scale up vize
vize
Zeynep Dere/ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UZMANI, AİLE DANIŞMANI
Köşe Yazarı
Zeynep Dere/ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UZMANI, AİLE DANIŞMANI
 

VERDİĞİMİZ HER KARAR YENİ BİR BAŞLANGIÇ YA DA BİTİŞTİR

Hayat çok hızlı akıp giderken bize ne istediğimiz sormadan ve kendi hızında yol alırken, bizler de kendimize ayrılan bölümde, yaşamımızı idame ettiririz. Bu yaşamımız süresince de birçok konuda ve bazen çok hızlı kararlar almak zorunda kalırız. Kimileri mantığıyla ve doğru kararlara imza atarken, kimileri fevrice ve duygularıyla çoğu zaman yanlış kararlar verir. Bazen bir evet veya hayır kararı başta kendi hayatımız olmak üzere, çevremizdekilerin hayatlarını da etkileyebilir. Dış dünyaya baktığımız zaman ani bir kararla evlenenler, ayrılanlar, işe yerleşenler, işten ayrılanlar, yeni bir ilişkiye başlayanlar ya da var olan ilişkisini bitirenler, kilo değişimi için kararlar verenler, şehir değiştirenler, eğitimi için karar verenler, çocuğunun eğitimi için karar verenler, yolda araçta hızlı reflekslerle ani karar vermek zorunda kalanlar… Sonu gelmeyen bir hayat mücadelesi herkes için farklı koşullarda ve farklı sonuçlarla sürer gider. Bazılarına göre kendi kararları salt doğrudur, bazılarına göre aldığı kararlar hep yanlıştır, bazıları karar dahi veremezken bazıları da başkalarının kararlarının peşinden giderler… Karar vermek çok önemli bir meziyet biz insanlar için. Hızlı, doğru ve uygulanabilir kararlar özellikle çok değerli hayatımızı istediğimiz gibi mutlu bir şekilde yaşamak için. İşimiz, işyerinde üstlendiğimiz görev sorumluluklarımız, eşimiz, çocuklarımız, ailemiz, arkadaşlıklarımız, yediklerimiz, içtiklerimiz, giyim tarzımız, inançlarımız, hayatta doğru ve yanlış olarak nitelendirdiklerimiz… Hepsi ama hepsi verdiğimiz kararların sonucu, bize ayrılan hayatı idame ettirmek için yaptığımız seçimlerimiz. Peki, hepimiz her zaman doğru kararlar alabiliyor muyuz? Var mı hayatımda verdiğim hiçbir karardan pişman değilim diyenler? Varsa ne mutlu onlara… İnsanların olaylar karşısında nasıl ve ne kadar hızlı, doğru kararlar verebilmelerinin temelleri erken çocukluk döneminde atılmaktadır aslında. Erken çocukluk döneminde yaşadıkları tecrübeleri ve ebeveynlerinin tutumları çok önemlidir. Çocuklara küçük yaşlardan itibaren kendi kararlarını alma ve aldıkları kararların sonuçlarına katlanmaları yönünde yapılacak doğru rehberlik onların tüm hayatları boyunca doğru karar vermelerini ve doğru seçimler yapmalarını kolaylaştıracaktır. Çocuklar kendileri ile ilgili kararları nasıl mı alacaklar? Ebeveynler olarak onlara yapacağımız doğru yönlendirmeler, tutarlı tavırlar, uygulanabilir ve çocukların lehine alınacak kurallar, sorumluluk verme sorumluluklarını yerine getirmeleri konusunda uygun bir şekilde model olma ve sorumluluklarını yerine getirmediğinde doğan sonuçlara çocukların yüzleşmelerini sağlamak(yemek yemediğinde diğer öğüne kadar her hangi bir şey yiyemeyeceğini bilmesi) yine çocuklara sunacağımız seçenekler arasından istediğine karar vermeleri doğru bir yaklaşım olacaktır. Bunların yanı sıra çocuklarda karar verme sürecinde yapılması gereken tutumlardan bahsetmek isterim; Çocuklar 2 yaşından itibaren kendi başına yemeğini yiyebilir, izin verin kendisi yesin. Çocuklar doyup doymadıklarına kendileri karar verebilirler ki, anne baba olarak hepimizin hassas noktası maalesef; çocuk doydum dese de mutlaka ısrar ederek tabağına fazlasıyla koyduğumuz bütün yemeği bitirmesi için zorlayıcıı ve