SEVGİ, insanın tam anlamıyla kendini bulması, yaradılışının anlam bulmasıdır. Anne karnında başlar insanoğlunun sevgiye muhtaçlığı ve sevgi arayışı. Doğduktan sonra sevildiği kadar olur insan, sevildiği kadar sever ve sevildikçe mutluluğu bulur. İnsanı insan yapan en güçlü duygulardan birisi sevme ve muhabbet etme duygusudur. Şüphesiz sevgi, Cenâb-ı Allah'ın insanlara verdiği eşsiz bir duygudur. Önce yaradanı, sonra da yaradanın yarattıklarını sevmekle başlar bu eşsiz duygu. Öyle ki hepimizin kalpleri sevmek için atmakta ve her kalp sevgiyi aramaktadır. Yaradının sevgisiyle başlayan bu anlamlı serüven, evrendeki tüm yaratılmışların sevgisiyle tamamlanarak, mutlulukla taçlanacaktır.
Sevmek; hepimizin çok istediği ve korkmadan açığa çıkarmak istediğimiz var oluş sebebimiz. Sevmeyi bilmek de sevmek kadar önemli bir unsurdur. Kalbimiz sevgi doludur muhakkak ama bu sevginin karşılık beklemeden olması ve karşımızdakine nasıl yansıdığı da çok önemlidir. Dile dökülmeyen, davranışla evrilmeyen, sevdiklerimizle aramızda muhabbet köprüleri kuramayan ve bir koşula bağladığımız sevginin ne bize ne de muhatabına hiçbir faydası olmayacaktır maalesef.
Her gün mutlaka sevdiklerimize bir yolunu bulup sevgimizi hissettirelim ki hem onlar hem de biz mutlu olalım. Örneğin: Evlatlar olarak anne babalarımızı hepimiz çok severiz, aynı şekilde anne babalar olarak da çocuklarımızı çok severiz bundan kimsenin şüphesi yok. Evet, ama sevgimizi ne kadar gösteriyoruz ya da ne kadar doğru bir şekilde gösterebiliyoruz karşımızdakilere? Bazen bir gülüş, bir güzel bakış, bir tatlı söz, bir başını okşama ile gösterebileceğimiz gibi sevgimizi, aile bireylerimiz başta olmak üzere, sevdiklerimize sık sık sevdiğimizi söylemek ruhlarını beslemek, karşılıklı güveni sağlamak ve varoluşun anlam kazanması açısından çok elzemdir ve gereklidir.
Ama maalesef günümüzde şöyle bir baktığımızda, herkesin herkese sevgisi sanki hep bir koşula ve hep bir şeylere bağlı gibi görünüyor. Anne babalar çocuklarına hep bir koşulla sevgi sunma eğiliminde; özellikle çocuklara davranış kazandırmada sevgisiyle tehdit eden anne babaların sayısı azımsanmayacak kadar çok maalesef.
Çocuklar anne babalarının koşulsuz bir sevgiyle sadece sevgiyle muamelesine ihtiyaç duyarlar ancak, genellikle koşullu sevmeyi görüp öğrendiklerinden, onlar da hayatları boyunca sevgiyi bir koşulla bağdaştırarak, hep bir şeylerin karşılığında sevme eğilimi göstermekteler. Ama baksanız şu hayatta hepimizin mutluluğa giden yolda en önemli ihtiyacımız olan şey; Koşulsuz ve korkmadan sevmek ve sevilmek…
Peki, hepimiz ortak ihtiyaca sahipken acaba neden ortak davranışı gösteremiyoruz? Bizler dünyaya sevmek için gönderilmişken bizi temel amacımızdan uzaklaştıran ve sevmeyi unutturan nedir acaba? Bırakın arkadaş, eş dost sevgisini artık evlatlar ana babadan, ana babalar evlatların sevgisinden emin değiller. Hayvanları, bitkileri, ağaçları, doğayı hiç saymayalım bile… Bu kadar sevgisizlik içinde ne kadar da zordur yaşamak, ne kadar da zor hayat. Çünkü sevgiden güven doğar, sevgiden saygı doğar, sevgiden neşe doğar, sevgiden sevgi ve mutluluk doğar en önemlisi. Sevgi yoksa hiçbirisi yok. Ruh sevgiden yana açsa, yeteri kadar sevgiyle beslenememişse, o ruha dünyaları verseniz de doyuramazsınız…
Sevginin tek alternatifi yine sevgidir çünkü.
