Mutlu musunuz yoksa mutsuz mu?
İnsanız tabii zaman zaman her iki duyguyu da yaşıyoruz. Mutlulukların çoğunlukta olduğu bir yaşamda hiç kuşkusuz hepimizin en elzem isteği. Mutlu olmak çok mu zor peki? Ya da tam tersini sorayım mutsuz olmak daha mı kolay?
Yüz kaslarının bile surat asarken daha çok çalıştığını düşünürsek fıtratımız bile mutlu olmak üzere yaratılmış denilebilir.
Mutlu olmak her toplumda ve hatta kişiye göre durumları içinde barındıran çok basit ama çok karmaşık görünümlü bir oluş halidir. Genel olarak düşününce gece kapattığımız gözlerimizi sabaha açabilmek başlı başına mutluluk ve şükür sebebidir. Şükür demişken sahip olduklarına şükredip sahip olmadıklarına sabretmenin mutluluğu artıran önemli iki unsur olduğu düşünülüyor.
Sahip olunan şeyler demişken çok varlıklı olmak çok malının mülkünün olması dışarıdan bakıldığında önemli bir mutluluk kaynağı gibi görünse de sahip olanlar için pek de öyle görünmüyor. Çünkü yapılan bir araştırma çok varlıklı insanların diğerlerine göre sadece %5 oranında fazla mutlu olduklarını göstermektedir.
Bilim insanlarına göre mutluluk hissinin %40’ı düşünceler, davranışlar, mizaç/karakter, %50 genetik faktörler, %10 çevresel faktörler.
Bu doğru mu, diyenleri duyar gibiyim. Cevabını da Shakespear’den bir sözle vereyim; “İyi ya da kötü diye bir şey yoktur, sadece düşünce onu öyle yapar.”
Düşünceyi kaynayan suya benzetirim hep; içine patates atarsanız yumuşar, yumurta atarsanız katılaşır, ama ikisi de pişer. Kişinin olaylara bakış açısı ve düşünce tarzı onun mutluluğunu etkileyen önemli bir unsur.
Bunca yokluk, açlık, işsizlik… İnsan mutsuzluğunun sadece %10’unu etkiliyormuş.
Çok malı mülkü olmadığı için mutsuz olduğunu düşünenlere duyurulur…
Kaldı ki insanoğlu yaşı ilerledikçe öğrenilmiş bir mutsuzluğun pençesine düşüyor. Şartlara ve koşullara bağladığı mutluluğun geleceği günleri beklerken ömür basamaklarını da bir bir tırmanıyor farkında değil. Bakınız çocuklara her şeye gülebilen ve en ufak şeylerden mutlu olabilen nadide varlıklar. Eğer mutlu olmanın sırrına vakıf olmak isteyen varsa çocuklarla biraz zaman geçirsin derim.
Çocuklar, Yüce Rabbimiz’in gözlerinin içine dünyayı sığdırdığı eşsiz varlıklar. Ama tabii bir çocuğun gözündeki o dünyayı, o ışıltıyı görebilmek de nasip işi…
Ancak bazı çocuklar var ki ebeveynlerin yanlış tutumları nedeniyle mutsuzluğa giden yolda yaşıtlarından daha çok mesafe katediyor maalesef. Bu çocuklar; ebeveynleri tarafından sürekli hediye, oyuncak, kıyafet vs maddeyle ödüllendirilerek mutluluğu maddeye bağlananlar. Ruhları doyurulmadığı için ne kadar çok maddesel varlığa sahip olursa olsun doyumsuz ve mutsuz olan talihsiz çocuklar. Çünkü ruh, doymadığı için hep hep bir arayış içinde ama maddesellik istemiyor, sadece özünü istiyor. Ruhun özü mü? İnanç, inanmak. Yapılan araştırmalar da insanların inançlarının mutlu olmada önemli bir unsur olduğu vurgulanıyor. Çünkü kendinden güçlü bir varlığa inanmak, güvenmek, sevmek, ümit etmek ruhu doyuran esas unsurlar. Ruh, Allah'ı anmak onunla yakınlaşmalar ve onun rahmetinden sevgisinden emin olmak için programlanmıştır ve bu şekilde tatmin olacaktır.
İbadet etmek, şükretmek, iyilik etmek, merhamet etmek, kabul etmek, tevekkül etmek ruhun kendini tamamlayacağı ana motiflerdir.
Bakıldığında toplumun inanç yapısı zayıfladıkça şiddet, intihar, ahlaki yozlaşma alıp başını gitmekte. İnsanların bir şekilde ruhunu doyurma ve tatmin olma, mutluluk arayışı da diyebiliriz bunlara aslında. Zaten yüce Allah bunu Kur'an'ı Kerim de açıkça belirtmiştir: “Kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur” (Rad suresi 28)
Kaldı ki mutluluk Kur'an’da 19 kere tekrar edilmiştir. Bu da mutluluğun şifrelerinin Kur’an’ı Kerim’de olduğunu anlamak açısından çok önemli.
Mutsuzluk mu? İşte o da kendi var oluş anlamını idrak edememiş, üretmeyen, hep daha fazlası diyen hep bir neden ve koşul öne sürüp bundan beslenen ama bunu farkında dahi olmayan insanlar için kaçınılmaz son…
Bu insanlar çevreye ne kadar duygu kirliliği saldıklarını bilselerdi eminim mutlu olmak için hiç beklemezlerdi.
Yani sözün özü şu ki insanlar mutsuz olmak için türlü bahaneler bulup yarınlarda mutlu olmayı beklerken zaman su misali akıp gidiyor. Bakmak lazım kaç kişi yarınlarda saklı mutluluğa kavuşmuş…
O nedenle bir saniyesine bile garantimizin olmadığı şu çok kısa hayatta mutlu olmak için nefes alıyor olmaktan başlayalım mı?
Var oluş ve yaratılış gayesinin idrakı mutluluk yolculuğunda en önemli rehberdir.
Her daim mutlu olmanız ve mutluluğunuzu herkese bulaştırmanız dileğiyle...
Mutlu an’larınız çok olsun…
HAFTANIN ÖNERİSİ: Mutluluk ile ilgili kendi bakış açımızı gözden geçirmekte yarar var. Bir bakalım mutlu muyuz yoksa mutluluk için yarınları kovalayanlardan mıyız?