scale up vize
Zeynep Dere/ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UZMANI, AİLE DANIŞMANI
Köşe Yazarı
Zeynep Dere/ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UZMANI, AİLE DANIŞMANI
 

EVRENSEL TEK DİL ŞEFKAT

Şefkat öyle bir dildir ki, evrendeki tüm canlılarda karşılık bulur. Şefkat, ruhu sarmalayan bir el, yaraları iyileştiren bir merhem, karanlıklara yakılan bir ışık, olmazların önünde bir yol, olanların yanında bir yar, bazen kimsesizlerin kimsesi olmak, bazen bir çift gözde umut olmak, bazen soğukta titreyen bir bedene sıcaklık, bazen uçurum kenarında bir tutamak olmak… Şefkat nezakettir, zarafettir, tevazu ile var olmaktır. Başkalarının halini anlamak, derdiyle dertlenmek, karşılık beklemeden tutup kaldırabilmektir. Şefkatten mahrum büyüyen bir ruh, sonsuza dek derin acılarla kıvranırken, şefkat göstermeyen bir ruh ise sonsuza dek vicdan enkazının altında ezilmeye mahkumdur. Oysaki şefkat, yaratılmışları kucaklayan ve insanlığa coşku veren önemli bir hayat enerjisidir. Şefkat öyle bir hissiyattır ki sahip olan ve maruz kalan herkesi mutlu eder. Şu hayatta demirden kalpleri dahi bükebilecek en güçlü şifadır. Anne şefkatiyle başlayan baba şefkatiyle katlanan, kardeş, eş, dost, akraba, arkadaş vs. ömür boyu devam eden bir hissiyatı her ruh tatmak ve sunmak ister. Çünkü insan ruhu şefkat ve merhamet ile donatılmıştır. Ancak her insan bu donanımı geliştirip hayatında kullanamıyor maalesef. Oysaki her daim şefkate muhtaçtır insanoğlu ve bütün canlılar. Hatta tüm canlılara şefkati emreden yüce Allah, ölmüş bir insana dahi şefkatle muamele edilmesini emreder. Ama dünya dertleri, telaşeleri, ihtiyaçlar, yorgunluklar o kadar çok stres unsurunun içinde boğulmuş gibi hissediyoruz ki bazen, bırakın çevremizi kendimize dahi sunamadığımız bir şefkat taşıyoruz ruhumuzda. Kendimizden başlayarak yaratanın ne büyük bir eseri olduğumuzu düşünerek içinde bulunduğumuz her ana şükredip şefkatle bize emanet edilen ruhu ve bedeni sevmeliyiz. Sonrasında yine yaratanın emaneti evlatlarımız başta olmak üzere evrendeki tüm yaratılmışlara şefkatle muamele etmeliyiz. Hiçbir şeyin sahibi olmadığımız şu dünyada bize sunulan her şey için şükretmeliyiz. Bütün emanetlere sevgi ve şefkatle yaklaşmalıyız. Şefkat o kadar geniş bir kavram ki, sadece aklımızın aldığı kadarını anlatabilir, yüreğimizin hissettiği kadarını idame edebiliriz hayatımızda. Şefkat deyince kuşkusuz herkesin aklına ilk anne şefkati gelir. Çünkü anne şefkati sadece kendi yavrusuna değil bütün canlılara karşı gösterilen bir hissiyattır. Ancak şefkati sadece anne veya kadınlara verilmiş bir erdem olarak düşünemeyiz elbette. İnsanoğlu dünyaya gelirken genetik kodlardan oluşan karakter, mizaç gibi birçok özelliğin yanı sıra sevgi ve şefkat gibi erdemlerle donatılmıştır. (Cinsiyet fark etmeksizin) Ebeveynleri ya da bakım veren kişilerin yaklaşımı ile de bu özellikleri gelişir ve kişiliği şekillenir. Bir bakıma insanoğlu beşikten mezara diyebileceğimiz bir eğitime tabidir. Bu eğitim ne kadar şefkatle ve sabırla verilirse sonuçları da o kadar iyi olur. Tabi bu eğitimi vermenin en etkili yolu da doğru model olmaktır. 