“Rabbin, O’ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne babaya iyilikle davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara; “öf” bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle:”
“Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. “Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster” diyerek dua et.”
İsra suresi 23-24. Ayet
Anne olmak kuşkusuz bir kadına yüce Yaradan’ın bahşettiği en kıymetli armağandır. Başka bir yaratılmış var mıdır ki cennet ayakları altına serilsin.
“Cennet anaların ayakları altındadır”
Hz.Muhammed(S.a.v.)
Annelik hamilelikle başlayan ve sonu olmayan bir yolculuktur. Hem ruhsal hem fiziksel olarak çok büyük sorumlulukları beraberinde getirirken aynı zamanda da mutluluk kaynağıdır. Bir insanın koşulsuz karşılıksız ve büyük fedakarlıklarla yapabileceği tek şey de tartışmasız anneliktir. Evlilikle başlanan yolculuğa, çocuklarla birlikte artan sorumlukları ve yükleri de sevgiyle, şefkatle, sabırla ve şikayet etmeden omuzlayıp yola devam edebilmektir. Bu yolculukta; yol uzun, yanınız kalabalık, yükünüz ağır ve yol engebelidir. Ancak yolculuğun yükünü hafifleten, omuz veren yol arkadaşı varsa o yol çok rahat yürünebilir. Bazen anlaşmazlıklar olup yol arkadaşlığı sona erse de çocukların her türlü sorumluluğunu birlikte karşılamak gerekir. Çünkü karı kocalık bitse de anne babalık bakidir. Bazen de yolculardan birisi eksilir ki bu da anneliğin en zor imtihanıdır. Rabb’im kimseye ailesinden kayıplar yaşatmasın, yaşayanlara da sabırlar versin inşallah. Bazen de anne yolculuktan ayrılan veya eksilen olur ki bu da çok zorlayıcı bir durumdur. Çünkü insanın yanında annesi yoksa kimsesi yoktur. Vel hasıl annelik dünya üzerinde bir kadının en büyük armağanı olmakla birlikte en büyük imtihanıdır ve ciddi bir çaba gerektirir. Sabırla, sevgiyle ilmek ilmek bir insana güzellikler işlemek çok kıymetlidir. Bununla ilgili Napoleon Bonaparte “Bana iyi analar veriniz, size iyi vatandaşlar vereyim.” diyerek anneliğin öneminin yanı sıra anneliğin sadece çocuk yetiştirmekten ibaret olmadığını, aynı zamanda toplumu şekillendirmek gibi çok ciddi bir sorumluluğu olduğunu belirtmiştir. Bu imtihanın adına ben “beceri sınavı” demeyi tercih ettim, çünkü ; sabır, sevgi, şefkat, merhamet, doğru iletişim kurabilmek, hoşgörü, empati, dinlemek-anlamak, kendinden önce evladını düşünebilmek insan üstü çaba gerektiren becerilerden sadece bazılarıdır.
Bugün farklı coğrafyalarda anneler ve evlatlar hayatlarını kaybediyor ve yaşanan acının tarifi imkansız. Bu acılar sadece o çocukların ve annelerin değil, insan olan herkesin imtihanıdır. Ancak bugün baktığımızda her yerde boy boy reklamlar ile anneler günü için hediyeler gösteriliyor. Kapitalist sistem anneliği maddeye indirgeyip basitleştirmekle beraber,bizlere bu tarifi imkansız acıları unutturmak adına ruhlarımızı ve beyinlerimizi esir alabilmenin derdinde.
