AB üyelik süreci kısır politik gündemlere bırakılamayacak kadar önemli
AB üyelik süreci kısır politik gündemlere bırakılamayacak kadar önemli
Dışişleri Bakanı Fidan, Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin Türkiye için stratejik bir hedef olmaya devam ettiğini belirterek "Türkiye'nin AB üyelik sürecinin bazı ülkelerin kısır politik gündemlerine bırakılamayacak kadar önemli olduğunu yineledim" dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
İspanya'nın başından itibaren Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecine samimi şekilde destek olan ülkeler arasında yer aldığını, AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir hedef olmaya devam ettiğini meslektaşına bir kez daha ifade ettiğini aktaran Fidan, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin AB üyelik sürecinin bazı ülkelerin kısır politik gündemlerine bırakılamayacak kadar önemli olduğunu yineledim. Avrupa Birliği içerisinde Gazze konusunda ilk günden itibaren ilkeli bir tutum izleyen ve Filistin halkının yanında olan ülkelerden biridir İspanya. İspanya'nın takdire şayan bu tutumu Filistin meselesinin dini ve etnik kimliklerinin üstünde evrensel bir dava olduğunun da ayrıca ispatı niteliğindedir."
Türkiye-İspanya 7. Hükümetlerarası Zirvesi'ni 2021'de düzenlendiğini hatırlatan Fidan, 8. zirvenin haziranda düzenleneceğini söyledi.
Fidan, İspanyol mevkidaşıyla görüşmelerinde güvenlik alanında atılabilecek adımları da etraflıca ele aldıklarını, NATO bünyesindeki güçlü bir işbirliğini de tekrar gözden geçirdiklerini belirterek "Bunun bir yansıması olarak İspanya 2015'ten bu yana Adana'da Patriot bataryası konuşlandırmakta. Müttefiklik ruhuna uygun bu davranış memnuniyet vericidir. Ayrıca biz iki müttefik olarak savunma sanayi işbirliğimizi somut projelerle daha ileri taşımak istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
İspanya'nın AB içerisinde en büyük ticaret ortaklarının başında geldiğini, İspanya ile ticaret hacminde hedefin 20 milyar dolar olduğunu aktaran Fidan, "Geçen yıl itibarıyla bu hedefe ulaşmayı başardık gibi, 19 milyar doları aşan bir ticaret hacmimiz var şu anda." bilgisini verdi.
Fidan, Türkiye ve İspanya'nın Akdeniz Havzası'nın iki önemli ülkesi olduğunu, Akdeniz Havzası ve çevresinin çatışmalar, terörizm, iklim değişikliği ve düzensiz göç gibi sınamalarla karşı karşıya kaldığını kaydederek "Akdeniz'in doğu ve batı uçlarında yer alan Türkiye ve İspanya bu krizleri yakından hissetmekte. Yıllardır terörle mücadele eden iki ülke olarak güvenlik işbirliğimizi geliştirmeye özel önem veriyoruz." ifadelerini kullandı.
İspanyol mevkidaşıyla Gazze'deki insani felaketin bölgesel ve uluslararası güvenliğe etkilerini de etraflıca değerlendirme imkanı bulduklarını, "Acil ateşkes ilan edilmesi" gerektiğini vurguladıklarını belirten Fidan, insani yardımların derhal ve kesintisiz ulaştırılması gerektiğini, bölgede kalıcı barışın ancak iki devletli çözüm temelinde sağlanabileceğine inancını yinelediklerini söyledi.
Fidan, tüm dünya kamuoyunun İsrail'e savaşın durması gerektiğini söylediğini ancak İsrail hükümetinin, masum Filistinlileri öldürmeyi sürdürdüğünü ve iki milyondan fazla kişiyi açlığa mahkum ettiğini vurguladı.
"Bizim emin olduğumuz bir husus var. İsrail hükümetinin üyeleri işledikleri suçların hesabını adalet karşısında er veya geç vereceklerdir." diyen Fidan, uluslararası hukuku ve insanlık vicdanını yaralayan bu ırkçı zihniyetin tüm dünyanın ayakları altında ezileceğini ifade etti.
