scale up vize
Doğan Bekin -Araştırmacı Yazar, YRP İstanbul Milletvekili
Köşe Yazarı
Doğan Bekin -Araştırmacı Yazar, YRP İstanbul Milletvekili
 

Aksa Tufanı'nı iyi okumak gerekir

Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğinde aralarında seçime “Dini Siyonizm” ile birlikte ortak listeyle girip 14 milletvekili çıkartan  ve Filistinlilere  yönelik ırkçı ve ayrımcı söylemlerle tanınan Yahudi Gücü Partisi lideri Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in de yer aldığı  koalisyon hükümeti tarafından  işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesi, daha önceden Filistin seçimlerinin engellenmesi, Gazze şeridi, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ne yapılan tek yönlü saldırı politikalarına göz attığımızda  HAMAS tarafından başlatılan harekatın İsrail zulmüne ve hak ihlallerine karşı ortaya konulan meşru müdafaa hakkı olduğunu ifade edebiliriz. Siyonist İsrail’in İşgal altında tuttuğu topraklarda yaşayan Filistinlilere yönelik uygulamakta olduğu şiddet, gayri insani uygulamalar, ırk ayrımcılığı politikaları ve Mescid-i Aksa ve El Halil'deki Harem-i İbrahim Camisi başta olmak üzere inanç özgürlüğünü ortadan kaldırmayı amaçlayan ve kutsal mekanları hedef alan baskı ve zulüm politikaları karşısında suskun kalan ve hiçbir tepki ortaya koyamayan uluslararası toplum ve kuruluşların da sorumlulukları elbette ki sorgulanması gerekmektedir. Netanyahu Hükümetinin büyük tartışmalara neden olan ‘akla yatkınlık’ adı verilen yasa tasarısı ile yargının yürütme üzerindeki etkisini tamamen ortadan kaldırmaya ve hükümete geniş serbestlik alanı oluşturmayı hedefleyen  yargı reformunun yasa tasarısından birini Kiniset’ten geçirmesi üzerine koalisyon hükümetine karşı büyük tepki ve protesto gösterileri hızla yayılırken özellikle Filistinlilere yönelik baskıcı ve saldırgan tutumlarını artırması ister istemez HAMAS’ın ‘AKSA TUFANI’ ile meşru müdafaa hakkını kullanarak harekat başlatmasını zorunlu kılmıştır.   Hamas, ‘AKSA TUFANI’ harekatının Doğu Kudüs'te Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallere cevap niteliğinde olduğunu ifade etmesi üzerinde durulması gereken önemli bir noktadır. Yom Kippur gibi dini bayramlar vesilesiyle Yahudilerin, Ağlama Duvarı'nda dua etmeleri öncesinde İsrail güçleri eşliğinde Mescid-i Aksa'yı basmayı bir gelenek haline getirmeleri de bu harekatın başlamasındaki önemli unsurların başında yer almaktadır. Aksa Tufanı’nı olgunlaştıran koşullar sadece Harem’uş Şerif’te Filistinlilerin maruz kaldıklarını söyledikleri zorbalıklardan ibaret değil. Gazze’nin açık hapishaneden farksız durumu, Batı Şeria’daki yasadışı işgalin her geçen gün genişlemesi, Filistinlilere hayatı dar eden yerleşimci şiddeti, Doğu Kudüs’te bitmeyen baskılar ve Filistinlilerin sıklıkla kayıplar vermesi bu olgunlaşmada tetikleyici iç faktörler olarak sıralanabilir. Sadece Batı Şeria'da Ocak’tan bu yana 172 Filistinlinin işgal güçleri tarafından katledilmesi bu harekatın başlatılmasını zorunlu kılmıştır. Şunu da ifade edecek olursak Gazze Şeridi’nin dörtte üçü 1948’de Yafa ve Hayfa gibi sahil şehirlerden sürülmüş Filistinliler ve onların çocuklarından oluşuyor. Aralarında Kudüslüler de var. Siyonist İsrail’in Filistinlilere yönelik baskıcı tutumu, yeni yerleşim alanları oluşturma yoluna gitmesi, kutsal mekanları hedef alması bu harekâtı tetiklemiştir.  İsrail’in şiddeti önceleyen politikaları ne yazık ki sadece işgal altındaki topraklarda değil Ortadoğu’nun barış ve istikrarı üzerinde de ağır bir tehdit olarak çökmeye devam etmektedir. AKSA TUFANI, 1973 Yom Kippur Savaşı’nı çağrıştırır niteliktedir.Mısır, o dönemde ağır kayıplar vermesine rağmen, bu savaş sırasında aşılması güç kabul edilen ve korunaklı bariyerlerden oluşan BAR LEV hattını aşarak İsrail’in yenilmezlik imajını büyük ölçüde zedeleyerek yerle bir etmiş idi. Benzer şekilde HAMAS da, İsrail’in ‘DEMİR KUBBE’adlı güvenlik şemsiyesine rağmen İşgal topraklarının içine kadar girerek operasyon düzenlemesi üzerinde önemle durulması gerekir.
Ekleme Tarihi: 10 Ekim 2023 - Salı
Doğan Bekin -Araştırmacı Yazar, YRP İstanbul Milletvekili

