Ağızdan çıkan her kelime ya bir ok olur derinden yaralar, ya da ince bir sızı olur yüreğe, bazen de alın yazısı olur, bir ömür işlenir kadere…
Bir kelimeyle kuruldu dünya;’’OL’’ dedi ve oldurdu yüce yaradan.
Bir kelimeyle başlar hayatlar, bir kelimeyle biter. Bir kelimeyle başlar en büyük mücadeleler, bir kelimeyle biter en güçlü düşünceler. Bir kelime kıvılcım misali tutuşturur ruhun fitilini, bir kellime su misali söndürür ruhun ateşini. Aşklar, arkadaşlıklar, sevgiler, nefretler... Hepsinin başlaması da bitmesi de bir kelimeye mahkûm, gerisi teferruat. Kelimeler dostlarım kelimeler düşündüğümüzden çok daha fazla tesir etmektedir velhasıl yaşamımızda.
Hepimiz zaman zaman yaşamışızdır, kendimizi kötü hissederken duyduğumuz birkaç güzel kelime bize ilaç gibi gelir de günümüz aydın geçer, ya da tam tersi, birkaç zehirli kelime yeter günümüzün karanlığa boğulmasına. Kimin söylediği de önemli tabi ama kim söylerse söylesin tesiri göz ardı edilemeyecek kadar yüksektir kelimelerin. O nedenle kelimelerimizi doğru seçmeliyiz şu hayatta, olumlu ve pozitif olanları almalıyız yanımıza. Her iyi düşünüp iyi konuşmalıyız yaşamımızda. Şükürler olsun, bol bol, oldu, inanıyorum, şanslıyım, sahibim vb. kelimeler yaşamımızda sıkça kullanarak olumlama yapabileceğimiz kelimelerden birkaçı.
Kelimelerin insanlar üzerindeki etkilerini araştırmak üzere basit bir deney yapılıyor. İki gruba ayrılan kişilere dörder kelime yazılı kâğıtlar dağıtılıyor ve bu kelimelerle cümle kurmaları isteniyor. Sonrasında insanlar bulundukları odadan çıkıyor. Bazıları hızlı, bazıları yavaş yürüyerek çıkıyorlar. Neden insanlar farklı hızlarda yürüyor olabilir sizce? İçerde kâğıtlarda yazan kelimelerde grubun birinde; yavaşlıkla ilgili kelimeler, diğerinde ise hızlılıkla ilgili kelimeler yazıyormuş. Yavaşlıkla ilgili kelimelerin verildiği gruptaki insanlar yavaş yavaş yürürken, diğer gruptaki insanlar hızlı hızlı yürüyor. Çok basit ama çok ilginç bir deney olmuş bence. Düşünün ki çok kısa sürede maruz kalınan kelimeler insanların davranışlarını bu kadar etkilerken günlük hayatımızda bizlerin kullandığımız ve evlatlarımızın sürekli olarak duyduğu kelimeler ne kadar da güçlüdür ve etkilidir yaşamımızda. Evlatlarımıza söylediğimiz her kelimeyle onun aslında yaşamını şekillendirdiğimizin farkında mıyız? Çocuklarımıza sürekli olarak olumsuzluk içeren kelimeler kullanıyorsak eğer onlardan bir dahi bir gizli cevher çıkmasını beklemeye de gerek yok. Evlatlarımıza sürekli olarak övgüler yağdırarak veya onlara isimleri yerine prenses, kraliçe, prens, gibi benzetmelerle hitap edersek de bu kez evlatlarımızı bencil ve narsist olmalarının önünü açarız. Evlatlarımızın çabasını ve gayretini vurgularsak, her daim çabalayan emek veren sorumluluk sahibi bireyler buluruz karşımızda. Yine evladımızın karakteri ve kişilik özelliği hakkında nasıl olmasını istiyorsak da(bazen olumsuzu görmezden gelmek gerek) o şekilde kelimelerimizi seçersek evladımızı yaşamında ki doğru yola kanalize etmeye başlamışız demektir.
Hepimizin bildiğini varsaydığım bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum;
THOMAS EDİSON’UN MEKTUBU: Thomas Edison bir gün eve geldiğinde annesine bir kağıt verdi ve “Bu kağıdı öğretmenim verdi ve sadece sana vermemi tembihledi” .dedi. Annesi kağıdı gözyaşları içinde oğluna sesli olarak okudu: “Oğlunuz bir dahi. Bu okul onun için çok küçük ve onu eğitecek yeterlilikte öğretmenimiz yok. Lütfen onu kendiniz eğitin”. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra Edison’un annesi vefat ettiğinde, o artık yüzyılın en büyük bilim adamlarından biriydi ve bir gün eski aile eşyalarını karıştırırken birden bir çekmecenin köşesinde katlı halde bir kağıt buldu ve alıp açtı. Kağıtta “Oğlunuz “şaşkın” (akıl hastası) bir çocuktur. Artık kendisinin okulumuza gelmesine izin vermiyoruz...” yazılıydı. Edison saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu satırları yazdı: Thomas Alva Edison, kahraman bir anne tarafından, yüzyılın dâhisi haline getirilmiş, “şaşkın” bir çocuktu.
‘’http://kecioreneml.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/06/15/230766/dosyalar/2016_06/01124024_edsonunmektubu.pdf (26/06/2021,16:48)’’
Evlatlarımız belki de geleceğin dâhisi, bilim insanı, devlet başkanı olacak kim bilir. En önemlisi de gelecekte anne baba olacaklar. Çocuklarımıza bugün söylediğimiz her kelime yarınlarımız olacaktır. Ağzımızdan çıkanların kaderimiz olacağı ihtimalini de düşünerek kendimiz ve evlatlarımızla ilgili kullandığımız her kelimeyi lütfen seçerek kullanalım. Mümkün olduğu kadar bizi mutluluğa götürecek kelimeleri seçelim ve yine pozitif kelimelerle barışık dostlar edinelim.
Unutmayalım! Kelimelerin gücü dünyayı değiştirecek kadar büyüktür.
En güzel kelimelerle çevrenizdeki herkesin yüreğine dokunabilmeniz dileğiyle…