Fidan, mevkidaşıyla, üçüncü yılına giren Rusya-Ukrayna Savaşı'nı da ele alma imkanı bulduklarını belirterek şunları kaydetti:
"Ukrayna'nın bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli desteğimizi yineledik. En kısa sürede adil ve kalıcı bir barışa ulaşılması gerektiği beklentimizi de vurguladık. İspanya ile küresel meselelerde fark yaratacak ortak girişimler geliştirme vizyonuyla çalışmayı sürdüreceğiz. Anadolu ve İber Yarımadası kültürel mirasından güç alarak 2005 yılında ortak girişimimizle medeniyetler ittifakını hayata geçirmiştik. Diyalog ve karşılıklı anlayışın teşvik edilmesindeki öncü rolümüzü daha da geliştirmek konusunda ısrarlıyız."
Türkiye'nin AB üyelik süreci
İspanya'nın, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine desteğinin her zaman tam olduğunu belirten Fidan, AB ile ilişkilerde birkaç boyutun bulunduğunu ifade etti.
Fidan, "Avrupa Birliği, Avrupa ülkelerinin bir üst siyasi entitesi olarak ayrı bir hükmü kişiliğe sahiptir. Avrupa ülkeleriyle birebir ayrı ilişki geliştiriyoruz, Avrupa Birliği'yle kurumsal olarak başka bir ilişkimiz var." diye konuştu.
Birçok Avrupa ülkesiyle geliştirilen ilişkilerin daha kolay olabildiğini kaydeden Fidan, AB ile ilişki geliştirildiğinde AB içerisinde oy birliğiyle alınması gereken kararlar olduğunu dile getirdi.
Fidan, bu durumun çoğu zaman Türkiye'nin aleyhine işleyebildiğine dikkati çekerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2023'te tekrar seçilmesiyle AB üyeliği konusunda Türkiye'nin perspektifinin değişmediğini, stratejik niyetinin ve vizyonunun aynı kaldığını yinelediğini hatırlattı.
Bu konuda Türkiye'nin irade beyanı beklediği yerin AB'nin kilit ülkeleri olduğuna işaret eden Fidan, bu ülkelerin irade beyanında bulunması gerektiğini kaydetti.
Fidan, AB'ye giriş sürecinin olduğunu anımsatarak, bundan evvel siyasi iradenin ortaya konması gerektiğini vurguladı.
2004-2005'te böyle bir siyasi irade ortaya konduğunu hatırlatan Fidan, "Daha sonra bu siyasi iradenin erozyona uğradığını ve giderek ortadan kalktığını, bambaşka bir siyasal zihnin ve iklimin Avrupa Birliği'ne Türkiye ile alakalı hakim olduğunu gördük." ifadesini kullandı.
Fidan, AB ile ilişkilerde her iki taraf lehine de ilerletilmesi gereken alanlar arasında gümrük birliğinin güncellenmesi, vize, daha farklı ticari imtiyazlar, ve göçle mücadele meselesi gibi konuların yer aldığını dile getirdi.
Bunların AB ile yoğun bir şekilde çalışılması gereken konular olduğunu vurgulayan Fidan, bu konularda bile ciddi bir çalışmanın halihazırda zaman zaman istedikleri şekilde olmadığını söyledi.
Fidan, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin bu yaz yapılacağına işaret ederek, şu anda AB'de bu konuda büyük bir bekleyiş olduğunu ve ortaya çıkacak siyasi tabloya göre olayların tekrar şekilleneceğine ilişkin bir algı bulunduğunu ifade etti.
Türkiye'nin seçim sürecini takip ettiğini kaydeden Fidan, "Bizim inancımız, parlamento seçimlerinin sonuçlarından bağımsız Avrupa Birliği kurumlarıyla Türkiye arasındaki ilişkilerin daha pozitif gündemle daha ileriye taşınması." dedi.
Fidan, son yıllarda özellikle bölgede gündeme gelen olayların Türkiye, AB ve NATO ilişkilerinin güvenlik perspektifini daha da ön plana çıkardığına dikkati çekerek, Türkiye ile AB arasında gerek ikili düzeyde gerek NATO içerisinde güvenlikle alakalı tartışılması gereken çok ciddi konular olduğunu kaydetti.
Özellikle bölgesel ve küresel güvenlik konusunda iki tarafın neler yapabileceğinin tam tartışılmadığı değerlendirmesinde bulunan Fidan, bu tartışmanın başlatılması gerektiğini söyledi.
Fidan, bu tartışmanın sağlıklı yapılamaması nedeniyle bundan gelecek ciddi menfaati iki tarafın göremediğini, bunun ortaya çıkardığı boşluk ve risklerin çok fazla farkında olamadıklarını dile getirdi.
Bakan Fidan, iki tarafın da çok nitelikli, jeostratejik bir güvenlik işbirliği tartışmasını hem NATO içerisinde hem NATO dışında iki taraflı başlatması gerektiğine inandığını belirtti.
