scale up vize
vize
Zeynep Dere/ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UZMANI, AİLE DANIŞMANI
Köşe Yazarı
Zeynep Dere/ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UZMANI, AİLE DANIŞMANI
 

Vazgeçtiklerinle Güçlenebilmek

Vazgeçtim, dost bildiğim hainlerden, vazgeçtim hayalim zannettiğim hiçliklerden, vazgeçtim sevdiğimi ve sevildiğimi zannettiğim sahteliklerden... Vazgeçtim olmazları oldurmaya çalışmaktan, vazgeçtim beni üzen, gönlüme gereksiz ağırlık yapan tüm yüklerden... Yıllarca nasıl da yaşamışım tüm bu ağırlıklarla, aslında mutlu olduğumu sanmışım ama sadece sanmışım işte… Ne kadar zor görünüyordu düşünürken bile vazgeçmek, ne kadar kendimi avutuyormuşum bahanelerle vazgeçmemek için. Oysa hep kendimi ve yüreğimi yavaşlatmışım. Şimdi mi? Şimdi o kadar hafif ki yüreğim, tüm vazgeçtiklerim için kendime ne kadar teşekkür etsem az gelir. Vazgeçtiklerime dönüp baktım ardından, bir dış gözle. İzledim uzun uzun, düşündüm derin derin… İnanın yıllarca vazgeçmemek için neden direndiğimin cevabını dahi bulamadım. Biliyoruz kolay değil alışkanlıklarımızdan hemen vazgeçebilmek. Evet, zor ama aslında zor olan vazgeçmek değil, vazgeçmenin ne olduğunu ve nasıl yapabileceğimizi bilmeyişimiz. Çünkü beynimiz öyle bir sistemle çalışıyor ki, bizim tamamlanmamış, içimize attığımız, dışa vuramadığımız tüm duygularımızı bizim yerimize o tamamlamak için uğraşıyor. Sürekli arka planda bu yarım kalmış duyguları, kaygıları, öfkeleri bize fısıldıyor. Örneğin çok üzüldük ve istediğimiz gibi bu üzüntümüzü yaşamadıysak, kendimizi yeteri kadar ifade edemediysek veya çok öfkelenip de bunu içimizde tuttuysak beynimiz bizim yarım bıraktığımız işi kendisi tamamlama yoluna gidiyor. Biz o duygumuzla yüzleşip tamamlayana kadar da susmuyor. Peki, kendimizle yapacağımız bu yüzleşme nasıl olacak? İlk olarak ve en çok işe yarayan yöntemlerin başında, bizi derinden etkileyen, üzen olayları ve duygularımızı bir kâğıda yazmak. Yazdıklarınızı tekrar tekrar okumayarak yeniden yüklenmeyin üzerinize, isterseniz bir kenarda saklayın isterseniz de yazdığınız kâğıdı yok edin. Ama şundan emin olun ki, bu yöntem sizi çok ama çok iyi hissettirecektir. İkinci yöntem olarak da yaşadıklarımızı yüksek sesle dile getirmek ki bunun için en iyi yol dua etmektir. Allaha derdimizi anlatıp, duygularımızı anlatıp ondan yardım isteyip ona tefekkür etmektir. Bizi üzen eğer şahıslarsa onları affedip yüreğimizden salmaktır. Yine diğer bir yöntem de eğer kendimizin çabaları yeterli gelmiyorsa ve yaşantılarımız gerçekten sosyal hayatımızı ve ruhsal durumumuzu olumsuz etkiliyorsa bir uzmandan yardım almaktır. Amman sakın diyeyim, kendinizi öyle herkese açmayın, anlatmayın. Çünkü yüreğinizin ateşine kimin odun atacağını, kimin su serpeceğini bilemezsiniz… Kötü hissettiren her şeyden ve herkesten arınmak öncelikle bize, ruhumuza neyin ve kimin iyi neyin ve kimin kötü geldiğini görmemizi sağlar. Ayrıca arınmadan sonra bizi iyi hissettiren, bize değer veren kişilerle hayatımızı idame ettiririz. Yine farklı uğraşlarla ve hobilerle arınmış ruhumuzun devamını sağlamış oluruz. Beynimizi, ruhumuzu şöyle bir dip köşe karıştırınca bakın neler neler çıkacak, çıkacak ve sizi çok şaşırtacak. Sen hâlâ burada mıydın diyeceğiniz o kadar eskimiş sözler, değerini kaybetmiş kişiler, gereksiz evham dolu düşünceler, var olmayı hiç beceremeyen ama bir asalak misali ruhunuza yapışık tüm enerjinizi emen geçmiş yaşam kesitleri… Bırakın hepsini geride, vazgeçin tüm yüklerden, vazgeçmeyi öğrenin ve evlatlarınıza da öğretin. Onlara da gereksiz olan hiç bir duyguyu yüklemeyin ve sizinle duygularını paylaşmalarına izin verin. Bazen sadece anlamsızca ağlamalarına, öfkelerini rahatça dışa vurmalarına, kendi gerçekleriyle yüzleşmelerine, üzüntülerini ve sevinçleri sizinle paylaşmalarına izin verin ki ruhlarında birikmesin yaşadıkları. İzin verin ki siz olun en iyi sırdaşları, izin verin ki kendisi bulsun yanlışların arasından doğruları. Ama hayallerinden, başarıncaya kadar denemesinden, çalışmaktan, üretmekten ailesinden ve ülkesinden asla ve asla vazgeçmemeleri gerektiğini de öğretmeyi ihmal etmeyin.  Sevgili ebeveynler! Çocuklarımızla mutlu ve sağlıklı bir iletişim kurabilmek de ancak ve ancak yıllarca omuzladığımız tüm gereksiz yüklerden kurtularak olabilir. Haydi, sevgili ebeveynler ruhumuzun yüklerinden bir bir kurtularak yolumuzu mutluluklarla süsleyelim... Ruhu hafif, yüreği güçlü ebeveynler olarak, ömrünüzün geri kalanının geçmişinizden daha güzel olabilmesi dileğiyle… Mutlu yarınlarınız olsun efendim.
Ekleme Tarihi: 05 Temmuz 2021 - Pazartesi
Zeynep Dere/ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UZMANI, AİLE DANIŞMANI

