scale up vize
vize
Zeynep Dere/ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UZMANI, AİLE DANIŞMANI
Köşe Yazarı
Zeynep Dere/ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UZMANI, AİLE DANIŞMANI
 

İKİ KAPILI HAN

Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu Ta ezelden gam turabıyla yoğrulmuş bir bedendir bu Gelen gider, giden gelmez iki kapılı handır bu Sakın insafı terk etme makam-ı imtihandır bu Yavuz Sultan Selim Hân   Burası dünya denilen iki kapılı handır. Burada eğitim ana rahminden mezara kadardır… Ne bu kapıdan içeri gireceğimiz zamanı biliyoruz ne de çıkacağımız zamanı... Bilinmezliklerin ortasında çırpınıp durduğumuz, dünya denilen iki kapılı handır yurdumuz. Bu yurt ki  insanoğlunun doğumuyla başlayan,  gözlerini kapatıncaya kadar devam eden var olma mücadelesinin ta kendisidir… Bu mücadele ki birgün çıkış kapısının gösterileceğini bile bile hiç çıkmayacakmış gibi sıkı sıkı sarıldığımız sevdiklerimiz, inançlarımız, doğru ve yanlışlarımız, arzularımız, emellerimiz, hayallerimiz, hırslarımız, öfkelerimiz, maddeye olan aşkımız ve daha niceleri  ile sınandığımız uzun ince bir yolda gece gündüz koşmak  misali. Peki, bu yolculukta bir kan pıhtısı olarak başladığımız andan itibaren bizlere kimlerin eşlik edeceğini biliyor muyuz? Tabii ki bilmiyoruz ancak bizim dünya yolcuğuna başlamamızı bekleyen insanlar anne babamız belki büyük bir heyecanla belki de büyük bir zorunlulukla yolumuzu gözlüyordur bu bir gerçek. Kendisini bekleyen gerçeğin ne olduğunu kan pıhtısıyken bilmese de insanoğlu 40. gün itibariyle idrak etmeye başlar. Evet, anne karnında 40. gün itibariyle fetüse ruhu üflenir ve artık anlamaya başlar.(Bazı rivayetlere göre üçüncü 120. günde ruh üflendiğinden bahsetse de ağırlık 40 günlükken bebeğe ruh üflendiği yönündedir.)  *Abdullah b. Mes'ud (r.a.) şöyle söylemiştir: Rasûlüllah (s.a.s.) -ki o, doğru söyler ve kendisine doğru bildirilir- bize, (insanın yaratılış evrelerini) şöyle anlattı: *"Sizden birinizin yaratılışı annesinin karnında kırk günde toplanır. Sonra orada bunun gibi 'alaka' olur. Sonra yine bunun gibi 'mudğa' olur. Sonra Allah bir melek gönderir ve kendisine dört şey emredilir: Rızkı, eceli, ameli ve said mi yoksa şaki mi olacağı(nın yazılması)..." O halde Allah’ın hediyesi olan çocuklara karşı ebeveynler olarak sorumluluklar gebelikte başlayan ve dünya yolculuğu sona erinceye kadar devam eden bir süreçtir. Anne-baba olurken bu farkındalığa sahip olmak ve bu bilinçle davranabilmek çok önemli. İstenmeyen bir bebek dahi olsa o kan pıhtısına Allah tarafından  gönderilen hediye olarak bakabilmeyi ve ona göre sorumlu bir şekilde davranabilmeyi gerektirir. Anne-baba olarak çocuklara karşı ilk sorumluluk, şüphesiz ki koşulsuz sevmektir. Koşulsuz sevgiyle beraber devamında  çocuğa doğru bir şekilde eğitim vermek gelir. Eğitimin çocuk dünyaya geldikten sonra hatta 2-3 yaşına gelince başlayacağı şeklinde  genel  bir izlenim olsa da aslında  eğitim anne karnında başlar. Bebeğe ruh üflendiği andan itibaren eğitimi de başlar/başlamalıdır. Bu eğitim öncelikle anne-babanın hissiyatının ve davranışlarının çocuk tarafından anlaşılıp idrakiyle  başlar ki temel güven duygusunun başlangıcı da burasıdır. O halde insan eğitimi için ”Eğitim anne karnında başlar ve mezara kadar devam eden bir süreçtir” demek çok yerinde bir söylemdir. Çocukların anne karnında eğitiminin nasıl olacağını  kısaca anlatalım; Anne karnında eğitim genel olarak üç  şekilde ele alınabilir. Bunlar: çocuğun fıtri yönden gelişimi, kişilik yönünden gelişimi ve zeka gelişimidir.  FITRAT: Kişinin yaratılışı, doğasıdır.  Hz. Peygamber (asm.)'in, ** “Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî, cenâiz 92; Ebû Dâvut, sünne 17; Tirmizî, kader 5) sözünden de anlaşılacağı üzere her çocuk temiz bir fıtratla dünyaya gelir. Anne-baba olarak tertemiz fıtrat üzere doğan çocuklara karşı fıtratını bozmayacak şekilde muamele edilmesi gerekir. Hamilelik sürecinde annenin yaşadığı stres, olumsuz duygular, sigara, alkol gibi unsurlar çocukların fıtratını da olumsuz etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda alkol kullanan anne veya babaların çocuklarının büyük oranda psikolojik rahatsızlık yaşadığını göstermektedir. Hamilelik sürecinde özellikle anneler, maddi