Sadık Khan: Siyasilerin dili aşırı sağcı şiddeti körüklüyor
Sadık Khan: Siyasilerin dili aşırı sağcı şiddeti körüklüyor
Londra Belediye Başkanı Sadık Khan, ülkede siyasilerin kullandığı dilin İngiltere'deki aşırı sağcı şiddet olaylarını körüklediğini belirterek, "Bu, sığınmacıların kaldığı otellerin yakıldığı, ibadethanelerin sadece Müslümanlara ait olduğu için hedef alındığı bir duruma neden olur. Bu yüzden kullandığı dili doğru seçmek, siyasetçilerin sorumluluğundadır." değerlendirmesinde bulundu.
"İngiltere'de aşırı sağcı şiddet" başlıklı dosya haberin ikinci bölümünde konuşan Londra'nın Pakistan kökenli Belediye Başkanı Khan, kentte aşırı sağa karşı alınan önlemleri, nefret ve şiddete karşı sosyal medyada atılabilecek adımlar ile siyasetçilerin kullandığı dilin aşırı sağcı eylemlere etkisini değerlendirdi.
Aşırı sağcıların, Southport'ta 3 çocuğun öldürüldüğü bıçaklı saldırının ardından Müslümanları ve farklı ten rengindeki kişileri hedef aldıklarına dikkati çeken Khan, "Camilere saldırdılar, saldırmaya çalıştılar. Arabalar durduruldu ve içindekiler Müslümansa hedef alındı. Sığınmacıların kaldığı bir otel ateşe verildi. Müslümanları koruyan polislere saldırıldı. Bu nedenle Müslümanlar korkuyor ve bu tamamen anlaşılır bir durum." diye konuştu.
Khan, Müslüman toplum temsilcileriyle yaptığı görüşmeye değinerek, "Cemaat korkuyor. Çocuğu okula gidecek aileler korkuyor. Belediye başkanı olarak benim görevim polis, hükümet ve Londralılarla birlikte çalışmak, kenti Londralılar ve özellikle Müslümanlar için sadece güvenli hale getirmekle kalmayıp güvende hissedilir hale getirmektir." görüşünü paylaştı.
"(Müslümanlar) Onlar, Britanya vatandaşı, yasaları çiğnemediler, yanlış bir şey yapmadılar ama yine de korkuyorlar. Bu, doğru değil." diyen Khan, kendisinin de Müslüman olarak hedef alındığını söyledi.
Khan, "Hedef alındığımı biliyorum çünkü Müslüman'ım. Bu yüzden polis korumam var. Aile üyelerim ve arkadaşlarımla konuştum, onlar da korkuyorlar çünkü Müslümanlar. Biliyorsunuz aşırı sağcılar, 'şu Müslüman veya bu Müslüman' diye ayırmıyor. Hepimiz onların hedefiyiz." ifadelerini kullandı.
"Dezenformasyon söz konusu olduğunda kurallar sosyal medyaya da uygulanmalı"
Hükümet ile yargının camilere ve insanlara saldıran aşırı sağcılara karşı hızlı adımlar attığını kaydeden Khan, ırkçılık, Müslüman karşıtlığı (İslamofobi) ve antisemitzm gibi nefret suçlarının gücünü sosyal medyadan aldığının altını çizdi.
"Ne yazık ki bu nefret dolu yanlış bilgiler sosyal medyada büyüyor ve onları çürütme şansı olmadan yayılıyor." diyen Khan, Southport saldırganının Müslüman olmamasına rağmen Müslüman olduğu haberlerinin yayılmasını örnek gösterdi.
Khan, sosyal medyada bir kuralın olması gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Yayıncıların ve gazetelerin uymak zorunda olduğu kurallar var. Bu kurallara göre oyun oynanıyor. Ne yazık ki sosyal medya, kuralın hiç olmadığı yermiş gibi bir izlenim veriyor. Kurallar, onlara uygulanamazmış gibi. Kurallar, yanlış bilgilendirme, dezenformasyon, nefreti ve adli suçlar söz konusu olduğunda onlara da uygulanmalı."
Çevrimiçi Güvenlik Yasası'na da değinen Khan, kanunun gelecek yıl yürürlüğe girecek olmasından dolayı eski hükümeti suçlayarak, "Yeni hükümetten bu yasayı en kısa zamanda yürürlüğe koymasını ve gözden geçirmesini istedim. Bir değişiklik gerekiyorsa yapılsın. Sosyal medya şirketlerine de şunu söylüyorum: Sorumluluk almadığınız sürece bir düzenleme yapılmasına şaşırmayın." ifadelerini kullandı.
"Birçok insan korktuğu için camiye namaz kılmaya gitmiyor"
Khan, ülkedeki gündelik siyaset ve siyasi söylemlerin aşırı sağcı şiddet olaylarına etkisine değinerek, "İyi siyasetçiler öğretmen gibi olmalı. Halkı küçük gören değil eğiten olmalıyız. Ne yazık ki ana akım siyasetçiler, konu göç olduğu zaman 'İşgal' kelimesini kullanıyor. 'Burası bir İslamcı ülkesi.' ve 'Londra, İslamcılar tarafından yönetiliyor.' gibi ifadeler, önde gelen bir Muhafazakar Partili siyasetçi tarafından kullanıldı." dedi.
Bu söylemlerin Müslümanları, sığınmacıları ve göçmenleri düşmanlaştırdığına dikkati çeken Khan, "Bizim insan olduğumuzu düşünmüyorlar, insandan aşağı olduğumuzu düşünüyorlar. Bu, doğru değil. Bu, sığınmacıların kaldığı otellerin yakıldığı, ibadethanelerin sadece Müslümanlara ait olduğu için hedef alındığı bir duruma neden olur. Bu yüzden kullandığı dili doğru seçmek, siyasetçilerin sorumluluğundadır çünkü sonucunda Müslümanlar korku içinde oluyor." diye konuştu.
Kentteki tüm camilerin polis tarafından ziyaret edildiğini, cuma namazlarında cami dışında önlem almaya başladıklarını anlatan Khan, İçişleri Bakanlığının isteyen tüm camilere özel güvenlik sağladığını söyledi.
Khan, "Ne yazık ki camilerin bu desteklere ihtiyacı var çünkü hedef alınıyorlar. Birçok insan korktuğu için camiye namaz kılmaya gitmiyor." ifadelerini kullandı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.