Sevgili anne babalar, çocuklarımız, her şeyimiz, en kıymetlilerimiz, en sevdiklerimiz. Ama bu sevgimizi doğru gösteremezsek ve evlatlarımızı sevgiye muhtaç bırakırsak; hayatları boyunca en önemli parçası eksik kalmış puzzle gibi her yerde ve her şeyde o eksik parçasını arar dururlar (öfke, hırs, kıskançlık, hep başkalarında olana özenme, hep bir şeyler peşinde koşma hep bir arayış içinde olma ve hiçbir şeyden tatmin olamamak…) Aslında o eksik parça sevgidir, kendi içindedir, ne zaman ki karşılıksız sevgiyi bulur o zaman o eksik parça tamamlanır, o zaman insanoğlu yaşamın anlamını bulur. Sevgiye ulaşmak, sevgiye doymak, sevgiyle dolmak insanı mutlu eden ve tüm arayışlarını sonlandıran sihirli bir değnek gibidir.
Sevgi bulaşıcıdır, sevgi sevgiyi çoğaltır. Sevgi; şu dünyada sonucu hep mutlulukla biten tek işlemdir ve insanlara bahşedilmiş en güzel duygudur. Sevgiyi beklemek yerine önce sevmeyi denemek bizi kısa yoldan sevilmeye götürecek en sağlam formüldür. Sevmek ve sevilmek bildiğimizi sandığımız ama aslında çok az becerebildiğimiz bir duygudur. Çünkü karşılık beklemeden sevebilmektedir aslında bütün mesele.
Evlatlarımızla aramızda ki bütün iletişim engellerini sevgiyle kaldırmak dileğiyle..
Koşulsuz sevdiğiniz ve sevildiğiniz mutlu yarınlarınız olsun efendim…
RUH SEVGİYE AÇ İSE; DÜNYALARI ÖNÜNE SERSENİZ YİNE DOYMAZ
SEVGİ, insanın tam anlamıyla kendini bulması, yaradılışının anlam bulmasıdır. Anne karnında başlar insanoğlunun sevgiye muhtaçlığı ve sevgi arayışı. Doğduktan sonra sevildiği kadar olur insan, sevildiği kadar sever ve sevildikçe mutluluğu bulur. İnsanı insan yapan en güçlü duygulardan birisi sevme ve muhabbet etme duygusudur. Şüphesiz sevgi, Cenâb-ı Allah'ın insanlara verdiği eşsiz bir duygudur. Önce yaradanı, sonra da yaradanın yarattıklarını sevmekle başlar bu eşsiz duygu. Öyle ki hepimizin kalpleri sevmek için atmakta ve her kalp sevgiyi aramaktadır. Yaradının sevgisiyle başlayan bu anlamlı serüven, evrendeki tüm yaratılmışların sevgisiyle tamamlanarak, mutlulukla taçlanacaktır.
Sevmek; hepimizin çok istediği ve korkmadan açığa çıkarmak istediğimiz var oluş sebebimiz. Sevmeyi bilmek de sevmek kadar önemli bir unsurdur. Kalbimiz sevgi doludur muhakkak ama bu sevginin karşılık beklemeden olması ve karşımızdakine nasıl yansıdığı da çok önemlidir. Dile dökülmeyen, davranışla evrilmeyen, sevdiklerimizle aramızda muhabbet köprüleri kuramayan ve bir koşula bağladığımız sevginin ne bize ne de muhatabına hiçbir faydası olmayacaktır maalesef.
Her gün mutlaka sevdiklerimize bir yolunu bulup sevgimizi hissettirelim ki hem onlar hem de biz mutlu olalım. Örneğin: Evlatlar olarak anne babalarımızı hepimiz çok severiz, aynı şekilde anne babalar olarak da çocuklarımızı çok severiz bundan kimsenin şüphesi yok. Evet, ama sevgimizi ne kadar gösteriyoruz ya da ne kadar doğru bir şekilde gösterebiliyoruz karşımızdakilere? Bazen bir gülüş, bir güzel bakış, bir tatlı söz, bir başını okşama ile gösterebileceğimiz gibi sevgimizi, aile bireylerimiz başta olmak üzere, sevdiklerimize sık sık sevdiğimizi söylemek ruhlarını beslemek, karşılıklı güveni sağlamak ve varoluşun anlam kazanması açısından çok elzemdir ve gereklidir.