6-10 aylık bebeklerde yapılan bir çalışmada bebeklerin başka insanlara yardım eden kişileri tarafsız tutum sergileyenlere karşı daha çok tercih ettikleri gözlenmiştir. Buradan anlıyoruz ki bebeklikten başlayan ve şefkate merhamete duyarlı olarak doğan insanoğlu hayatında da şefkat merhamet istiyor. Yani insan, ruhunun mayası sevgi ve şefkate her daim muhtaç. Ve emin olduğumuz bir şey var ki şefkat ve merhametle yoğrulan bir ruh illa ki etrafına şefkat ve merhametle muamele edecektir. Son zamanların en büyük sorunlarının başında gelen ebeveyn çocuk çatışmalarının ana nedenlerinden başında muhakkak ki şefkat eksikliği vardır. Sevgili ebeveynler çocukları şefkatle sarıp, koşulsuz sevmek çok kıymetli. Çocukları sevgi ve şefkatle kucaklayarak üstesinden gelinemeyecek hiçbir sorun yoktur. Çocuklarımızla aramızdaki buzları eritecek yegâne güç sevgi ve şefkattir. Şefkat kelimesi çoğu zaman merhametle karıştırılsa da aynı kavramlar değillerdir. Merhamet acımak ve acıyarak yaklaşmaktır. Şefkat ise içinde sevgi, merhamet, himaye etme, karşılıksız yapılan eylem, koruma, bağışlama/affetme, karşıdaki kişiye gelebilecek zarar, kaybetme vs. ile ilgili endişe ve korku duymak gibi unsurları da barındırır. Şüphesiz ki şefkat, sevginin en üst boyuta ulaşmış halidir. Direk sevgiden gelir ve asla yapmacık bir şefkat davranışı olamaz. Direk sevgiden geldiği gerçeğinden yola çıktığımızda tek bir gerçek var o da; sevmek, yaratılanı yaratandan ötürü sevmek… İnsan gerçek sevgiye ulaşabildiği kadar şefkati tadar ve hisseder. Kalpleri kin ve nefretten, hasetten temizlemek gerekir vesselam. Çünkü bu en değerli ruh giysimiz olan şefkati gün yüzüne çıkarabilmenin ön koşuludur. Şefkat üzerine sayfalarca yazılabilir ancak bundan sonrasına eklenecek her cümle sizin yüreğinizden dökülsün efendim. Şefkatle yoğrulmuş ruhlar sarsın dünyayı. Şefkatle kucaklayalım tüm canlıları. HAFTANIN ÖNERİSİ: Son zamanlarda şefkat giysisini en çok nerede ve ne için giydiğimizi hatırlayalım. Zaten hiç çıkartmadım ki diyenlere selam olsun bu arada. Bugün itibariyle evlatlarımızla ya da sevdiklerimizle ne yaşarsak yaşayalım şefkatle sarılıp, sevdiğinizi söylemek her iki tarafa da iyi gelecektir. Çünkü sevgi ve şefkat iyileştirir.
Ekleme Tarihi: 30 Ağustos 2023 - Çarşamba
Zeynep Dere/ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UZMANI, AİLE DANIŞMANI

EVRENSEL TEK DİL ŞEFKAT

Şefkat öyle bir dildir ki, evrendeki tüm canlılarda karşılık bulur. Şefkat, ruhu sarmalayan bir el, yaraları iyileştiren bir merhem, karanlıklara yakılan bir ışık, olmazların önünde bir yol, olanların yanında bir yar, bazen kimsesizlerin kimsesi olmak, bazen bir çift gözde umut olmak, bazen soğukta titreyen bir bedene sıcaklık, bazen uçurum kenarında bir tutamak olmak… Şefkat nezakettir, zarafettir, tevazu ile var olmaktır. Başkalarının halini anlamak, derdiyle dertlenmek, karşılık beklemeden tutup kaldırabilmektir. Şefkatten mahrum büyüyen bir ruh, sonsuza dek derin acılarla kıvranırken, şefkat göstermeyen bir ruh ise sonsuza dek vicdan enkazının altında ezilmeye mahkumdur. Oysaki şefkat, yaratılmışları kucaklayan ve insanlığa coşku veren önemli bir hayat enerjisidir. Şefkat öyle bir hissiyattır ki sahip olan ve maruz kalan herkesi mutlu eder. Şu hayatta demirden kalpleri dahi bükebilecek en güçlü şifadır. Anne şefkatiyle başlayan baba şefkatiyle katlanan, kardeş, eş, dost, akraba, arkadaş vs. ömür boyu devam eden bir hissiyatı her ruh tatmak ve sunmak ister. Çünkü insan ruhu şefkat ve merhamet ile donatılmıştır. Ancak her insan bu donanımı geliştirip hayatında kullanamıyor maalesef. Oysaki her daim şefkate muhtaçtır insanoğlu ve bütün canlılar. Hatta tüm canlılara şefkati emreden yüce Allah, ölmüş bir insana dahi şefkatle muamele edilmesini emreder. Ama dünya dertleri, telaşeleri, ihtiyaçlar, yorgunluklar o kadar çok stres unsurunun içinde boğulmuş gibi hissediyoruz ki bazen, bırakın çevremizi kendimize dahi sunamadığımız bir şefkat taşıyoruz ruhumuzda. Kendimizden başlayarak