Fransa AB ruhuna aykırı hareket ediyor.
Fransa İngiltere’deki Türk vatandaşlarına ülkelerine gitmek için Transit geçiş izni vermiyor.
Diyeceksiniz ki “adamların ülkesi istediklerini ülkeye alır istemediklerini almazlar” dediğinizi duyar gibiyim.
Kazın ayağı öyle değil!
Avrupa’nın üç büyük kurucu devletinden biri olduğunu iddia eden bu Fransa vize memurları uluslararası kuralları ve insan haklarını seyahat etme özgürlüklerini hiçe sayarak kuralları yerine getiren insanlara karşı keyfi kararlar veriyor.
İngiltere’de ömür boyu oturma izni olan gurbetçi Türk vatandaşları kendi araçları ile Türkiye’ye seyahat etmek istediklerinde tüm kuralları yerine getirdikleri halde ve Fransa’nın istediği tüm belgeleri İngiltere’nin Fransız konsolosluğuna teslim ettikleri halde sudan sebeplerle komik gerekçelerle transit Schengen geçişlere izin vermiyorlar!
Evet yanlış okumadınız daha önce defalarca transit vize alan Türk vatandaşları bu yıl Fransız vize memurlarının keyfiyetine bağlı olarak eski Schengen vizeleri ile dolu olan Türk pasaport sahibi Türk vatandaşlarına Transit Schengen vizesini vermeyerek hem vatandaşların tatil planlarını engelliyor hemde maddi manevi zarara uğratıyorlar.( eğer aklıbaşında bir Fransız yetkili bu yazıyı okursa yapılan hatayı düzeltmek isterse ıspatlı ve delilleri ile sunabilirim bu uygulama Fransız resmî devlet politikası mı yoksa birkaç kendini bilmez memurun ırkçı uygulamasımı?)
Fransa’dan keyfi olarak geçişlerine izin verilmeyen vatandaşların aldıkları gemi biletleri ve vize ücretleride boşa gitmiş oluyor.
Tatil zamanının kısalığı ve itirazın Konsoloslukta değilde Fransa’daki göçmenlik bürosuna yapılması vize reddine itiraz hakkını da kısıtlıyor.
İtiraz edilmiş olsa bile haftalar belki aylar sürecektir.
Randevular yoğun olduğu için ve bir AB ülkesinden red alındığı için Hollanda, Belçika gibi ülkelere de başvuru yapılamıyor yada zaten yeterli zaman olmadığından yeni bir başvuru için zaman kalmıyor.
Tüm tatil planları iptal olduğu gibi geriye sadece doluluk nedeni ile yüksek fiyatlara ulaşmış olan uçak yolculuğu seçeneği kalıyor.
Bu uygulama AB ülkelerinin insan haklarına, uluslararası seyahat özgürlüklerine ters düşen bir durum.
AB ruhunun sekteye uğradığının Birliğinin fiilen değerlerinden hızla uzaklaştığının en belirgin göstergelerinden sadece bir örnek bu haksız uygulama.
Belkide bu Konsolosluk çalışanlarının şahsi kararları olabilir.
AB duruşu yada Fransa’nın resmî devlet politikası bu haksızlığın farkında olmayabilir.
Ancak AB ülkelerinin Brexit nedeni ile İngiltere’ye ve İngiltere’de yaşayan yerleşik halka karşı bir antipatisinin oluştuğu kesin en azından Konsolosluk vize memurlarının bakışı bunu gösteriyor.
Ayrıca Nisan ayında Türkiye Cumhuriyeti diş işleri bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun 2019 yılında NATO toplantısına katılan Fransız Parlamenter Sonia Krimi’nün siyasi şov yapmasına karşı kendisine haddini bildiren tutumundan sonra Türkiye-Fransa ilişkileri
Fransa’dan kaynaklı olarak sürekli bir gerilim halinde.
Brexit nedeni ile İngiltere’ye kızgın olan Fransa kendi milletvekili ve diplomatlarının
Beceriksizliği nedeni ile de Türkiye’ye ve Türk vatandaşlarına karşı hasmane bir tutum içerisinde.
Türkiye - Fransa ilişkileri çok eski yıllara dayanıyor aslında.
Sadece iki ülke ilişkilerinden öteye geçmeyen bir ilişki diyoruz buna, çünkü Fransa ve Fransız diplomatlar genelde dost canlısı değildir.
Fransa’nın Türkiye’de ve İngiltere’deki diplomatlarından tutunda uluslararası arenadaki vekillerine kadar küstahça yaklaşımlarını gördükçe bu Fransızlardan dost olmayacağını birkez daha öğrenmiş oluyoruz.
Fransız diplomatlardan, memurlardan Fransız halkını ayrı tutuyoruz.
