scale up vize
vize
İsmail Karakaş (Genel Yayın Yönetmeni)
Köşe Yazarı
İsmail Karakaş (Genel Yayın Yönetmeni)
 

Kıbrıs Adasının gerçek sahipleri Türklerdir

Kıbrıs Adasının gerçek sahipleri Türklerdir 20 Temmuz 1974'te Türkiye'nin Kıbrıs Harekâti ile Kıbrıs'a askerî müdahalesinden sonra 22 temmuzda ateşkes ilan edilmiş ve Türkiye, Yunanistan, İngiltere dışişleri bakanları Cenevre'de anlaşmak için bir araya gelmişlerdi. ABD, Sovyetler ve BM'nin gözlemci olduğu, Denktaş ve Klerides'in Türk ve Rum toplumları adına katıldığı görüşmeler sonunda 31 Temmuz 1974'te çıkan kararlar uygulanmadığı için Türk ordusu harekâtına devam etmişti. Adada gözünü bile kırpmadan bebek, kadın, yaşlı ayrımı yapmadan savaş ve insanlık suçu işleyen Rumlar ile Türkler iki devlet olarak yaşamakta ve onlarca kez görüşmeler yapıldığı halde Rumların anlaşmaz ve uzlaşmaz tutumu nedeniyle barış sağlanamıyor. 27-29 Nisan'da Cenevre'de gerçekleşecek olan 5+1 görüşmesinde Kıbrıs'ta Adil ve kalıcı bir çözümün çıkması Rum tarafının tutumuna bağlı. Türk tarafı her zaman yapıcı ve çözümden yana oldu. Hatta Türk tarafında maalesef Adada "birleşik Kıbrıs'ı" savunan Cumhurbaşkanları bile oldu. Ancak Adanın son beşyüz yıllık Türk hakimiyetindeki barış, huzur dolu tarihine ve Rumların eline silah alıp Türkleri katlettiği son yaşanan acı dolu tarihine bakacak olursak Adanın tamamının gerçek sahiplerine yani Türklere geçmesiyle ancak yeniden Huzur içinde yaşanabilir. Rumların insafına kalırsa çözümsüzlük devam ettirilerek sonunda Adayı yine savaşın eşiğine getirme çabaları var. Rumlar bu sefer garantör ülkeleri de birbirine düşürerek adada kıyım politikasına devam etmek istiyor. Çözümsüzlükten beslenen Rumlar çözüm ve barışı asla istemezler. Adanın tarihinde hiçbir zaman bu kadar kan ve gözyaşı yaşanmamıştı, bu kadar çözümsüzlük ve belirsizlik olmamıştı. Kıbrıs Adası 1570 yılından sonra  Türk yurdu olmuştur Kıbrıs Sözleşmesi, Kıbrıs Antlaşması veya Kıbrıs Konvansiyonu, 4 Haziran 1878 tarihinde imzalanan ve Berlin Antlaşması ile Birleşik Krallık'ın Osmanlı İmparatorluğu'na destek çıkması için Kıbrıs adasının yönetiminin geçici olarak Büyük Britanya'ya verilmesini öngören bir antlaşmadır. Adı Üzerinde geçici anlaşma nasıl oluyor da kalıcı anlaşma şeklini alıyor. Yaşanan gelişmeler ve Osmanlının zayıf düşmesi zamanın şartları gereği ada oldu bitti ile el değiştirdi. Adada fırsatı ganimet bilen Rumlar ise yönetimde söz sahibi oldu. Söz sahibi olur olmaz Türklere zulmetmeye başladı. Rumlar Dünyanın gözleri önünde Türk katliamları yaptılar. Kıbrıs Adasının 1878 Antlaşması gereği Türklere iade edilmesi gerekiyor. 1878 Anlaşmasının devamı olarak yaşanan acıları ve Rumların haksız hukuksuz yere adayı ele geçirip Türk varlığını sonlandırma girişimlerini de göz önüne alarak Kıbrıs adasının gerçek sahiplerine iadesi gerekiyor. Rumlar Adaya kargaşa, Kan, Gözyaşından başka birşey getirmedi. Rum yönetiminden barış beklemek en hafif tabirle aptallık olur, Avrupa'nın gayri resmi çocuğu Rumlar eninde sonunda ilk fırsatta tekrar Türk kanı akmasını beklemek yaşanan acılardan ders almamaktır. Adanın gerçek sahipleri yüzyıllardır Türklerdir. Rumların yönetimde olacağı bir Kıbrıs adası ancak kan ve gözyaşı getirir. 27-29 Nisan'da Cenevre'de gerçekleşecek 5+1 görüşmesinde Kıbrısta Adil ve kalıcı bir çözümün çıkması Rum tarafının tutumuna bağlıdır. Ancak bu görüşmelerden de olumlu bir sonuç çıkmaz ise Türkiye ve KKTC Adanın Türkiyeye ilhaki yada 4 Haziran 1878 tarihinde imzalanan Birleşik Krallık'ın Osmanlı İmparatorluğu'na destek çıkması için Kıbrıs adasının yönetiminin geçici olarak kiralanmasından kaynaklı olarak haklarını geri alması ile Adanın tamamının tekrardan Türk hakimiyetinde yeniden bağımsızlığını ilan etmesidir.
Ekleme Tarihi: 19 Nisan 2021 - Pazartesi
İsmail Karakaş (Genel Yayın Yönetmeni)

Kıbrıs Adasının gerçek sahipleri Türklerdir


Kıbrıs Adasının gerçek sahipleri Türklerdir

20 Temmuz 1974'te Türkiye'nin Kıbrıs Harekâti ile Kıbrıs'a askerî müdahalesinden sonra 22 temmuzda ateşkes ilan edilmiş ve Türkiye, Yunanistan, İngiltere dışişleri bakanları Cenevre'de anlaşmak için bir araya gelmişlerdi.