Vazgeçtiklerinle Güçlenebilmek

Vazgeçtim, dost bildiğim hainlerden, vazgeçtim hayalim zannettiğim hiçliklerden, vazgeçtim sevdiğimi ve sevildiğimi zannettiğim sahteliklerden... Vazgeçtim olmazları oldurmaya çalışmaktan, vazgeçtim beni üzen, gönlüme gereksiz ağırlık yapan tüm yüklerden... Yıllarca nasıl da yaşamışım tüm bu ağırlıklarla, aslında mutlu olduğumu sanmışım ama sadece sanmışım işte…

Ne kadar zor görünüyordu düşünürken bile vazgeçmek, ne kadar kendimi avutuyormuşum bahanelerle vazgeçmemek için. Oysa hep kendimi ve yüreğimi yavaşlatmışım. Şimdi mi? Şimdi o kadar hafif ki yüreğim, tüm vazgeçtiklerim için kendime ne kadar teşekkür etsem az gelir.

Vazgeçtiklerime dönüp baktım ardından, bir dış gözle. İzledim uzun uzun, düşündüm derin derin… İnanın yıllarca vazgeçmemek için neden direndiğimin cevabını dahi bulamadım.

Biliyoruz kolay değil alışkanlıklarımızdan hemen vazgeçebilmek. Evet, zor ama aslında zor olan vazgeçmek değil, vazgeçmenin ne olduğunu ve nasıl yapabileceğimizi bilmeyişimiz.