manevi yaşantısına özen göstermeli, çocuğuyla yumuşak ses tonu ile konuşmalı, çocuğa sakin ezgi, müzik, kuranı kerim dinletmeli, bebeğiyle  sevgi ile muhabbet etmeli, doğduktan sonra da yine anne babalar çocuklarına tutum ve davranışlarıyla sevgilerini ve varlıklarını hissettirmeliler ve doğru rol model olmalıdır. Çünkü çocuklar öz güven duygusunu 0-2 yaş aralığında kazanırlar. Ve yine çocuklar  anne babanın aynasıdır. Siz ne verirseniz karşınıza o gelecektir. KİŞİLİK: Kişiye has ve kişiyi başkalarından ayıran bireysel farklılık ve özelliklerdir. Anne karnında başlayan kişilik gelişimi 6 yaş civarı büyük bir oranda tamamlanmaktadır. Bilindik bir tabirle “Ağaç yaşken eğilir.” 0-6 yaş aralığında tamamlanan kişilik genel olarak ilerleyen dönemlerde çok değişmese de alınan eğitim, hayat tecrübeleri ile gelişmeye bağlı olarak bazı değişiklikler olabilir elbette. Ama şöyle bir düşününce bir insanın kişiliğini oluşturmak, onun bütün  hayatı boyunca karşılaştığı  insanları etkileyeceğini, anne veya babasını rol model alacağını bilmek ve  bu sorumlulukla çocuklara doğru eğitimi vermek  çok ama çok önemli. ZEKA: Akıl, bilgi, üretkenlik, muhakeme  gibi bir çok kategoriyi içine alan çok geniş ve karmaşık bir kavramdır. Her bireyde vardır ve anne-babadan aktarılan potansiyelin işlenip şekillenmesiyle artabilen bir beyinsel aktivitedir. Çocukların zeki olması için anne karnından başlayan özenli ve bilinçli davranışlar çocuk dünyaya geldikten sonra da devam etmelidir.(Sağlıklı beslenme, zararlı maddelerden uzak durma, çevresel uyaranlar vb…) Zeka tek başına genetik faktörlerden alınan bir durum değildir ve yaşam kalitesine göre artan bir zihinsel aktivitedir. Bununla ilgili yapılan bir çalışma sonucunda; ikiz çocuklardan bir tanesi uygun çevresel koşulların olduğu ortamda, diğeri de olumsuz çevre koşullarının olduğu ortamda büyütülen çocukların genetik olarak aynı potansiyelde olmalarına rağmen zeka düzeylerinin farklı olduğu görülmüştür. Çocuklarda zekayı geliştirmek için dengeli beslenme, düzenli uyku ve oyun önemli çevresel faktörlerdir. Anne karnında başlayan eğitim, çocuğun dünyaya gözlerini açmasıyla şekil değiştirerek devam eden çok keyifli bir yolculuktur. Bazen çocuğunuza öğreten bazen de çocuğunuzla birlikte öğrenen olarak yol alırken her anı tekrarı olmayacağını bilerek yaşamayı da ihmal etmemek gerek. Eğitim ilk 6 yıla kadar kritik öneme sahip ancak burada bitmiyor. Anne-baba ile başlayan eğitim yolculuğu sonrasında eğitim kurumları aracılığıyla devam etmektedir. Ancak insanoğlu için öğrenmenin sınırı ve sonu  yoktur. Ölünceye kadar ilim öğrenmek, araştırmak, okumak  gerek. Okumak sadece kitap olarak algılanmamalı; insanoğlu aklıyla, zekasıyla, iç görüsüyle tüm kainatı okuyabilmeli. İlim için hiç durmadan araştırıp öğrenmeli nitekim eğitim ölünceye kadar devam etmesi gereken bir süreçtir. Ne demiş alimler “Eğitim gördüğün ve ilim tahsilinde bulunduğun müddetçe alimsin. İhtiyacının kalmadığını düşünüp eğitimi bıraktığın zaman cahil oluverirsin.” Öyle ya hayat zaten anlayana en güzel dersleri vermiyor muydu? Yaşadığımız tecrübeleri ömür heybesine doldurmak değil miydi bazen öğrenmek? Çıkış kapısına gelince de o heybeyi boşaltıp sadece iyilikleri yanımıza aldığımız gerçeği değil miydi bizleri insan olarak yaşam gayesine götüren? Eğitim, anne-baba ile başlayıp yol boyu devam eden, karşımıza çıkan her olayın her kişinin her durumun birer eğitimci gibi bizlere bazen canımızı acıtarak bazen yüzümüzü güldürerek kattığı tecrübelerdi. Hayat yolculuğunun başı ve sonu hep sevgi ile olursa hem gelince hem gittikten sonra adınızla birlikte bir tebessüm beliriyorsa insanlarda işte doğru yoldan gitmişsisiz demektir. İnsanın ilmiyle aydınlattığı yollar ve iyilikleriyle anılmasından başka şu dünya üzerinde baki olacak hiçbir şeyi yoktur. En güzel ilimlerin peşinde geçen güzel ömürleriniz olsun.   *https://sorularlaislamiyet.com/anne-karnindaki-bir-bebege-ruhu-ne-zaman-veriliyor-0 22/11/2024,11:30 **https://sorularlaislamiyet.com/hz-peygamberin-asm-her-dog-islam-fitrati-uzerine-dogar-sonra-anne-babasi-onu-hristiyan-yahudi-veya (22/11/2024,11:45)
Ekleme Tarihi: 04 Ocak 2025 - Cumartesi
Zeynep Dere/ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UZMANI, AİLE DANIŞMANI