ABD, Sovyetler ve BM'nin gözlemci olduğu, Denktaş ve Klerides'in Türk ve Rum toplumları adına katıldığı görüşmeler sonunda 31 Temmuz 1974'te çıkan kararlar uygulanmadığı için Türk ordusu harekâtına devam etmişti.

Adada gözünü bile kırpmadan bebek, kadın, yaşlı ayrımı yapmadan savaş ve insanlık suçu işleyen Rumlar ile Türkler iki devlet olarak yaşamakta ve onlarca kez görüşmeler yapıldığı halde Rumların anlaşmaz ve uzlaşmaz tutumu nedeniyle barış sağlanamıyor.

27-29 Nisan'da Cenevre'de gerçekleşecek olan 5+1 görüşmesinde Kıbrıs'ta Adil ve kalıcı bir çözümün çıkması Rum tarafının tutumuna bağlı.

Türk tarafı her zaman yapıcı ve çözümden yana oldu. Hatta Türk tarafında maalesef Adada "birleşik Kıbrıs'ı" savunan Cumhurbaşkanları bile oldu.

Ancak Adanın son beşyüz yıllık Türk hakimiyetindeki barış, huzur dolu tarihine ve Rumların eline silah alıp Türkleri katlettiği son yaşanan acı dolu tarihine bakacak olursak Adanın tamamının gerçek sahiplerine yani Türklere geçmesiyle ancak yeniden Huzur içinde yaşanabilir.

Rumların insafına kalırsa çözümsüzlük devam ettirilerek sonunda Adayı yine savaşın eşiğine getirme çabaları var.

Rumlar bu sefer garantör ülkeleri de birbirine düşürerek adada kıyım politikasına devam etmek istiyor.

Çözümsüzlükten beslenen Rumlar çözüm ve barışı asla istemezler.

Adanın tarihinde hiçbir zaman bu kadar kan ve gözyaşı yaşanmamıştı, bu kadar çözümsüzlük ve belirsizlik olmamıştı.

Kıbrıs Adası 1570 yılından sonra  Türk yurdu olmuştur

Kıbrıs Sözleşmesi, Kıbrıs Antlaşması veya Kıbrıs Konvansiyonu, 4 Haziran 1878 tarihinde imzalanan ve Berlin Antlaşması ile Birleşik Krallık'ın Osmanlı İmparatorluğu'na destek çıkması için Kıbrıs adasının yönetiminin geçici olarak Büyük Britanya'ya verilmesini öngören bir antlaşmadır.

Adı Üzerinde geçici anlaşma nasıl oluyor da kalıcı anlaşma şeklini alıyor. Yaşanan gelişmeler ve Osmanlının zayıf düşmesi zamanın şartları gereği ada oldu bitti ile el değiştirdi.

Adada fırsatı ganimet bilen Rumlar ise yönetimde söz sahibi oldu. Söz sahibi olur olmaz Türklere zulmetmeye başladı.

Rumlar Dünyanın gözleri önünde Türk katliamları yaptılar.

Kıbrıs Adasının 1878 Antlaşması gereği Türklere iade edilmesi gerekiyor.

1878 Anlaşmasının devamı olarak yaşanan acıları ve Rumların haksız hukuksuz yere adayı ele geçirip Türk varlığını sonlandırma girişimlerini de göz önüne alarak Kıbrıs adasının gerçek sahiplerine iadesi gerekiyor.

Rumlar Adaya kargaşa, Kan, Gözyaşından başka birşey getirmedi.

Rum yönetiminden barış beklemek en hafif tabirle aptallık olur, Avrupa'nın gayri resmi çocuğu Rumlar eninde sonunda ilk fırsatta tekrar Türk kanı akmasını beklemek yaşanan acılardan ders almamaktır.

Adanın gerçek sahipleri yüzyıllardır Türklerdir.

Rumların yönetimde olacağı bir Kıbrıs adası ancak kan ve gözyaşı getirir.

27-29 Nisan'da Cenevre'de gerçekleşecek 5+1 görüşmesinde Kıbrısta Adil ve kalıcı bir çözümün çıkması Rum tarafının tutumuna bağlıdır.

Ancak bu görüşmelerden de olumlu bir sonuç çıkmaz ise Türkiye ve KKTC Adanın Türkiyeye ilhaki yada 4 Haziran 1878 tarihinde imzalanan Birleşik Krallık'ın Osmanlı İmparatorluğu'na destek çıkması için Kıbrıs adasının yönetiminin geçici olarak kiralanmasından kaynaklı olarak haklarını geri alması ile Adanın tamamının tekrardan Türk hakimiyetinde yeniden bağımsızlığını ilan etmesidir.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.