için önemli faktörlerden. Politik ve siyasi çalkantılardan uzak olunduğu sürece yatırım da iyi etkilenecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Öz, Türk firmalarının İngiltere'ye ihracatında Çin, Vietnam ve diğer Asyalı firmalarla rekabet edeceğini belirterek, şöyle devam etti:

"Türkiye, ticaret ilişkileri açısından İngiltere için Çin'e harika bir alternatif. Batıdaki jeopolitik ülke piyasaları için de Türkiye büyük bir fırsat ve Çin'e bir alternatif sunmaktadır. Sonuçta, Türkiye-İngiltere diyaloğunun Birleşik Krallık için Çin'e mevcut bağımlılık düzeyini sağlıklı bir şekilde çeşitlendirilmesi yönünde bir fırsat olabilecektir."

Tedarik zincirlerini özellikle Güneydoğu Asya ve Çin'den uzakta yeniden düzenlemek isteyen İngiliz şirketlerinden çok sayıda soru aldıklarını ifade eden Öz, "Türkiye bir üretim üssü haline gelebilir. Birleşik Krallık'ta tedarik zincirlerini yeniden düzenlemek ve pazarlarına yakınlaştırmak isteyen şirketlere, Türkiye'nin üretim anlamında tüm donanıma sahip ve teknolojisi hızla büyüyen bir destinasyon olduğunu anlatıyoruz." dedi.

 

"UKEF, Türkiye'ye kredi payı ayırdı"

Öz, İngiliz şirketlerinin Türkiye'yi iyi bir yatırım noktası olarak gördüğüne de dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"İngiltere'nin önümüzdeki dönemde Türkiye'yi ticaretinde daha fazla ön plana çıkarma planının bir parçası da Birleşik Krallık'ın ihracat destek kuruluşu UK Export and Finance (UKEF), İngiliz Eximbank'ı olarak görülüyor. Türk şirketleri özellikle yurt dışı yatırımlarında UKEF imkanlarından yararlanabiliyor. UKEF, üçüncü ülkelere yönelik dış yatırımlı proje geliştirmek isteyenler için Türkiye'ye kredi payı ayırdı."

Türkiye'de halen yatırımcı veya distribütör olarak 500 kadar İngiliz firmanın aktif çalıştığı bilgisini veren Öz, en çok gıda, kozmetik, kimya, teknoloji, savunma sanayisi ve enerji sektörlerine yatırım yapıldığını sözlerine ekledi.