İKİ KAPILI HAN

Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu

Ta ezelden gam turabıyla yoğrulmuş bir bedendir bu

Gelen gider, giden gelmez iki kapılı handır bu

Sakın insafı terk etme makam-ı imtihandır bu

Yavuz Sultan Selim Hân

 

Burası dünya denilen iki kapılı handır. Burada eğitim ana rahminden mezara kadardır…
Ne bu kapıdan içeri gireceğimiz zamanı biliyoruz ne de çıkacağımız zamanı... Bilinmezliklerin ortasında çırpınıp durduğumuz, dünya denilen iki kapılı handır yurdumuz. Bu yurt ki  insanoğlunun doğumuyla başlayan,  gözlerini kapatıncaya kadar devam eden var olma mücadelesinin ta kendisidir… Bu mücadele ki birgün çıkış kapısının gösterileceğini bile bile hiç çıkmayacakmış gibi sıkı sıkı sarıldığımız sevdiklerimiz, inançlarımız, doğru ve yanlışlarımız, arzularımız, emellerimiz, hayallerimiz, hırslarımız, öfkelerimiz, maddeye olan aşkımız ve daha niceleri  ile sınandığımız uzun ince bir yolda gece gündüz koşmak  misali.

Peki, bu yolculukta bir kan pıhtısı olarak başladığımız andan itibaren bizlere kimlerin eşlik edeceğini biliyor muyuz? Tabii ki bilmiyoruz ancak bizim dünya yolcuğuna başlamamızı bekleyen insanlar anne babamız belki büyük bir heyecanla belki de büyük bir zorunlulukla yolumuzu gözlüyordur bu bir gerçek. Kendisini bekleyen gerçeğin ne olduğunu kan pıhtısıyken bilmese de insanoğlu 40. gün itibariyle idrak etmeye başlar. Evet, anne karnında 40. gün itibariyle fetüse ruhu üflenir ve artık anlamaya başlar.(Bazı rivayetlere göre üçüncü 120. günde ruh üflendiğinden bahsetse de ağırlık 40 günlükken bebeğe ruh üflendiği yönündedir.) 