baskıcı bir tutum sergileyebiliyoruz, yapmayalım… Okula giderken yine bizim sunduğumuz seçenekler arasında giysilerini seçmesine ve kendisinin ne giyeceğine karar vermesine fırsat sunalım. Kiminle ve hangi oyuncağıyla oynamak istediğine kendisi karar versin bırakalım, özellikle misafirliğe gittiğimizde veya misafir geldiğinde çocukların birbirleriyle uyum içinde oynamalarını isteriz ama bu konuda ısrarcı olmaktan kaçınalım. Bunların yanı sıra çocukların yapmaları gereken sorumlulukları sürekli hatırlatmak ve onun yaşına uygun olarak yapması gerekenleri onun yerine sürekli ebeveynlerin yapması(yatağını toplamak, dolabını yerleştirmek, odasını düzenlemek, yatmadan önce dişlerini fırçalaması ve pijama giymesi konusunda sürekli hatırlatmalarda bulunmak, ödevlerini yapması konusunda sürekli hatırlatmalarda bulunmak da yine çocukların sorumluluklarını üstlenme, kendi kararlarını verebilme, verdiği kararın sonucuna katlanma konusunda onlara yapılan en büyük yanlış tutumlar arasndadır. Konuyla ilgili tanık olduğum bir anekdotu paylaşmak isterim. Çocuğu anaokuluna giden bir anne her sabah giysi seçme konusunda evde kıyametler koptuğunu ve çocuğun birbiriyle uyumsuz ve mevsime de uygun olmayan kıyafetleri giymekte ısrar ettiğini, kendisinin de çocuğun seçtiği kıyafetlere itiraz ettiğini ve çocukla her gün bu sebeple sorun yaşadıklarını anlatmıştı. Bu olay aslında çoğu evde her okul günü yaşanan bir durumdur diye düşünüyorum. Çünkü bu yaşlar(okul öncesi) çocuklarda benmerkezciliğin yoğun yaşandığı dönemlerdir ve çocuklar her şeyin kendi istedikleri ve düşündükleri gibi olmasını isterler. Yukarıda bahsettiğim olayda anneye birkaç küçük naçizane önerilerde bulundum (eğer mevsimsel olarak çok zarar vermeyecekse çocuğun istediği kıyafeti ile okula gitmesine izin vermesini, daha sonra da çatışma ve inatlaşma ortamı kaybolacağı için çocuğuna kıyafet konusunda seçenekler sunabileceği vb.) bir süre sonra tekrar görüştüğümde sorunu çözdüklerini ve çok rahatladığını anlattı annemiz. Çocuklara kendi kararlarını vermeleri için uygun seçenekler sunmak, kendi kararlarının sonuçlarına katlanması gerektiğini anlatmak ve bu yönde sabır göstermek çok önemli sevgili ebeveynler. Çünkü çocuklarımız böylece kendilerini değerli hissedecekler, hızlı ve doğru kararlar verebilecekler, verdikleri kararların sonucuna katlanacaklarını öğrenmiş olacaklar. Sorumluluklarının farkına varacak ve sorumluluklarını zamanında yerine getirmeleri gerektiğini anlayacaklar.  Tabii bütün bunları yaparken çocuklarımızın yaşlarına uygun konularda sorumluluk alarak, karar vermeleri gerektiğini ve her türlü tehlikelerden korumamız gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Söyledim ya karar vermek, doğru kararı vermek, çocukluğumuzdan yüklendiğimiz yetilerimizin bir sonucu aslında. Bugün kendisi hakkında basit kararlar verebilen çocuklar, yarın belki de ülkesinin geleceği hakkında önemli kararlar verecekler. O yüzden bırakalım da çocuklar bugün verecekleri basit kararlarla ve sonuçlarıyla yüzleşsinler ki, hayatta hızlı ve doğru karar vermenin önemini şimdiden anlasınlar. Hayatta kendiniz ve çevreniz için her daim en doğru kararları verebilmeniz dileğiyle…
Ekleme Tarihi: 28 Haziran 2021 - Pazartesi
Zeynep Dere/ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UZMANI, AİLE DANIŞMANI

VERDİĞİMİZ HER KARAR YENİ BİR BAŞLANGIÇ YA DA BİTİŞTİR

Hayat çok hızlı akıp giderken bize ne istediğimiz sormadan ve kendi hızında yol alırken, bizler de kendimize ayrılan bölümde, yaşamımızı idame ettiririz.