Filistin konusunda tek ve çok taraflı çabalar sürdürülüyor
Fidan, Türkiye'nin, üye olduğu bütün uluslararası platformlarda İsrail'e baskı oluşturması için alınabilecek tüm tedbirler için her türlü baskıyı tek ve çok taraflı devam ettirdiğini söyledi.
Bunun Birleşmiş Milletler (BM), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), üye olunan bölgesel, ekonomik ve siyasi işbirliği teşkilatları nezdinde sürdürüldüğünü aktaran Fidan, "Bu sadece orada var olan trajedinin önlenmesi ile alakalı değil, daha büyük küresel krizlerin ve savaşların, bölgesel savaşların çıkmasıyla alakalı bir konu. Bu konuyu görmemek için gerçekten çok dar görüşlü olmak lazım. Gazze krizinin, oradaki insanlık trajedisinin ne türden felaketlerin habercisi olduğunu bütün insanlığın, ilgili kamuoyunun gerçekten görmesi lazım." diye konuştu.
Fidan, Türkiye'nin bu konudaki ortak çabaları devam ettirdiğini, İspanya'nın gerek devlet gerek AB içerisinde attığı adımlar ve teklif ettiği konular açısından tamamıyla arkasında olduklarını belirtti.
Bakan Fidan, barış konferansı düzenlenmesi, Filistin devletinin tanınması ve güvenlik garantilerinin ortaya çıkmasının gerçekten çözüm yolunda gündeme gelen çok önemli alternatif teklifler olduğunu kaydetti.
Fidan, buna benzer tekliflerin başka yerlerden de geldiğini ve Türkiye'nin de hazırladığı tekliflerin olduğunu aktararak, "Amacımız bu sorunun kalıcı bir şekilde, adil bir şekilde çözülmesi. Bunun için ne türden adım atılması gerekiyorsa yaptırımsa yaptırım, baskıysa baskı, uluslararası ittifak şeklinde hareket etmekse etmek, uluslararası hukuka başvurmaksa başvurmak. Bütün metotları kullanarak bu zulmün durması ve bu sorunun kalıcı olarak çözülmesi, amacımız bu." diye konuştu.
Bakan Fidan, bu konuda göstermiş olduğu dayanışma için de İspanya hükümetine ve Albares'e teşekkür etti.
Albares: Filistin devleti kalıcı bir şekilde oluşmalı
Albares ise İspanya ve Türkiye arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilere dikkati çekerek, iki Akdeniz ülkesi olarak dostluklarının derinleştiğini söyledi.
Albares, iki ülkenin de Akdeniz için Birlik (AiB) ve NATO üyesi olduğuna işaret ederek Türkiye'nin AB üyelik sürecini desteklediklerini ve üyeliğin onaylanmasını istediklerini dile getirdi.
Türkiye'nin İspanya için çok önemli ortak olduğunu vurgulayan Albares, Türkiye'nin liderler zirvesi gerçekleştirdikleri ender ülkelerden birisi olduğunu ve bir sonraki zirvenin İspanya'da gerçekleşeceğini kaydetti.
Albares, Medeniyetler İttifakı Forumu'nu tekrar bir araya getirmek istediğini söyleyerek bunun iki toplumun karşılaştığı zorluklarla mücadele için gerekli bir platform olduğunu belirtti.
Görüşmede, Gazze'deki insani krizi ele aldıklarını aktaran Albares, "Barış, Orta Doğu'ya nasıl dönebilir diye konuştuk. İspanya'nın dileklerini tekrar dile getirdim; ateşkesin bir an evvel ve daimi olarak gerçekleşmesinin gerektiğini dile getirdim. İnsani yardımın şartsız, koşulsuz olarak Gazze'ye ulaşması gerektiğini söyledik." diye konuştu.
Albares, İspanya'nın, savaşın başından bu yana insani yardımı 3 katına çıkardığını kaydederek "Bütün rehinelerin serbest bırakılmasını arzu ediyoruz. İspanya bütün dünyayla, ortaklarıyla, dostlarıyla birlikte bir barış politikası gütmektedir. Bu bağlamda Türkiye'nin özel bir yere sahip olduğunu vurgulamak isterim." ifadelerini kullandı.
Gazze'de barışın tekrar sağlanması konusundaki görüşlerini paylaşan Albares, "Filistin devletinin kalıcı bir şekilde oluşması gerekmektedir. Aynı zamanda güvenliğin, barışın ve istikrarın Filistinliler, İsrailliler ve bütün ülkeler için Orta Doğu'ya gelmesinin koşulu budur." değerlendirmesinde bulundu.