*Abdullah b. Mes'ud (r.a.) şöyle söylemiştir: Rasûlüllah (s.a.s.) -ki o, doğru söyler ve kendisine doğru bildirilir- bize, (insanın yaratılış evrelerini) şöyle anlattı:
*"Sizden birinizin yaratılışı annesinin karnında kırk günde toplanır. Sonra orada bunun gibi 'alaka' olur. Sonra yine bunun gibi 'mudğa' olur. Sonra Allah bir melek gönderir ve kendisine dört şey emredilir: Rızkı, eceli, ameli ve said mi yoksa şaki mi olacağı(nın yazılması)..."

O halde Allah’ın hediyesi olan çocuklara karşı ebeveynler olarak sorumluluklar gebelikte başlayan ve dünya yolculuğu sona erinceye kadar devam eden bir süreçtir. Anne-baba olurken bu farkındalığa sahip olmak ve bu bilinçle davranabilmek çok önemli. İstenmeyen bir bebek dahi olsa o kan pıhtısına Allah tarafından  gönderilen hediye olarak bakabilmeyi ve ona göre sorumlu bir şekilde davranabilmeyi gerektirir.


Anne-baba olarak çocuklara karşı ilk sorumluluk, şüphesiz ki koşulsuz sevmektir. Koşulsuz sevgiyle beraber devamında  çocuğa doğru bir şekilde eğitim vermek gelir. Eğitimin çocuk dünyaya geldikten sonra hatta 2-3 yaşına gelince başlayacağı şeklinde  genel  bir izlenim olsa da aslında  eğitim anne karnında başlar. Bebeğe ruh üflendiği andan itibaren eğitimi de başlar/başlamalıdır. Bu eğitim öncelikle anne-babanın hissiyatının ve davranışlarının çocuk tarafından anlaşılıp idrakiyle  başlar ki temel güven duygusunun başlangıcı da burasıdır. O halde insan eğitimi için ”Eğitim anne karnında başlar ve mezara kadar devam eden bir süreçtir” demek çok yerinde bir söylemdir. Çocukların anne karnında eğitiminin nasıl olacağını  kısaca anlatalım; Anne karnında eğitim genel olarak üç  şekilde ele alınabilir. Bunlar: çocuğun fıtri yönden gelişimi, kişilik yönünden gelişimi ve zeka gelişimidir. 


FITRAT: Kişinin yaratılışı, doğasıdır. 
Hz. Peygamber (asm.)'in,
** “Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî, cenâiz 92; Ebû Dâvut, sünne 17; Tirmizî, kader 5) sözünden de anlaşılacağı üzere her çocuk temiz bir fıtratla dünyaya gelir.


Anne-baba olarak tertemiz fıtrat üzere doğan çocuklara karşı fıtratını bozmayacak şekilde muamele edilmesi gerekir. Hamilelik sürecinde annenin yaşadığı stres, olumsuz duygular, sigara, alkol gibi unsurlar çocukların fıtratını da olumsuz etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda alkol kullanan anne veya babaların çocuklarının büyük oranda psikolojik rahatsızlık yaşadığını göstermektedir.


Hamilelik sürecinde özellikle anneler, maddi manevi yaşantısına özen göstermeli, çocuğuyla yumuşak ses tonu ile konuşmalı, çocuğa sakin ezgi, müzik, kuranı kerim dinletmeli, bebeğiyle  sevgi ile muhabbet etmeli, doğduktan sonra da yine anne babalar çocuklarına tutum ve davranışlarıyla sevgilerini ve varlıklarını hissettirmeliler ve doğru rol model olmalıdır. Çünkü çocuklar öz güven duygusunu 0-2 yaş aralığında kazanırlar. Ve yine çocuklar  anne babanın aynasıdır. Siz ne verirseniz karşınıza o gelecektir.

KİŞİLİK: Kişiye has ve kişiyi başkalarından ayıran bireysel farklılık ve özelliklerdir. Anne karnında başlayan kişilik gelişimi 6 yaş civarı büyük bir oranda tamamlanmaktadır. Bilindik bir tabirle “Ağaç yaşken eğilir.” 0-6 yaş aralığında tamamlanan kişilik genel olarak ilerleyen dönemlerde çok değişmese de alınan eğitim, hayat tecrübeleri ile gelişmeye bağlı olarak bazı değişiklikler olabilir elbette.


