Hayat ilk nefesle başlayıp son nefese kadar mücadele ile geçen zorlu bir süreçtir. Şu alemde bir kişi dahi yoktur ki ben hayatımda hiçbir sorun yaşamadım, hiç zorluk çekmedim diyebilsin. Sorunlar, zorluklar, problemler hayatın her anında ve herkes için var ve herkesin hayatında farklı şekillerde yaşanır. Yine bu zorluklarla mücadele ederken ve problemlere çözümler bulurken de herkes kendi bilgi ve becerileri doğrultusunda bir yol çizmektedir.
Problem; genel anlamda öğrenme süreci içerisinde olan yeni ve bilinmedik yönleriyle engel teşkil eden durumlardır. Problem çözmek ise, farklı yollar deneyerek sonuca ulaşmaktır. Bir amaca ulaşmak için zorluklarla mücadele etmektir. Eleştirel bakış açısıyla yaratıcı düşünmeyi gerektiren ve içinde karar vermeyi de bulunduran bir süreçtir. Karar verme de bilişsel bir süreçtir ve problem çözmenin alt basamağıdır. Yani bireyin karar verme becerileri bilişsel gelişiminin bir parçasıdır. Bilişsel gelişim, dil gelişimi ve düşünme becerilerinin gelişimi problem çözme becerileri açısından çok önemlidir ve birbirleriyle bağlantılıdır. Birey yaşadığı bir problem karşısında edindiği bu becerileri kullanarak çözüme ulaşır veya karar verir. Yani aslında bireyin problem çözme ve karar verebilme becerisine sahip olması için iyi bir düşünme becerisi şarttır.
Düşünme, sınıflama, gruplama, ilişki kurma, karşılaştırma, analiz etme, eleştirme, yaratıcı düşünme, dikkat, gözlem, merak, hatırlama, hayal etme, sorgulama, yorumlama ve değerlendirme gibi basitten karmaşığa doğru becerileri ve eylemleri içerir. Genel olarak bir problemi çözme basamakları şu şekildedir; öncelikle problemin ne olduğunu anlayıp problemi tanımak, problemin çözümüne yönelik bilgiler toplayıp alternatif çözüm yolları hakkında fikir yürütmek, bulunan çözüm yollarından en uygun olana karar vermek, uygun çözüm yolunu uygulayarak, ortaya çıkan sonuçların değerlendirilmesi şeklindedir.
Doğumdan itibaren 6 yaşına kadar olan ve erken çocukluk dediğimiz dönem çocukların gelişimleri açısından en hızlı ve en kritik dönemdir, çünkü bu dönemde kazanılan temel bilgiler, beceriler, davranışlar, alışkanlıklar bireyin sonraki yaşamının temellerini oluşturmaktadır. Bireyin tüm yaşamı boyunca en çok ihtiyaç duyduğu becerilerden birisi de problemle baş etme ve doğru çözüm üretebilmesidir. Çünkü hayat her zaman dümdüz bir yol değildir ve kişi kendi kendine yetecek problem çözme becerilerine sahip olmazsa ilk karşılaştığı problemde tökezleyip, vazgeçme, kaygı, depresyon, öfke ve çaresizlik gibi olumsuz duygu durumlarını yaşamaya başlamaktadır. Bu da kişinin tüm hayatını ve çevresini olumsuz etkileyen bir süreçtir. Çok yönlü bir kavram olan problem çözme; bireyin ihtiyaçları, amaçları, değerleri, inançları, becerileri, alışkanlıkları ve tutumlarıyla oluşmakta ve içinde zekâ, duygu, irade, eylem gibi unsurları barındırmaktadır. Okul öncesi yıllardan başlayan temel eğitim çağı, problem çözme becerilerinin kazandırılmasına yönelik eğitimin verilebileceği en verimli yıllardır. Bu nedenle, erken yaşlardan itibaren çocuklarda öğrenilebilir bir beceri olan problem çözme becerilerinin geliştirilmesi için çaba gösterilmelidir.
Ebeveynin tutumu bu anlamda çok önemlidir; aşırı baskıcı ve koruyucu ebeveyn tutumu problem çözme becerilerinin gelişimini olumsuz yönde etki ederken, demokratik ebeveyn tutumu ise problem çözme becerilerini olumlu yönde desteklemektedir.
Yine çocuğun yaşadığı çevresi, ev içindeki ortamları ve çocuğa sunulan imkanlar, materyaller, sosyal etkileşimleri, sosyo-ekonomik durumları, öz güven gelişimi, duygusal doyumları da problem çözme becerilerinin gelişiminde çok önemlidir.
