İşgalci İsrail’in geçmişte “Yaz Yağmurları Operasyonu”, “Güz Bulutları Operasyonu” adı altında zaman zaman Gazze’ye yönelik saldırgan politikalarına teşne olan ABD’nin tarafgir bir anlayışla kayıtsız ve şartsız müdahil rol üslenmesi Filistin sorununun çözümsüzlüğe sürüklenmesine neden olmaktadır.
ABD’nin tek yönlü yaklaşımından büyük güç alan İşgalci Siyonist İsrail, Filistinlilere yönelik şiddet politikalarını artırarak Gazze’de şu ana kadar yaklaşık 23.000 kişinin ölümüne ve yüzbinlerce Filistinlinin evsiz barksız kalmasına neden oldu.
Siyonist İşgalci İsrail yönetiminin “üstün ırk” yaklaşımlı politikalarla Filistinlileri yok sayması hiç şüphesiz 1948-1994 yılları arasında “beyaz ırkın üstünlüğü”nü savunan ve bunu devlet politikası olarak benimseyen Apartheid Güney Afrika yönetiminin tutumuyla tamamen örtüşmektedir.
Geçmişte ırk ayrımcı politikalara maruz kalan ve Apartheid Rejimden çok çeken Güney Afrika Cumhuriyeti hükümetinin, 1948 tarihli “Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Konvansiyonu”nun 9. maddesi gereğince, “bir devletin konvansiyonun maddelerini ihlal etmesi durumunda, konvansiyona taraf olan herhangi bir devlet, ihlalci devlet aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda dava açabilir” hükmü gereğince Gazze’deki soykırımı Uluslararası Adalet Divanı’na taşıması takdire şayan olup bir çok devlet tarafından örnek alınması gereken bir davranıştır.
Uluslararası Adalet Divanı’nda bugün görülecek olan Gazze soykırımı ile ilgili davada Güney Afrika Cumhuriyeti hukukçuları, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri saldırısına "derhal son vermesi", Gazze’deki askeri operasyonu ilerletecek adımların atılmaması, Filistinlilere yönelik soykırımın önlenmesi için gerekli tüm tedbirlerin alınması, Soykırım Konvansiyonu’nun 2. maddesi içeriğine giren her türlü eylemden kaçınılması, yerinden edilen Filistinlilerin yeniden evlerine geri dönmelerinin sağlanması, insani yardımın girişine izin verilmesi ve delillerin karartılmaması ve korunması ve bu amaç kapsamında gelen uluslararası görevliler ve diğer yetkililerin Gazze’ye erişimlerinin engellenmemesi, davayı zorlaştıracak veya uzatacak eylemlerden uzak durulmasına karar verilmesi dahil olmak üzere hayati öneme sahip birçok konunun “ihtiyati tedbirler” kapsamında acilen alınmasını istemeleri konusunda “Uluslararası Adalet Divanı” tarafından verilecek kararın caydırıcı olması ve benzer şekilde soykırım uygulamakta olan Siyonist İsrail benzeri ülkeler için de örnek oluşturması bakımından son derece büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, bugün 11 Ocak 2024’te Uluslararası Adalet Divanı’nda ilk duruşması yapılmakta olan Gazze ile ilgili soykırım davasında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Uluslararası Adalet Divanı nezdinde başlatmış olduğu hukuk davasına destek veren ülkemizin yetkilileri başta olmak üzere, Malezya, Bolivya, Nikaragua, Maldivler, Venezüella, Namibya, Ürdün, Fas, İran, Bangladeş, Pakistan ve Suudi Arabistan devletlerine şükranlarımızı sunduğumuzu ifade ediyoruz.