Ama şöyle bir düşününce bir insanın kişiliğini oluşturmak, onun bütün  hayatı boyunca karşılaştığı  insanları etkileyeceğini, anne veya babasını rol model alacağını bilmek ve  bu sorumlulukla çocuklara doğru eğitimi vermek  çok ama çok önemli.

ZEKA: Akıl, bilgi, üretkenlik, muhakeme  gibi bir çok kategoriyi içine alan çok geniş ve karmaşık bir kavramdır. Her bireyde vardır ve anne-babadan aktarılan potansiyelin işlenip şekillenmesiyle artabilen bir beyinsel aktivitedir. Çocukların zeki olması için anne karnından başlayan özenli ve bilinçli davranışlar çocuk dünyaya geldikten sonra da devam etmelidir.(Sağlıklı beslenme, zararlı maddelerden uzak durma, çevresel uyaranlar vb…) Zeka tek başına genetik faktörlerden alınan bir durum değildir ve yaşam kalitesine göre artan bir zihinsel aktivitedir. Bununla ilgili yapılan bir çalışma sonucunda; ikiz çocuklardan bir tanesi uygun çevresel koşulların olduğu ortamda, diğeri de olumsuz çevre koşullarının olduğu ortamda büyütülen çocukların genetik olarak aynı potansiyelde olmalarına rağmen zeka düzeylerinin farklı olduğu görülmüştür.
Çocuklarda zekayı geliştirmek için dengeli beslenme, düzenli uyku ve oyun önemli çevresel faktörlerdir.


Anne karnında başlayan eğitim, çocuğun dünyaya gözlerini açmasıyla şekil değiştirerek devam eden çok keyifli bir yolculuktur. Bazen çocuğunuza öğreten bazen de çocuğunuzla birlikte öğrenen olarak yol alırken her anı tekrarı olmayacağını bilerek yaşamayı da ihmal etmemek gerek.


Eğitim ilk 6 yıla kadar kritik öneme sahip ancak burada bitmiyor. Anne-baba ile başlayan eğitim yolculuğu sonrasında eğitim kurumları aracılığıyla devam etmektedir. Ancak insanoğlu için öğrenmenin sınırı ve sonu  yoktur. Ölünceye kadar ilim öğrenmek, araştırmak, okumak  gerek. Okumak sadece kitap olarak algılanmamalı; insanoğlu aklıyla, zekasıyla, iç görüsüyle tüm kainatı okuyabilmeli. İlim için hiç durmadan araştırıp öğrenmeli nitekim eğitim ölünceye kadar devam etmesi gereken bir süreçtir. Ne demiş alimler “Eğitim gördüğün ve ilim tahsilinde bulunduğun müddetçe alimsin. İhtiyacının kalmadığını düşünüp eğitimi bıraktığın zaman cahil oluverirsin.”

Öyle ya hayat zaten anlayana en güzel dersleri vermiyor muydu? Yaşadığımız tecrübeleri ömür heybesine doldurmak değil miydi bazen öğrenmek?
Çıkış kapısına gelince de o heybeyi boşaltıp sadece iyilikleri yanımıza aldığımız gerçeği değil miydi bizleri insan olarak yaşam gayesine götüren? Eğitim, anne-baba ile başlayıp yol boyu devam eden, karşımıza çıkan her olayın her kişinin her durumun birer eğitimci gibi bizlere bazen canımızı acıtarak bazen yüzümüzü güldürerek kattığı tecrübelerdi.
Hayat yolculuğunun başı ve sonu hep sevgi ile olursa hem gelince hem gittikten sonra adınızla birlikte bir tebessüm beliriyorsa insanlarda işte doğru yoldan gitmişsisiz demektir.
İnsanın ilmiyle aydınlattığı yollar ve iyilikleriyle anılmasından başka şu dünya üzerinde baki olacak hiçbir şeyi yoktur.
En güzel ilimlerin peşinde geçen güzel ömürleriniz olsun.

 

*https://sorularlaislamiyet.com/anne-karnindaki-bir-bebege-ruhu-ne-zaman-veriliyor-0
22/11/2024,11:30

**https://sorularlaislamiyet.com/hz-peygamberin-asm-her-dog-islam-fitrati-uzerine-dogar-sonra-anne-babasi-onu-hristiyan-yahudi-veya
(22/11/2024,11:45)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.