Bu yaşamımız süresince de birçok konuda ve bazen çok hızlı kararlar almak zorunda kalırız. Kimileri mantığıyla ve doğru kararlara imza atarken, kimileri fevrice ve duygularıyla çoğu zaman yanlış kararlar verir. Bazen bir evet veya hayır kararı başta kendi hayatımız olmak üzere, çevremizdekilerin hayatlarını da etkileyebilir. Dış dünyaya baktığımız zaman ani bir kararla evlenenler, ayrılanlar, işe yerleşenler, işten ayrılanlar, yeni bir ilişkiye başlayanlar ya da var olan ilişkisini bitirenler, kilo değişimi için kararlar verenler, şehir değiştirenler, eğitimi için karar verenler, çocuğunun eğitimi için karar verenler, yolda araçta hızlı reflekslerle ani karar vermek zorunda kalanlar… Sonu gelmeyen bir hayat mücadelesi herkes için farklı koşullarda ve farklı sonuçlarla sürer gider. Bazılarına göre kendi kararları salt doğrudur, bazılarına göre aldığı kararlar hep yanlıştır, bazıları karar dahi veremezken bazıları da başkalarının kararlarının peşinden giderler…

Karar vermek çok önemli bir meziyet biz insanlar için. Hızlı, doğru ve uygulanabilir kararlar özellikle çok değerli hayatımızı istediğimiz gibi mutlu bir şekilde yaşamak için.

İşimiz, işyerinde üstlendiğimiz görev sorumluluklarımız, eşimiz, çocuklarımız, ailemiz, arkadaşlıklarımız, yediklerimiz, içtiklerimiz, giyim tarzımız, inançlarımız, hayatta doğru ve yanlış olarak nitelendirdiklerimiz… Hepsi ama hepsi verdiğimiz kararların sonucu, bize ayrılan hayatı idame ettirmek için yaptığımız seçimlerimiz. Peki, hepimiz her zaman doğru kararlar alabiliyor muyuz? Var mı hayatımda verdiğim hiçbir karardan pişman değilim diyenler? Varsa ne mutlu onlara…

İnsanların olaylar karşısında nasıl ve ne kadar hızlı, doğru kararlar verebilmelerinin temelleri erken çocukluk döneminde atılmaktadır aslında. Erken çocukluk döneminde yaşadıkları tecrübeleri ve ebeveynlerinin tutumları çok önemlidir. Çocuklara küçük yaşlardan itibaren kendi kararlarını alma ve aldıkları kararların sonuçlarına katlanmaları yönünde yapılacak doğru rehberlik onların tüm hayatları boyunca doğru karar vermelerini ve doğru seçimler yapmalarını kolaylaştıracaktır.

Çocuklar kendileri ile ilgili kararları nasıl mı alacaklar? Ebeveynler olarak onlara yapacağımız doğru yönlendirmeler, tutarlı tavırlar, uygulanabilir ve çocukların lehine alınacak kurallar, sorumluluk verme sorumluluklarını yerine getirmeleri konusunda uygun bir şekilde model olma ve sorumluluklarını yerine getirmediğinde doğan sonuçlara çocukların yüzleşmelerini sağlamak(yemek yemediğinde diğer öğüne kadar her hangi bir şey yiyemeyeceğini bilmesi) yine çocuklara sunacağımız seçenekler arasından istediğine karar vermeleri doğru bir yaklaşım olacaktır. Bunların yanı sıra çocuklarda karar verme sürecinde yapılması gereken tutumlardan bahsetmek isterim;

Çocuklar 2 yaşından itibaren kendi başına yemeğini yiyebilir, izin verin kendisi yesin. Çocuklar doyup doymadıklarına kendileri karar verebilirler ki, anne baba olarak hepimizin hassas noktası maalesef; çocuk doydum dese de mutlaka ısrar ederek tabağına fazlasıyla koyduğumuz bütün yemeği bitirmesi için zorlayıcıı ve baskıcı bir tutum sergileyebiliyoruz, yapmayalım…

Okula giderken yine bizim sunduğumuz seçenekler arasında giysilerini seçmesine ve kendisinin ne giyeceğine karar vermesine fırsat sunalım.

