İstanbul’dan Suriye Notları

İstanbul’dan Suriye Notları

Avrupa’nın mülteci konusuna yaklaşımını tüm dünya biliyor artık. Kabul etmiyorlar. Denizlerde, kamplarda ölüme terk ediyorlar. Rahatları bozulmasın istiyorlar. 

İngiltere gibi sistemi oturmuş ülkelere zor geliyor mülteci ağırlamak.

Nüfusu 1 kişi artsın, buna yönelik düzenleme yapacaklar neredeyse.

Halklarının yaşayış biçimlerinde değişiklik olmasın istiyorlar. Esasında bunu halk istiyor, yerel ve genel yönetimler de uyguluyor. 

Türkiye öyle değil ama. 4 milyon mülteciyi bir anda barındırıyor. Kamplar inşa ediyor ve tamamı dolu. Sokaklarda, mahallelerde ağırlıyor, okullara kabul ediyor, onlara özel okullar ve dernekler tahsis ediyor. Kendi iş yerlerini açma müsadesi veriyor.

Belki ilk zamanlar az idi lakin son zamanlar çoğaldı, halkın tepkisini hepimiz biliyoruz. Ev kiralarının, fiyatlarının yükselmesi, çalışma hayatına etkileri insanlarda homurdanmalara neden oluyor. 

2011 yılından bu yana süren bir savaş, bir insanlık dramı yaşanıyor Suriye’de. Kolay değil bu insanlar için.

Savaşsız yerlere kaçmak, göçmek doğal bir refleks. İçlerinde illa ki savaşacak durumda olup da gelen de var.

Geldikleri bu topraklarda huzursuzluk çıkaran da illa ki çıkıyor.

Ama eğer Türkiye Avrupa’nın yaptığı gibi kapılarını kapalı tutsaydı, sadece Müslüman kardeş olarak bakmayalım, insanca baktığımızda bile bu rakamın belki 1 milyonu daha çocuk, yaşlı, kadın bakılmaksızın öleceklerdi.

Allah kimseye bu dramı yaşatmasın.