Aksa Tufanı'nı iyi okumak gerekir

Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğinde aralarında seçime “Dini Siyonizm” ile birlikte ortak listeyle girip 14 milletvekili çıkartan  ve Filistinlilere  yönelik ırkçı ve ayrımcı söylemlerle tanınan Yahudi Gücü Partisi lideri Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in de yer aldığı  koalisyon hükümeti tarafından  işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesi, daha önceden Filistin seçimlerinin engellenmesi, Gazze şeridi, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ne yapılan tek yönlü saldırı politikalarına göz attığımızda  HAMAS tarafından başlatılan harekatın İsrail zulmüne ve hak ihlallerine karşı ortaya konulan meşru müdafaa hakkı olduğunu ifade edebiliriz.

Siyonist İsrail’in İşgal altında tuttuğu topraklarda yaşayan Filistinlilere yönelik uygulamakta olduğu şiddet, gayri insani uygulamalar, ırk ayrımcılığı politikaları ve Mescid-i Aksa ve El Halil'deki Harem-i İbrahim Camisi başta olmak üzere inanç özgürlüğünü ortadan kaldırmayı amaçlayan ve kutsal mekanları hedef alan baskı ve zulüm politikaları karşısında suskun kalan ve hiçbir tepki ortaya koyamayan uluslararası toplum ve kuruluşların da sorumlulukları elbette ki sorgulanması gerekmektedir.

Netanyahu Hükümetinin büyük tartışmalara neden olan ‘akla yatkınlık’ adı verilen yasa tasarısı ile yargının yürütme üzerindeki etkisini tamamen ortadan kaldırmaya ve hükümete geniş serbestlik alanı oluşturmayı hedefleyen  yargı reformunun yasa tasarısından birini Kiniset’ten geçirmesi üzerine koalisyon hükümetine karşı büyük tepki ve protesto gösterileri hızla yayılırken özellikle Filistinlilere yönelik baskıcı ve saldırgan tutumlarını artırması ister istemez HAMAS’ın ‘AKSA TUFANI’ ile meşru müdafaa hakkını kullanarak harekat başlatmasını zorunlu kılmıştır.  

Hamas, ‘AKSA TUFANI’ harekatının Doğu Kudüs'te Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallere cevap niteliğinde olduğunu ifade etmesi üzerinde durulması gereken önemli bir noktadır.

Yom Kippur gibi dini bayramlar vesilesiyle Yahudilerin, Ağlama Duvarı'nda dua etmeleri öncesinde İsrail güçleri eşliğinde Mescid-i Aksa'yı basmayı bir gelenek haline getirmeleri de bu harekatın başlamasındaki önemli unsurların başında yer almaktadır.

Aksa Tufanı’nı olgunlaştıran koşullar sadece Harem’uş Şerif’te Filistinlilerin maruz kaldıklarını söyledikleri zorbalıklardan ibaret değil.

Gazze’nin açık hapishaneden farksız durumu, Batı Şeria’daki yasadışı işgalin her geçen gün genişlemesi, Filistinlilere hayatı dar eden yerleşimci şiddeti, Doğu Kudüs’te bitmeyen baskılar ve Filistinlilerin sıklıkla kayıplar vermesi bu olgunlaşmada tetikleyici iç faktörler olarak sıralanabilir. Sadece Batı Şeria'da Ocak’tan bu yana 172 Filistinlinin işgal güçleri tarafından katledilmesi bu harekatın başlatılmasını zorunlu kılmıştır.

Şunu da ifade edecek olursak Gazze Şeridi’nin dörtte üçü 1948’de Yafa ve Hayfa gibi sahil şehirlerden sürülmüş Filistinliler ve onların çocuklarından oluşuyor. Aralarında Kudüslüler de var.

Siyonist İsrail’in Filistinlilere yönelik baskıcı tutumu, yeni yerleşim alanları oluşturma yoluna gitmesi, kutsal mekanları hedef alması bu harekâtı tetiklemiştir.

 İsrail’in şiddeti önceleyen politikaları ne yazık ki sadece işgal altındaki topraklarda değil Ortadoğu’nun barış ve istikrarı üzerinde de ağır bir tehdit olarak çökmeye devam etmektedir.

AKSA TUFANI, 1973 Yom Kippur Savaşı’nı çağrıştırır niteliktedir.Mısır, o dönemde ağır kayıplar vermesine rağmen, bu savaş sırasında aşılması güç kabul edilen ve korunaklı bariyerlerden oluşan BAR LEV hattını aşarak İsrail’in yenilmezlik imajını büyük ölçüde zedeleyerek yerle bir etmiş idi. Benzer şekilde HAMAS da, İsrail’in ‘DEMİR KUBBE’adlı güvenlik şemsiyesine rağmen İşgal topraklarının içine kadar girerek operasyon düzenlemesi üzerinde önemle durulması gerekir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.