Kiminle ve hangi oyuncağıyla oynamak istediğine kendisi karar versin bırakalım, özellikle misafirliğe gittiğimizde veya misafir geldiğinde çocukların birbirleriyle uyum içinde oynamalarını isteriz ama bu konuda ısrarcı olmaktan kaçınalım.

Bunların yanı sıra çocukların yapmaları gereken sorumlulukları sürekli hatırlatmak ve onun yaşına uygun olarak yapması gerekenleri onun yerine sürekli ebeveynlerin yapması(yatağını toplamak, dolabını yerleştirmek, odasını düzenlemek, yatmadan önce dişlerini fırçalaması ve pijama giymesi konusunda sürekli hatırlatmalarda bulunmak, ödevlerini yapması konusunda sürekli hatırlatmalarda bulunmak da yine çocukların sorumluluklarını üstlenme, kendi kararlarını verebilme, verdiği kararın sonucuna katlanma konusunda onlara yapılan en büyük yanlış tutumlar arasndadır.

Konuyla ilgili tanık olduğum bir anekdotu paylaşmak isterim. Çocuğu anaokuluna giden bir anne her sabah giysi seçme konusunda evde kıyametler koptuğunu ve çocuğun birbiriyle uyumsuz ve mevsime de uygun olmayan kıyafetleri giymekte ısrar ettiğini, kendisinin de çocuğun seçtiği kıyafetlere itiraz ettiğini ve çocukla her gün bu sebeple sorun yaşadıklarını anlatmıştı. Bu olay aslında çoğu evde her okul günü yaşanan bir durumdur diye düşünüyorum. Çünkü bu yaşlar(okul öncesi) çocuklarda benmerkezciliğin yoğun yaşandığı dönemlerdir ve çocuklar her şeyin kendi istedikleri ve düşündükleri gibi olmasını isterler. Yukarıda bahsettiğim olayda anneye birkaç küçük naçizane önerilerde bulundum (eğer mevsimsel olarak çok zarar vermeyecekse çocuğun istediği kıyafeti ile okula gitmesine izin vermesini, daha sonra da çatışma ve inatlaşma ortamı kaybolacağı için çocuğuna kıyafet konusunda seçenekler sunabileceği vb.) bir süre sonra tekrar görüştüğümde sorunu çözdüklerini ve çok rahatladığını anlattı annemiz.

Çocuklara kendi kararlarını vermeleri için uygun seçenekler sunmak, kendi kararlarının sonuçlarına katlanması gerektiğini anlatmak ve bu yönde sabır göstermek çok önemli sevgili ebeveynler. Çünkü çocuklarımız böylece kendilerini değerli hissedecekler, hızlı ve doğru kararlar verebilecekler, verdikleri kararların sonucuna katlanacaklarını öğrenmiş olacaklar. Sorumluluklarının farkına varacak ve sorumluluklarını zamanında yerine getirmeleri gerektiğini anlayacaklar. 

Tabii bütün bunları yaparken çocuklarımızın yaşlarına uygun konularda sorumluluk alarak, karar vermeleri gerektiğini ve her türlü tehlikelerden korumamız gerektiğini hatırlatmakta fayda var.

Söyledim ya karar vermek, doğru kararı vermek, çocukluğumuzdan yüklendiğimiz yetilerimizin bir sonucu aslında.

Bugün kendisi hakkında basit kararlar verebilen çocuklar, yarın belki de ülkesinin geleceği hakkında önemli kararlar verecekler. O yüzden bırakalım da çocuklar bugün verecekleri basit kararlarla ve sonuçlarıyla yüzleşsinler ki, hayatta hızlı ve doğru karar vermenin önemini şimdiden anlasınlar.

Hayatta kendiniz ve çevreniz için her daim en doğru kararları verebilmeniz dileğiyle…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.