Soruyorum size bir kadın olarak, şu hayatta en kıymetli hediye zaten anne olmak değil midir? Ve en büyük hediye evlatlarımızın sağlıklı olması, nefes alması değil midir? Sizi bilmem ama ben evladını kaybeden bütün annelerin acılarını paylaşmakla birlikte anneliği, markalara ve en pahalı hediyelere indirgeyemeyecek kadar kıymetli ve ulaşılamaz buluyorum. Kendisini maddesel hediyelerle kıymetli bulanlara ve mutlu olanlara da annelik üzerine yeniden düşünmeyi tavsiye ediyorum. Evet düşünülmek çok güzel ancak bana göre annelik her gün güzel sözleri, saygıyı, kıymet verilmeyi hak ediyor. Her gün çocuklarının annesine “iyi ki varsın, eline sağlık, seni seviyorum” demek bir eş için çok zor olmasa gerek. Evlatlar için de yanında annesinin olmasına şükredip onun varlığıyla mutlu olmak ve saygı göstermek değer vermek çok zor olmasa gerek. Zaten evladın anne babaya karşı saygılı olması çeşitli hadis ve ayetlerle emredilerek anneliğin saygınlığı ve önemi tescillenmiştir.
Annelik öyle güzel, öyle kutsal ve öyle içten gelen bir duygudur ki anne olup da bu duygulardan mahrum olan anneler de var ve benim aklım bunu almıyor. Son zamanlarda böyle annelerin varlığına, annelerin evlatlarından vazgeçtiği durumlara şahitlik eder olduk maalesef. Oysa annelik, siz, evladınızın elini bıraksanız da, sonsuza kadar değiştiremeyeceğiniz tek gerçeğinizdir.
Şimdi annesinin, elini bıraktığı ve başka ellere mahkum ettiği bir yavrucağın duygu dolu cümlelerini kendi bilgisi ve izni ile boğazım düğümlenerek paylaşmak istiyorum.
“Onun bana yaptığını hiç kimse yapmadı. Kimse beni kimsesiz ve böyle çaresiz bırakmadı. O benim ruhumdan onarılamaz, koskoca bir parçayı yok etti. Ben okuldayken anneler çocuklarını bırakıp alırken onları öpüp kokluyorlar ya işte o an kahroluyorum. Ah hocam bu anne kavramı ne garip bazıları evladı için canını verebilecekken benim annem hiç annem olmadı, hiç annem olamadı! Hocam bu annesizlik acısı her gece duvarlarla konuşarak, sessiz çığlıklarımı duvarlara haykırarak geçer mi? Siz, beni ne kadar çok seviyorsunuz biliyorum ama bu annemin yerini tutar mı? Başka çocukların annelerinin elinden tutmuş güle oynaya vakit geçirdiğini gördüğümde iç çekişim ve yalnızlığım geçer mi? Soruyorum geçer mi? Neden ben anne şefkatini ve anne merhametini ve anne sevgisini hiç tadamadım?
Ben “Annesiz “doğmuşum “annesiz” öleceğim, yazık bana”…
Bunun üzerine daha fazla yazacak kelime bulamıyorum.
Anne olmadığı halde merhametiyle nice minik yürekleri kucaklayanları, annelik yolculuğunda yalnız kalmış ama anneliğini layıkıyla yapanları, her göz yaşı döken çocuk için kendi evladı gibi yüreği sızlayanları, dünyanın en kıymetli çocuğuna sahipmiş gibi hissedip de diğer çocukları hor görmeden, her canlıya ve her çocuğa sevgi,şefkat ve merhamet ile yaklaşanları, öfke ve hırslarına, nefsi arzularına çocuklarını feda etmeyen bütün anneleri saygıyla selamlıyorum.
Her çocuğa kendi evladına baktığı gibi bakabilen vicdan ve merhamet sahibi sevgi dolu yüreği olan annelerle büyüsün çocuklar.
Annelik sınavını layıkıyla verenlerden olabilmek dileğiyle…
HAFTANIN ÖNERİSİ: Bu hafta annelik üzerine önce kendinizle konuşun. Sonra çocuklarınızdan anneliğinizi dinleyin ve ola ki eksikleriniz hatalarınız varsa, henüz nefes alıyorken düzeltmenin yolunu bulun derim.