yaratanın ne büyük bir eseri olduğumuzu düşünerek içinde bulunduğumuz her ana şükredip şefkatle bize emanet edilen ruhu ve bedeni sevmeliyiz. Sonrasında yine yaratanın emaneti evlatlarımız başta olmak üzere evrendeki tüm yaratılmışlara şefkatle muamele etmeliyiz. Hiçbir şeyin sahibi olmadığımız şu dünyada bize sunulan her şey için şükretmeliyiz. Bütün emanetlere sevgi ve şefkatle yaklaşmalıyız. Şefkat o kadar geniş bir kavram ki, sadece aklımızın aldığı kadarını anlatabilir, yüreğimizin hissettiği kadarını idame edebiliriz hayatımızda. Şefkat deyince kuşkusuz herkesin aklına ilk anne şefkati gelir. Çünkü anne şefkati sadece kendi yavrusuna değil bütün canlılara karşı gösterilen bir hissiyattır. Ancak şefkati sadece anne veya kadınlara verilmiş bir erdem olarak düşünemeyiz elbette. İnsanoğlu dünyaya gelirken genetik kodlardan oluşan karakter, mizaç gibi birçok özelliğin yanı sıra sevgi ve şefkat gibi erdemlerle donatılmıştır. (Cinsiyet fark etmeksizin) Ebeveynleri ya da bakım veren kişilerin yaklaşımı ile de bu özellikleri gelişir ve kişiliği şekillenir. Bir bakıma insanoğlu beşikten mezara diyebileceğimiz bir eğitime tabidir. Bu eğitim ne kadar şefkatle ve sabırla verilirse sonuçları da o kadar iyi olur. Tabi bu eğitimi vermenin en etkili yolu da doğru model olmaktır. 6-10 aylık bebeklerde yapılan bir çalışmada bebeklerin başka insanlara yardım eden kişileri tarafsız tutum sergileyenlere karşı daha çok tercih ettikleri gözlenmiştir. Buradan anlıyoruz ki bebeklikten başlayan ve şefkate merhamete duyarlı olarak doğan insanoğlu hayatında da şefkat merhamet istiyor. Yani insan, ruhunun mayası sevgi ve şefkate her daim muhtaç. Ve emin olduğumuz bir şey var ki şefkat ve merhametle yoğrulan bir ruh illa ki etrafına şefkat ve merhametle muamele edecektir. Son zamanların en büyük sorunlarının başında gelen ebeveyn çocuk çatışmalarının ana nedenlerinden başında muhakkak ki şefkat eksikliği vardır. Sevgili ebeveynler çocukları şefkatle sarıp, koşulsuz sevmek çok kıymetli. Çocukları sevgi ve şefkatle kucaklayarak üstesinden gelinemeyecek hiçbir sorun yoktur. Çocuklarımızla aramızdaki buzları eritecek yegâne güç sevgi ve şefkattir. Şefkat kelimesi çoğu zaman merhametle karıştırılsa da aynı kavramlar değillerdir. Merhamet acımak ve acıyarak yaklaşmaktır. Şefkat ise içinde sevgi, merhamet, himaye etme, karşılıksız yapılan eylem, koruma, bağışlama/affetme, karşıdaki kişiye gelebilecek zarar, kaybetme vs. ile ilgili endişe ve korku duymak gibi unsurları da barındırır. Şüphesiz ki şefkat, sevginin en üst boyuta ulaşmış halidir. Direk sevgiden gelir ve asla yapmacık bir şefkat davranışı olamaz. Direk sevgiden geldiği gerçeğinden yola çıktığımızda tek bir gerçek var o da; sevmek, yaratılanı yaratandan ötürü sevmek… İnsan gerçek sevgiye ulaşabildiği kadar şefkati tadar ve hisseder. Kalpleri kin ve nefretten, hasetten temizlemek gerekir vesselam. Çünkü bu en değerli ruh giysimiz olan şefkati gün yüzüne çıkarabilmenin ön koşuludur. Şefkat üzerine sayfalarca yazılabilir ancak bundan sonrasına eklenecek her cümle sizin yüreğinizden dökülsün efendim. Şefkatle yoğrulmuş ruhlar sarsın dünyayı. Şefkatle kucaklayalım tüm canlıları. HAFTANIN ÖNERİSİ: Son zamanlarda şefkat giysisini en çok nerede ve ne için giydiğimizi hatırlayalım. Zaten hiç çıkartmadım ki diyenlere selam olsun bu arada. Bugün itibariyle evlatlarımızla ya da sevdiklerimizle ne yaşarsak yaşayalım şefkatle sarılıp, sevdiğinizi söylemek her iki tarafa da iyi gelecektir. Çünkü sevgi ve şefkat iyileştirir.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.