28 Şubat'ın Yıldönümü

 
Demokrasi ve Özgürlük, İnsan Hakları ve Türkiye'nin İstiklal'ine karşı yapılmış olan 28 Şubat Darbesini idrak ediyoruz. Halkın iradesine karşı girişilen tüm darbe ve darbe girişimlerini lânetlemeliyiz. Karşı durmalıyız. Ayağa kalkmalı ve engellemeliyiz. Aynen 15 Temmuz darbe girişiminde yaptığımız gibi. 
28 Şubat'ın nazarımızda ayrı bir yeri vardır. Devletin içerisine çöreklenmiş kokuşmuş bozuk bir zihniyet, idarenin kendi ellerinden kaydığını görmüş ve müdahale etme ihtiyacı hissetmişti. Halkın oyları ile Iktidara gelmiş olan hükümeti devirmek istiyorlardı. Çünkü Prof Dr. Necmettin Erbakan ve ekibinin ipleri kendi ellerinde değildi. Kırmızı çizgileri vardı. Keskin bir biçimde statükoyu savunuyorlardı. Başörtüsü, İmam Hatipler ve Kur'an Kursları tehdit olarak görülüyordu. Yasakçı bir yaklaşımla kapatıldı bu okullar. Bir kin ve nefret ile kapatıldı. Lakin hesapları halkın hesapları ile örtüşmüyordu. Türkiye'ye ve Türk Milletine, Manevi değerlerimize yabancı idiler. Ordu ve Yargı ellerindeydi ve kendi gorevlerini yapmak yerine verilen emirleri uyguluyorlardı. 
28 Şubat ardında mağdurlar bıraktı. Büyük ya da küçük mağduriyet yaşamış olan kardeşlerimize düşen sabretmek oldu.
15 Temmuz ise ardında şehitler, gaziler ve bir destan bıraktı.
Bize düşen ise bu müdahalelerden ders çıkarmak olmalı.
Merhum Necmettin Erbakan Hocamıza bu vesileyle Mevlâdan Rahmet diliyor, Saygı ve Şükranla yâd ediyorum.