Çünkü beynimiz öyle bir sistemle çalışıyor ki, bizim tamamlanmamış, içimize attığımız, dışa vuramadığımız tüm duygularımızı bizim yerimize o tamamlamak için uğraşıyor. Sürekli arka planda bu yarım kalmış duyguları, kaygıları, öfkeleri bize fısıldıyor. Örneğin çok üzüldük ve istediğimiz gibi bu üzüntümüzü yaşamadıysak, kendimizi yeteri kadar ifade edemediysek veya çok öfkelenip de bunu içimizde tuttuysak beynimiz bizim yarım bıraktığımız işi kendisi tamamlama yoluna gidiyor. Biz o duygumuzla yüzleşip tamamlayana kadar da susmuyor. Peki, kendimizle yapacağımız bu yüzleşme nasıl olacak? İlk olarak ve en çok işe yarayan yöntemlerin başında, bizi derinden etkileyen, üzen olayları ve duygularımızı bir kâğıda yazmak. Yazdıklarınızı tekrar tekrar okumayarak yeniden yüklenmeyin üzerinize, isterseniz bir kenarda saklayın isterseniz de yazdığınız kâğıdı yok edin. Ama şundan emin olun ki, bu yöntem sizi çok ama çok iyi hissettirecektir. İkinci yöntem olarak da yaşadıklarımızı yüksek sesle dile getirmek ki bunun için en iyi yol dua etmektir. Allaha derdimizi anlatıp, duygularımızı anlatıp ondan yardım isteyip ona tefekkür etmektir. Bizi üzen eğer şahıslarsa onları affedip yüreğimizden salmaktır. Yine diğer bir yöntem de eğer kendimizin çabaları yeterli gelmiyorsa ve yaşantılarımız gerçekten sosyal hayatımızı ve ruhsal durumumuzu olumsuz etkiliyorsa bir uzmandan yardım almaktır. Amman sakın diyeyim, kendinizi öyle herkese açmayın, anlatmayın. Çünkü yüreğinizin ateşine kimin odun atacağını, kimin su serpeceğini bilemezsiniz…

Kötü hissettiren her şeyden ve herkesten arınmak öncelikle bize, ruhumuza neyin ve kimin iyi neyin ve kimin kötü geldiğini görmemizi sağlar. Ayrıca arınmadan sonra bizi iyi hissettiren, bize değer veren kişilerle hayatımızı idame ettiririz. Yine farklı uğraşlarla ve hobilerle arınmış ruhumuzun devamını sağlamış oluruz.

Beynimizi, ruhumuzu şöyle bir dip köşe karıştırınca bakın neler neler çıkacak, çıkacak ve sizi çok şaşırtacak. Sen hâlâ burada mıydın diyeceğiniz o kadar eskimiş sözler, değerini kaybetmiş kişiler, gereksiz evham dolu düşünceler, var olmayı hiç beceremeyen ama bir asalak misali ruhunuza yapışık tüm enerjinizi emen geçmiş yaşam kesitleri…

Bırakın hepsini geride, vazgeçin tüm yüklerden, vazgeçmeyi öğrenin ve evlatlarınıza da öğretin. Onlara da gereksiz olan hiç bir duyguyu yüklemeyin ve sizinle duygularını paylaşmalarına izin verin. Bazen sadece anlamsızca ağlamalarına, öfkelerini rahatça dışa vurmalarına, kendi gerçekleriyle yüzleşmelerine, üzüntülerini ve sevinçleri sizinle paylaşmalarına izin verin ki ruhlarında birikmesin yaşadıkları. İzin verin ki siz olun en iyi sırdaşları, izin verin ki kendisi bulsun yanlışların arasından doğruları. Ama hayallerinden, başarıncaya kadar denemesinden, çalışmaktan, üretmekten ailesinden ve ülkesinden asla ve asla vazgeçmemeleri gerektiğini de öğretmeyi ihmal etmeyin. 

Sevgili ebeveynler! Çocuklarımızla mutlu ve sağlıklı bir iletişim kurabilmek de ancak ve ancak yıllarca omuzladığımız tüm gereksiz yüklerden kurtularak olabilir.

Haydi, sevgili ebeveynler ruhumuzun yüklerinden bir bir kurtularak yolumuzu mutluluklarla süsleyelim...

Ruhu hafif, yüreği güçlü ebeveynler olarak, ömrünüzün geri kalanının geçmişinizden daha güzel olabilmesi dileğiyle…

Mutlu yarınlarınız olsun efendim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.