Çocuklar bir problemle karşılaştığında ebeveynler ne yapmalı?
Her şeyden önce çocuklara küçük yaşlardan itibaren sorumluluk verilmelidir. Bu öz güven duygusunun gelişimi açısından gereklidir.
Soğukkanlılıkla çocuğu dinleyerek anlamaya çalışılmalıdır.
Çocuk problemin tam olarak ne olduğunu bilmeli ve anlamalı, bu konuda ebeveynler olarak konuşarak onlara destek olunmalı.
Çocukla problem hakkında konuşarak fikir alış verişi yapılmalı ancak en son çocuğun çözüm önerileri dikkate alınmalı.
Çeşitli şekilde sorular sorarak empati duyguları geliştirilmeli, (Sen olsaydın, o senin yerinde olsaydı, vs.)
Çocuğun duygularını fark etmesi çok önemli. Çocuklara duygu ve düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilecekleri ortamlar sunulmalı.
Çocuk problemi çözebileceğine dair cesaretlendirilmeli.
Başarısız denemelerin sonunda eleştirmek, ben söylemiştim gibi cümleler kurmak yerine farklı bir çözüm bulması ve tekrar denemesi konusunda çocuk desteklenmeli.
Unutmayın ki çocuğunuzun başarabileceğine siz inanırsanız o da kendisinin başarabileceğine inanır.
Yine çocukla oyun oynamak, hikayeler anlatmak ve yaparak, yaşayarak öğrenmesi için fırsatlar sunmak da çok kıymetli ebeveyn yaklaşımlarıdır.
Çocukluktan itibaren problem çözme becerileri gelişmiş bireyler yetişkin olduklarında da problemlerin üstesinden kolaylıkla gelebilmektedir. Kişiler, çocuklukta edindikleri veya edinemedikleri beceriler ışığında/gölgesinde yetişkinlikte de farklı yollardan problem çözme yöntemlerine başvururlar.
Bunlardan bazıları şunlardır;
-Saldır: Sözel veya fiziksel şiddete başvurulması
-Kaç kurtul: Ortada bir problem yokmuş gibi davranılması
-Bilgilendir: Ne istediğiyle ve ne hissettiğiyle ilgili kişinin karşıdakine bilgi vermesi
-Kendini aç: Karşıdaki ile iletişime geçmek için çaba gösterilmesi
-Anla: Her iki tarafında birbirlerinin istek ve hislerini anlamaya çalışması gibi.
Yine başvurulan bazı problem çözme biçimleri de şöyledir;
-Ayıcık yöntemi: Kişinin problem çıkmasın veya devam etmesin diye ve mutlu olunması için kendi isteklerinden vazgeçmesidir.
-Kaplumbağa yöntemi: Kişinin tartışmadan kaçınmasıdır. Tartışma olmaması için kendi isteklerinden vazgeçmesidir.
-Köpekbalığı yöntemi: Güç kullanarak karşıdaki kişinin bastırılmaya çalışılmasıdır. Kendi amaçları çok önemliyken ilişki veya karşıdaki kişinin ihtiyaçları önemsizdir. Her zaman kazanan taraf olmak isterler.
-Tilki yöntemi: Her iki tarafında orta noktayı bulmaya çalıştığı bir yöntemdir.
-Baykuş yöntemi: Karşılıklı olarak her iki tarafın istekleri ve ihtiyaçlarının giderilmesini amaçlayan yöntemdir.
Unutmayalım!
Bir toplumun sağlıklı bir şekilde ilerlemesi, bireylerin problem çözme becerilerinin yüksek olması ile doğru orantılıdır.
Çocuklara yapmaması gerekenleri değil, yapması gerekenler söylenildiğinde,
Neyi düşünmesi gerektiğinden ziyade nasıl düşünmesi gerektiği öğretildiğinde,
Konuşurken sen ile başlayan suçlayıcı cümleler yerine, ben ile başlayan ve duyguları ifade eden cümlelerle başlanıldığında,
Sözünü kesmeden dinleyip, onun duyguları anlaşıldığında,
Çocukların problem çözme becerileri desteklenir ve ebeveyn-çocuk ilişkisinin de sağlam temellere oturması desteklenmiş olur.
HAFTANIN ÖNERİSİ: Bu hafta problemler karşısında hangi yöntemleri kullandığınızla ilgili kısa bir analiz yapabilirsiniz. Çocuklarınızla problem çözmelerine katkı sağlayacak türden oyunlar oynayabilir, hikayeler anlatabilirsiniz.