Ama maalesef günümüzde şöyle bir baktığımızda, herkesin herkese sevgisi sanki hep bir koşula ve hep bir şeylere bağlı gibi görünüyor. Anne babalar çocuklarına hep bir koşulla sevgi sunma eğiliminde; özellikle çocuklara davranış kazandırmada sevgisiyle tehdit eden anne babaların sayısı azımsanmayacak kadar çok maalesef.
Çocuklar anne babalarının koşulsuz bir sevgiyle sadece sevgiyle muamelesine ihtiyaç duyarlar ancak, genellikle koşullu sevmeyi görüp öğrendiklerinden, onlar da hayatları boyunca sevgiyi bir koşulla bağdaştırarak, hep bir şeylerin karşılığında sevme eğilimi göstermekteler. Ama baksanız şu hayatta hepimizin mutluluğa giden yolda en önemli ihtiyacımız olan şey; Koşulsuz ve korkmadan sevmek ve sevilmek…
Peki, hepimiz ortak ihtiyaca sahipken acaba neden ortak davranışı gösteremiyoruz? Bizler dünyaya sevmek için gönderilmişken bizi temel amacımızdan uzaklaştıran ve sevmeyi unutturan nedir acaba? Bırakın arkadaş, eş dost sevgisini artık evlatlar ana babadan, ana babalar evlatların sevgisinden emin değiller. Hayvanları, bitkileri, ağaçları, doğayı hiç saymayalım bile… Bu kadar sevgisizlik içinde ne kadar da zordur yaşamak, ne kadar da zor hayat. Çünkü sevgiden güven doğar, sevgiden saygı doğar, sevgiden neşe doğar, sevgiden sevgi ve mutluluk doğar en önemlisi. Sevgi yoksa hiçbirisi yok. Ruh sevgiden yana açsa, yeteri kadar sevgiyle beslenememişse, o ruha dünyaları verseniz de doyuramazsınız…
Sevginin tek alternatifi yine sevgidir çünkü.
Sevgili anne babalar, çocuklarımız, her şeyimiz, en kıymetlilerimiz, en sevdiklerimiz. Ama bu sevgimizi doğru gösteremezsek ve evlatlarımızı sevgiye muhtaç bırakırsak; hayatları boyunca en önemli parçası eksik kalmış puzzle gibi her yerde ve her şeyde o eksik parçasını arar dururlar (öfke, hırs, kıskançlık, hep başkalarında olana özenme, hep bir şeyler peşinde koşma hep bir arayış içinde olma ve hiçbir şeyden tatmin olamamak…) Aslında o eksik parça sevgidir, kendi içindedir, ne zaman ki karşılıksız sevgiyi bulur o zaman o eksik parça tamamlanır, o zaman insanoğlu yaşamın anlamını bulur. Sevgiye ulaşmak, sevgiye doymak, sevgiyle dolmak insanı mutlu eden ve tüm arayışlarını sonlandıran sihirli bir değnek gibidir.
Sevgi bulaşıcıdır, sevgi sevgiyi çoğaltır. Sevgi; şu dünyada sonucu hep mutlulukla biten tek işlemdir ve insanlara bahşedilmiş en güzel duygudur. Sevgiyi beklemek yerine önce sevmeyi denemek bizi kısa yoldan sevilmeye götürecek en sağlam formüldür. Sevmek ve sevilmek bildiğimizi sandığımız ama aslında çok az becerebildiğimiz bir duygudur. Çünkü karşılık beklemeden sevebilmektedir aslında bütün mesele.
Evlatlarımızla aramızda ki bütün iletişim engellerini sevgiyle kaldırmak dileğiyle..
Koşulsuz sevdiğiniz ve sevildiğiniz mutlu yarınlarınız olsun efendim…
Ekleme
Tarihi: 18 Nisan 2021 - Pazar
RUH SEVGİYE AÇ İSE; DÜNYALARI ÖNÜNE SERSENİZ YİNE DOYMAZ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.