İsmail Karakaş ON TV'de Saye Yılmaz’ın konuğu oldu

Gazeteci İsmail Karakaş, ON TV'de yayınlanan gündem programında Saye Yılmaz'ın konuğu oldu.Karakaş,İngiltere gündemindeki gelişmeleri aktardı....



İngiltere Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, son 24 saatte 104 kişinin hayatını kaybettiği, toplam can kaybının ise 122 bin 953'e yükseldiği belirtildi.

Ülkede son 24 saat içinde 5 bin 455 vakanın tespit edilmesiyle toplam vaka sayısı 4 milyon 182 bin 9'a yükseldi. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan aşı verilerine göre, 20,2 milyon kişinin Covid-19'a karşı aşılandığı belirtildi.


İngiltere’de 20 milyondan fazla kişi aşılandı

Sağlık Bakanı Matt Hancock yaptığı açıklamada, Birleşik Krallık’ta 20 milyondan fazla kişiye Covid-19 aşısının ilk dozunun yapıldığını belirtti. Hancock, bunun “ülke için muhteşem bir başarı” olduğunu ve aşının salgından “çıkış yolu” olduğunu açıkladı. Aşının bireyleri ve toplumu koruduğunu belirterek aşı olan herkese teşekkür eden Hancock, “Daha gidilecek uzun bir yol var ama büyük adımlar atıyoruz” dedi.

Covid-19 Aşı Bakanı Nadhim Zahawi sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Şubat 2021 için ne büyük başarı. Ne ekip! Bu yolculukta sizinle birlikte olmaktan gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

İngiltere’de yarından itibaren, 60 ila 63 yaşları arasındaki yaklaşık 2 milyon kişi Covid-19 aşısı olmaya davet edilecek. Hükümetin bir sonraki hedefine göre, 15 Nisan’a kadar 50 yaşın üzerindeki herkese, tüm yetişkinlere ise Temmuz ayı sonuna kadar ilk doz aşının sunulması planlanıyor.



İNGİLTERE’DE ÖĞRENCİLERE VE AİLELERİNE ÜCRETSİZ TEST

İngiltere hükümetinin Covid-19 kısıtlamalarından çıkış planına göre 8 Mart’tan itibaren okulların yeniden açılması kapsamında tüm öğrenciler ve ailelerine ücretsiz Covid-19 testleri sunulacak. Hızlı sonuç veren Covid-19 testleri haftada iki kez öğrencilere ve aynı evde yaşadıkları aile bireylerine yapılacak.



İNGİLTERE'DE BÜYÜK KRİZ!

Analizler, İngiltere'deki başlıca havalimanlarında işsizlik oranlarının İngiltere genelinden daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Parlamento verilerine göre, işsizlik yardımı talep edenlerin sayısı Ocak 2020 ile Ocak 2021 arasında Birleşik Krallık'ta yüzde 112 arttı.
Ancak havacılık tarafında durum daha kötü. İngiltere'nin en iyi 20 havalimanının çevresindeki bölgelerde yardım talebi ortalama yüzde 145'e yükseldi. 

BBC'nin haberine göre Londra ve Güney Doğu'daki bazı havalimanları özellikle yüksek artışlar görülüyor.
Heathrow'un da içinde bulunduğu Hayes and Harlington'da işsizlik yardımı talep edenlerin sayısı yüzde 221 arttı. Crawley'de yüzde 224, Saffron Walden'da ise yüzde 228 arttı.



İngiltere: Hong Kong'daki ulusal güvenlik kanunu siyasi muhalefeti bastırmak için kullanılıyor

İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde demokrasi yanlısı 47 aktivistin gözaltına alınmasının "ulusal güvenlik kanununun siyasi muhalefeti bastırmak için" kullanıldığının açık bir kanıtı olduğunu belirtti.         

 
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, yaptığı açıklamada, ulusal güvenlik yasasının Çin-İngiliz Ortak Bildirgesini ihlal ettiğini ve gözaltıların Çin yönetimine karşı güveni zayıflattığını kaydetti.

Hong Konglu 47 aktivistin gözaltına alınmasının ulusal güvenlik kanununun "güvenliği sağlamaktan ziyade siyasi muhalefeti bastırmak için" kullanıldığının açık bir kanıtı olduğuna dikkati çeken Raab, aktivistlerin ülkeyi yıkmakla suçlanmasını son derece rahatsız edici bulduklarını aktardı.

Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde polis, dün ulusal güvenlik kanununu ihlal ettikleri gerekçesiyle 47 demokrasi yanlısı aktivisti gözaltına almıştı.

Hong Kong Emniyet Biriminden yapılan açıklamada, gözaltındaki 47 kişinin "hükümeti devirmeye yönelik plan yaptıkları" gerekçesiyle mahkemeye çıkacağı belirtilmişti.



Hong Kong'da yürürlüğe giren yeni güvenlik yasası

Çin'in en üst düzey yasama organı Ulusal Halk Kongresi (UHK) Daimi Komitesinde 30 Haziran'da oy birliğiyle kabul edilen yeni güvenlik yasası, Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından da imzalamıştı.

Devleti yıkmaya teşebbüs, vatana ihanet ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemleri yasaklayan yasa, Çin hükümetinin onayı sonrasında Hong Kong yerel hükümetinin resmi gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe girmişti.

Yasa, içeriği itibarıyla asıl olarak Haziran 2019'da suçluların Çin'e iadesini öngören yasa tasarısına karşı başlatılan ve yıl sonuna kadar yoğun kitle protestolarıyla sürdürülen hükümet karşıtı protesto hareketini hedef alıyor.

Yasa ile Çin medyası tarafından "Hong Kong'un vatan hainleri" olarak yansıtılan muhalif gazeteciler, iş adamları ve aktivistlerin ulusal güvenlik gerekçesiyle yargılanmalarının önü açılırken, bu kapsamda yasaklanan suçları işleyenlere 3 yıldan müebbete kadar hapis cezası verileceği belirtiliyor.



İngiltere'de Prens Philip, başka bir hastaneye nakledildi

Enfeksiyon tedavisi gören İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in eşi Edinburgh Dükü Prens Philip'in tedavisine başka bir hastanede devam edilecek.

Buckingham Sarayı'ndan yapılan açıklamada, "Edinburgh Dükü, bugün Kral 7. Edward Hastanesinden St Bartholomew's Hastanesine nakledildi. Doktorlar, enfeksiyon tedavisine burada devam edecek." ifadesine yer verildi.
Doktorların, Prens Philip'in önceden var olan kalp rahatsızlığına ilişkin testler yapacağı da belirtilen açıklamada, Dük'ün tedaviye yanıt verdiği ancak en azından hafta sonuna kadar hastanede kalmasının beklendiği aktarıldı.
İngiliz basını, kaldığı Windsor Kalesi'nden Kral 7. Edward Hastanesine arabayla giden Prens Philip'in yeni hastaneye ambulansla götürüldüğünü yazdı.



2 Haftadır Tedavi Görüyor

Prens Philip, 16 Şubat'ta Londra'daki Kral 7. Edward Hastanesinde tedavi altına alınmıştı. Kendisini iyi hissetmediği kaydedilen Prens Philip'in, doktorunun tavsiyesi üzerine tedbiren hastanede kalmasının istendiği belirtilmişti.Rahatsızlığının yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) ilgisinin bulunmadığı açıklanan Prens Philip'in birkaç gün hastanede kalacağı duyurulmuştu.



İngiltere semalarında meteor görüntülendi

Ülkenin çeşitli bölgelerinden görülen meteor, güvenlik kameralarına yansıdı.Pazar gecesi İngiltere'de gökyüzünde meteor kayıtlara geçti.Güvenlik kamerasına yansıyan meteor, Manchester, Cardiff, Honiton gibi yerlerden görüldü.İngiliz basını, akşam saatlerinde meydana gelen meteorun 7 saniye boyunca görüldüğünü aktardı.


İngiltere Meteor Ağı, sosyal medya hesabından olayla ilgili fotoğraf paylaştı.
Bir grup amatör astronom tarafından kurulan ağ, "Açıkça görülebilen parçalanma ile yavaş hareket eden bir meteordu." açıklamasını yaptı. 120'den fazla kişinin söz konusu meteoru gördüğü kaydedildi.



