Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu başta olmak üzere, Savunma Bakanı Yoav Gallant, Genel Kurmay Başkanı Herzl Halevi ve bir kısım üst düzey yetkililer Gazze’deki Filistinlileri kasten açlığa ve ölüme mahkûm etmişlerdir. Bununla birlikte orantısız güç kullanarak 37.000’den fazla sivil vatandaşı katlederek, topyekûn Filistinlileri bombalama eylemlerini gerçekleştirmişlerdir. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana uluslararası hukuku ihlal ederek görülmemiş ölçekte bir soykırım suçu işledikleri gerekçesiyle, bu hafta içerisinde Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından tutuklama emri ile ilgili kararı engellemek için büyük çaba içerisinde oldukları müşahede edilmektedir.
Özellikle son günlerde ABD’nin önde gelen üniversitelerinde “Siyonist İsrail’e” yönelik tepki gösterileri tüm ülkedeki üniversitelere yayılırken, ABD Başkanı Biden’ın soykırıma uğrayan Filistinlileri savunan üniversite öğrencilerini “anti-semitizm” ile imlemeye çalışması Siyonist İsrail yönetimine verdiği kayıtsız desteğin adeta bir yansımasıdır.
Benzer şekilde ABD eski Başkanı Trump’ın da Gazze’deki soykırımı protesto eden üniversite öğrencilerinin eylemlerini Virginia Eyaletine bağlı Charlottesville’de heykel tartışmasıyla başlayan ve kısa sürede geniş alana yayılan gösterilerle özdeşleştirmeye çalışması “Beyaz Üstünlükçü” zihniyetinin bir tezahürü olsa gerek.
Oysaki Charlottesville’deki gösteriler, Amerikan İç Savaşında Konfederasyon Ordusunun komutanı olan ve Afrika kökenli Amerikalılara karşı acımasızlığıyla ön plana çıkan, eylemleriyle Siyonist Netanyahu’yu aratmayan General Robert E. Lee heykelinin kaldırılması yönünde tavır ortaya koyuyorlardı. Bu eylemlerin sonucunda Dallas Şehir Konseyi, 6 Eylül 2017’de aldığı kararla, Amerikan İç Savaşında, Konfederasyon Ordusunun komutanı olan General Robert E. Lee heykelinin kaldırılmasına karar vermiş oldu.
Bu durum gerek ABD Başkanı Biden’ın, gerekse ABD’nin eski Başkanı Trump’un zalimin zulmüne çanak tuttuklarını ortaya koymaktadır.
Bu arada, ABD’li Senatör Barnie Sanders’in her iki başkana göndermede bulunarak; “Amerkan halkının zekasına hakaret etmeyin. Dikkati başka yöne çekmek için anti semitizmi kullanıyorsunuz, Filistin halkının göz göre göre yok edilmesine yardım ve yataklık ediyorsunuz” şeklindeki açıklaması bir bakıma tüm Filistinlilerin yarasına parmak basar nitelikte ve altın değerinde bir açıklama olduğunu ifade etmek isteriz.
Sonuç olarak, ABD ve İngiltere başta olmak üzere, Filistin zulmünü telin eden gösteriler ve Tel Aviv’de hükümet karşıtı gösteriler karşısında iyice köşeye sıkışan Netanyahu’nun Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi kararı öncesi geçici ateşkesten medet umması, muhtemel tutuklama kararını etkilemeye yönelik olup, asıl kalıcı ateşkesin ortaya konulması ve Siyonist İsrail’in kayıtsız ve şartsız Gazze’den geri çekilmesi gerekmektedir.