Rusya-Ukrayna savaşı konusunda Fidan ile fikir teatisinde bulunduklarını anlatan Albares, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rusya ve Ukrayna krizi çerçevesinde, Türkiye çok başarılı bir duruş sergiledi. Karadeniz çerçevesinde bir güvensizliği, gıda güvensizliğini geçtiğimiz yıl içinde engellemiş oldu. Bu vesileyle çok teşekkür etmek istiyorum ve Türkiye'nin bu gayretini takdir etmek istiyorum. Hepimizin burada belli vaatleri var. Hepimiz tabii ki Ukrayna'nın daha özgür olması, egemen olması, saygı duyulması için gayretlerimizi sergiledik."
İspanya-Türkiye ortaklığı
İspanya ve Türkiye'nin NATO'daki transatlantik ortaklığını vurgulayan Albares, iki ülkenin güvenlik ve savunma sanayisinde işbirliği yaptığını dile getirdi.
Albares, Madrid'de düzenlenen NATO Zirvesi'ne işaret ederek "Bu zirvedeki tartışmalarımızda, biz bütün ortaklarımızın, müttefiklerimizin NATO'daki önemine değindik. Çünkü önümüzde belli tehditler var, güneyden gelen tehditler var." dedi.
İki ülke arasındaki ticari işbirliğinin altını çizen Albares, merkezi İspanya'da bulunan 700'den fazla şirketin Türkiye'de varlık gösterdiğini ve iki ülke arasında 19 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunduğunu söyledi.
Albares, İspanyol şirketlerin altyapı, sağlık ve enerji alanlarında Türkiye'deki yatırımlarından bahsetti.
Bakan Fidan'a misafirperverliği için teşekkür eden Albares, "Bu ziyaret, bizim için Türkiye'nin de İspanya'nın gerçek dostu olduğunun en büyük kanıtlarından bir tanesi. İspanya da Türkiye'nin müttefiki ve dostudur." şeklinde konuştu.
İspanya'nın Filistin için barış konferansı önerisi
Bakan Albares, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin çok "nitelikli" ve Avrupa'yı destekleyen bir devlet olduğunu kaydeden Albares, AB'ye üyelik sürecine değinerek ülkesinin Brüksel'de Türkiye ile diyaloğun geliştirilmesi ve güçlendirilmesi üzerine fikrini beyan ettiğini aktardı.
Türkiye'nin "net bir şekilde" adaylık duruşuna sahip olduğunu söyleyen Albares, AB ülkelerinin bu konu üzerinde çalışması gerektiğine dikkati çekti.
Albares, ülkesinin bu konuda yol haritasına sahip olduğunu belirterek, Türkiye'nin Gümrük Birliği üyesi olduğunu hatırlattı.
Ülkesinin arzusunun bu dinamiklerin durmaması olduğunu vurgulayan Albares, İspanya'nın Türkiye'nin "Avrupa'daki geleceğine" bakmaya devam etmesini istediğini bildirdi.
Albares, İspanya'nın Filistin meselesi için barış konferansı düzenleme önerisi olduğuna işaret ederek, "Barış konferansında hepimiz bir araya gelir, Filistin devletini tanıyabiliriz ve İsrail de burada güvenlik garantisini bizlere verebilir." dedi.
"Bu seviyede bir şiddete tanıklık etmek istemiyoruz." ifadesini kullanan Albares, çatışmaların "Lübnan'a sıçramasının" da ülkesini kaygılandırdığını belirtti.
Albares, İspanya'nın, Hamas'ın "saldırılarını kınadığını" anımsatarak çok sayıda Filistinlinin bombalar ve açlık nedeniyle hayatını kaybettiğine vurgu yaptı.
Ülkesinin "bütün rehinelerin şartsız bir şekilde özgür bırakılması" gerektiğini savunduğunun altını çizen Albares, Filistinliler ve İsrailliler dahil olmak üzere şiddete başvurulmaması için neler yapılabileceğinin konuşulması gerektiğini dile getirdi.
Albares, ülkesinin İsrail'e karşı yaptırım uyguladığını söyleyerek, İsrail'in uluslararası hukuka aykırı davranışlarının karşısında olduklarını ifade etti.
Bakan Albares, İspanya'nın İsrail'e "daha fazla silah tedarik etmediğini" de sözlerine ekledi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.