Prens Harry, Kraliyet'ten ayrılma sürecinin zor olduğunu söyledi 

Sussex Dükü Prens Harry, "Yıllar önce bu süreci tek başına yaşamasının onun (Prenses Diana) için nasıl bir şey olduğunu hayal bile edemiyorum çünkü ikimiz (Harry ve Markle) için inanılmaz derecede zor oldu." dedi

İngiltere'de Kraliçe 2. Elizabeth'in torunu Sussex Dükü Prens Harry, Kraliyet ailesinden ayrılma sürecinin kendisi ve eşi Düşes Meghan Markle için çok zor olduğunu belirttiHarry ve eşi Meghan Markle, ABD’deki bir televizyon programına katıldı. 

Harry, programın fragmanında yer alan ifadelerinde, eşiyle birlikte katılmaktan mutlu olduğunu belirterek, annesi Prenses Diana’nın Prens Charles’tan boşandığı süreci anımsattı. 

"Yıllar önce bu süreci tek başına yaşamasının onun (Prenses Diana) için nasıl bir şey olduğunu hayal bile edemiyorum çünkü ikimiz (Harry ve Markle) için inanılmaz derecede zor oldu." ifadesini kullandı.

 Prens Harry, "bu süreci atlatırken en azından eşinin yanında olduğunu" belirtti. Programın tamamının 7 Mart'ta yayınlanması bekleniyor.

 Prens Harry ile eşi, geçen sene Kraliyet'ten ayılma kararı almış ancak Kraliçe ile yapılan görüşmenin ardından bir yıllık yeniden değerlendirme süreci üzerinde anlaşılmıştı. 

Bununla beraber süre dolmadan önce Prens Harry, geçen ay yaptığı açıklamada, görevlerine geri dönmeyeceklerini ve finansal açıdan bağımsız olacaklarını bildirmişti. İkinci çocuklarını bekleyen çiftin, bundan sonra ABD'de yaşayacağı belirtilmişti.   

Tartışmalı gelin Prens Harry ve Meghan Markle, 2018'de başkent Londra'nın batısındaki Windsor Kalesi'nin tarihi ibadethanesi St. George Chapel'de görkemli bir törenle evlenmişti.

 Kraliçe, torunu Harry'e Sussex Düklüğünü vermiş, böylece Meghan da Sussex Düşesliğine gelmişti. Kraliyet ailesine dahil olmadan önce oyunculuk kariyeri bulunan, ABD vatandaşı olan ve ailesinin kökleri Afrika'ya dayanan Markle, İngiliz monarşisi için ilk niteliğinde pek çok özelliği bir arada taşımasıyla tartışma konusu olmuştu. 

Veliaht Prens Charles ile Prenses Diana'nın ikinci çocuğu Harry, tahtın 6'ncı sıradaki varisi konumunda bulunuyordu. Prens Harry'nin annesi Diana, İngiliz bulvar basınının sürekli takibi altında geçirdiği hayatını, 31 Ağustos 1997'de Paris'te 36 yaşındayken paparazzilerin takibi sırasında bir tünelde geçirdiği trafik kazasında kaybetmişti.



İngiliz firmalar için Türkiye'nin sunduğu imkanlar büyük potansiyel oluşturuyor

Türkiye'de İngiliz Ticaret Odası Üst Yöneticisi Emrah Öz, kaliteli işçilik, eğitimli profesyoneller ve kolay ticaret imkanlarının Türkiye'yi cazip kıldığını kaydetti. 


Türkiye'de İngiliz Ticaret Odası (BCCT) Üst Yöneticisi Emrah Öz, coğrafi konumu, lojistik imkanları, kaliteli işçiliği ve kolay ticaret imkanlarının Türkiye'yi yatırımcılar için cazip kıldığını belirterek, "Türkiye'nin sunduğu imkanlar, artık ticari rotasını Avrupa Birliği'nden (AB) bağımsız çizecek bir ülke olan İngiltere için çok fazla potansiyel oluşturmaktadır." dedi.   

Öz, Birleşik Krallık'ın Türkiye'de gerçekleştirdiği ve planladığı yatırımlara ilişkin değerlendirmede bulundu. Birleşik Krallık'ın Türkiye'nin hem ekonomik hem de jeostratejik olarak yüzyıllardır güçlü bir müttefiki olduğunu ifade eden Öz, "Türkiye'nin coğrafi konumu, özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) ile Orta Asya bölgesine ticari ilişkilerini geliştirmeyi hedefleyen İngiliz firmaları için bu bölgelere giriş kapısı olma özelliği taşıyor." diye konuştu.