Halklar herzaman kardeştir dosttur.
Ne yazıkki kendi halkının bile giderek ülkeyi sardığı büyüyen sarı yelek isyanına kulak tıkayan bir Fransız despotizmi ile karşı karşıyayız.
Sarı yelekler istanı Fransa’nın kendi içerisinde kendi halkına uyguladığı despotizm ve dayattığı acımasızca kurallardır.
Umarız Fransız halkı Özgürce yaşayacağı günlere geri döner.
Osmanlı zamanında Fransa Krallık naibi, 1525’te I. Fransuva’nın Pavia’da esir alınmasından sonra Kanuni Sultan Süleyman’a bir elçi gönderdi. Kanuni Sultan Süleyman’ın elçiyle gönderdiği cevabı ünlüdür : "Sen ki Fransa vilayetinin kralı Fransuva’sın, yenilmek ve hapsolunmak hayret edilecek birşey değildir. Gönlünüzü hoş tutup üzülmeyesiniz....
Gece gündüz daima atımız eğerlenmiş ve kılıcımız belimizde kuşatılmıştır". Her iki hükümdar, 1536 yılında bir ittifak antlaşması imzaladı.
1536 dan 2019 a kadar Fransa herzaman çıkar ilişkisine dayalı bir ilişki kurdu Osmanlı’nın son döneminde Osmanlı’ya savaş açtı topraklarımızı işgale kadar işi ilerletti.
Gelelim günümüze, 2019 yılında NATO toplantısına katılan Tunus asıllı Fransız Parlamenter Sonia Krimi siyasi şov yapmaya çalıştı.
kendisine haddini bildiren Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu oldu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Soykırım ve tarih konusunda Türkiye’ye ders verebilecek en son ülke Fransa’dır.
Çünkü Ruanda, Cezayir’de olanları unutmadık. Fransa önce kendi karanlık tarihine baksın, Türkiye’ye ders vermeye kalkmasın.
Sizler böyle tepeden bakmaya devam edin, biz de size bu şekilde haddinizi bildirmeye devam edeceğiz.
Eski Türkiye yok, hakkettiğiniz cevabı alacaksınız. Siz kendinizi üstün görmeye devam edin bu muameleyi kabul etmeyen, doğruları söyleyen bir Türkiye var" dedi. Çavuşoğlu'nun sözlerinin ardından iki kadın Fransız parlamenter salonu terk etti.
Fransa içerisinde ve AB sınırlarında Haksızlıklara devam ederse AB ruhunu zedelemeye devam edecektir.
Anlaşılan Fransa Fransa Krallık naibi’nin 1525’te I. Fransuva’nın Pavia’da esir alınmasından sonra Kanuni Sultan Süleyman’a bir elçi ile gönderdiği yardım talebini unutmuşa benziyor.
İşte o yardım talebine Karşı Kanuni Sultan Süleyman’ın Kral Fransuva’ya yolladığı fermanı Ocak 1525
Ben ki, sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un ve Dulkadir Vilayeti’nin ve Diyarbakır'ın ve Kürdistan'ın ve Azerbaycan’ın ve Acem’in ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısır’ın ve Mekke’nin ve Medine’nin ve Kudüs’ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen’in ve daha nice memleketlerin ki, yüce atalarımızın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dâhi ateş saçan zafer kılıcımla fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Bayezıd Hân'ın torunu, Sultan Selim Hân'ın oğlu, Sultan Süleyman Hân’ım. Sen ki, Françe vilayetinin kralı Françesko (François, Fransuva)’sun. Sultanların sığınma yeri olan kapıma, adamın Frankipan ile mektup gönderip, memleketinizin düşman istilâsına uğradığını, hâlen hapiste olduğunuzu bildirip, kurtulmanız hususunda bu taraftan yardım ve medet istida etmişsiniz (istemişsiniz).
Her ne ki demiş iseniz benim yüksek katıma arz olunup, teferruatıyla öğrendim. Padişahların mağlup olması ve hapsolması tuhaf değildir. Gönlünüzü hoş tutup, hatırınızı incitmeyiniz. Bizim ulu ecdadımız, daima düşmanı kovmak ve memleketler fethetmek için seferden geri kalmamıştır. Biz dahi onların yolundan yürüyüp, her zaman memleketler ve kuvvetli kaleler fetheyleyip gece, gündüz atımız eğerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır.
Allah hayırlar müyesser eyleyip meşiyyet ve iradatı neye müteallik olmuş ise vücuda gele. (Allah hayırlar versin ve iradesi neyse o olsun.) Bunun dışındaki vaziyet ve haberleri adamınızdan sorup öğrenesiniz.
Böyle bilesiniz.
İsmail Karakaş
12-07-2019