 Son yıllarda Türkiye'nin, üretim bazında Asya ve Uzak Doğu pazarıyla imalat alanında da rekabetçi hale gelmesinin cazibesini artırdığına dikkati çeken Öz, "Lojistik kolaylık, deniz, hava ve kara yolu taşımacılığında ulaşılması kolay bir ülke olması ve merkezi lokasyonu, İngiliz yatırımcıların Türkiye'yi tercih faktörlerinin başında yer alıyor." ifadelerini kullandı.

 Türkiye'nin Orta Doğu ve doğuya açılan bir kapı olarak görüldüğünü vurgulayan Öz, kaliteli işçilik, eğitimli profesyoneller, kolay ticaret imkanlarının da ülkeyi cazip kıldığını söyledi.   İngiliz yatırımcıların Türkiye'ye yatırımda en çok tercih ettiği sektörler Öz, İngiliz yatırımcıların Türkiye'ye yatırımda en çok tercih ettiği sektörlerin başında teknoloji ve perakende sektörlerinin geldiğini belirterek, "Bunun yanı sıra ileri üretim teknolojileri, enerji, finansal hizmetler gibi alanlarda da yatırımlar gerçekleşti." değerlendirmesinde bulundu. 

Türkiye'de İngiliz yatırımcılar için başta teknoloji olmak üzere, diğer sektörlerin teknolojik gelişimlerini etkileyen alt sektörlerin de yatırım imkanı vadeden alanların başında geldiği bilgisini veren Öz, "Akıllı şehir teknolojileri, yenilenebilir enerji, üretim teknolojileri, tarım teknolojileri gibi alanların yatırım için uygun diğer alanlar olduğunu söyleyebiliriz." dedi.   

"STA, yeni fırsatların da önünü açacak" Türkiye ile Birleşik Krallık arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA) iki ülke iş piyasalarının birbirine güvenini tazeleyip, karşılıklı ikili ticaretin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurguladığını belirten Öz, şöyle konuştu:

 "Türkiye sunduğu imkanlarla artık ticari rotasını AB'den bağımsız çizecek bir ülke olan İngiltere için çok fazla potansiyel oluşturmaktadır. Özellikle tarım ve gıda teknolojileri, üretim teknolojileri, yenilenebilir enerji, sağlık ve sağlık teknolojileri başta olmak üzere, ticareti daha kolay ve ulaşılabilir hale getirmek hedefiyle çalışmalar artarak devam edecektir." Öz, STA'nın iki ülke arasındaki ticaretin genişlemesine farklı sektörleri de kapsayacak şekilde güç sağlayacağını, yeni fırsatların da önünü açacağını anlattı. 

STA çerçevesinde gelecek 2 yıl içinde tarım, gıda ve teknoloji sektörlerinde bulunan firmalara daha kolay yatırım ve ticaret imkanları sunulmasının hedeflendiğini vurgulayan Öz, "Bu sektörlerin yanı sıra finansal hizmetler, sağlık ve sağlık teknolojileri alanları da yatırımcılar için göz ardı edilmemesi gereken sektörlerden." ifadelerini kullandı. 

Öz, STA'nın tercihli tarifeleri güvence altına aldığını da anımsatarak, bunun Türkiye'ye makine ve demir-çelik ihracatı yapan Birleşik Krallık işletmelerini ve özellikle Türkiye'nin Birleşik Krallık'a ihracatının üç ana sektörü olan otomobil, tekstil ve beyaz eşya sektörlerindeki Türk işletmelerini destekleyeceğini dile getirdi.  
 "Türkiye bir üretim üssü haline gelebilir" Türkiye'deki yatırım ortamına ilişkin de değerlendirmede bulunan Öz, "Türkiye'deki kur oranı, kaliteli isçilik, Türk markaların ve pazarın bilinir hale gelmesi yatırım için önemli faktörlerden. Politik ve siyasi çalkantılardan uzak olunduğu sürece yatırım da iyi etkilenecektir." değerlendirmesinde bulundu.

 Öz, Türk firmalarının İngiltere'ye ihracatında Çin, Vietnam ve diğer Asyalı firmalarla rekabet edeceğini belirterek, şöyle devam etti: "Türkiye, ticaret ilişkileri açısından İngiltere için Çin'e harika bir alternatif.

 Batıdaki jeopolitik ülke piyasaları için de Türkiye büyük bir fırsat ve Çin'e bir alternatif sunmaktadır. Sonuçta, Türkiye-İngiltere diyaloğunun Birleşik Krallık için Çin'e mevcut bağımlılık düzeyini sağlıklı bir şekilde çeşitlendirilmesi yönünde bir fırsat olabilecektir." Tedarik zincirlerini özellikle Güneydoğu Asya ve Çin'den uzakta yeniden düzenlemek isteyen İngiliz şirketlerinden çok sayıda soru aldıklarını ifade eden Öz, "Türkiye bir üretim üssü haline gelebilir. 
Birleşik Krallık'ta tedarik zincirlerini yeniden düzenlemek ve pazarlarına yakınlaştırmak isteyen şirketlere, Türkiye'nin üretim anlamında tüm donanıma sahip ve teknolojisi hızla büyüyen bir destinasyon olduğunu anlatıyoruz." dedi.



Fransa'nın 'istemediği' düzensiz göçmenler yaşam mücadelesi veriyor

Fransa'nın Calais kentinde yaşam mücadelesi veren Sudanlı düzensiz göçmen İbrahim, "Yetkililer, çadır kurmamıza izin vermiyor. Üstelik soğuk, kar ve yağmurla durum daha da zorlaşıyor. Bu hava şartlarına alışık değiliz." dedi.


Fransa, düzensiz göçmenlerin içinde bulunduğu kötü koşullara karşı "duyarsız" kalmakla ve yeterli önlem almamakla eleştirilirken, Calais kentinde kaderlerine terk edilen düzensiz göçmenler yaşam mücadelesi veriyor.   Calais'te "Jungle" olarak bilinen ve yaklaşık 8 bin kişinin kaldığı düzensiz göçmen kampı 2016'da dağıtıldı. Ancak hükümetin kampı dağıtma kararından sonra değişik merkezlere gönderilen düzensiz göçmenlerin bir kısmı, buradaki şartların olumsuzluğu ve kapasite yetersizliği nedeniyle Calais'e geri döndü. Uluslararası arenada demokrasiyi ve insan haklarını savunan Fransa, ülkedeki sivil toplum kuruluşlarınca düzensiz göçmenlerin maruz kaldığı kötü koşullara ilişkin yetersiz adımlar atmakla ve onların sorunlarına karşı "duyarsız" kalmakla eleştiriliyor. Calais'te halihazırda çoğunluğu Sudanlılar ve Afganlardan oluşan yaklaşık 800 düzensiz göçmen bulunuyor. Düzensiz göçmenler, yatacak yer, tuvalet, banyo ve yiyecek gibi temel insani ihtiyaçlara çok yetersiz düzeyde sahip olarak şehir merkezinin dışında farklı noktalarda yol kenarlarında yeşillik alanlarda yaşıyor. Düzensiz göçmenler, kentteki sivil toplum kuruluşlarının verdiği yemeklerle ancak karınlarını doyurabiliyorlar. Göçmenler dere suyuyla ellerini ve yüzlerini yıkıyor, bazıları da bu suyla abdest alarak namaz kılıyor.

Buradaki düzensiz göçmenlerin tek umutları, daha insani şartlarda yaşayabileceklerini düşündükleri İngiltere'ye gidebilmek. Göçmenlerin tedirgin ve çaresiz bekleyişi yüzlerinden okunuyor. Calais'teki düzensiz göçmenlerin bir kısmı da şehrin merkezinde köprü altlarında derme çatma çadırlarda kalıyor.Konuşan görgü tanıkları, polisin neredeyse her gün buraya gelip göçmenleri uzaklaştırmak istediğini ve zaman zaman biber gazıyla da müdahale ettiğini söyledi. Düzensiz göçmenler de burada çok zor şartlar altında yaşadıklarını, imkanların çok sınırlı olması nedeniyle İngiltere'ye gitmek istediklerini ifade etti. Bununla beraber, düzensiz göçmenlerin, Fransız yetkililerin görmesi halinde İngiltere'ye gidişlerinin riske gireceği endişesiyle kamera ve mikrofon karşısına çıkmak istememeleri dikkat çekti.