Siyonist İsrail, ABD Başkanı Donald Trump’ın onayıyla soykırım ve etnik arındırma yoluyla Filistinlileri Gazze Şeridi’nden tehcir etme politikası gereğince gece yarısı vahşet saldırısı başlatması, uygulamaya çalıştığı dayatmacı çözümü baskı ve şiddet yöntemleriyle Filistinlilere kabul ettirmeye yönelik bir hamledir.
ABD Başkanı Donald Trump’ın birinci başkanlık döneminde İslam dünyasına yönelik yaptığı kin ve nefret söylemli haçlı seferi çağrısı hala hafızalarda tazeliğini korurken, şu anda da benzer ve tutarsız açıklamalarıyla Siyonist İsrail’in apartheid rejiminin işgal altında tuttuğu topraklarda Filistinlilere yönelik “şiddet odaklı” politikalarına kayıtsız ve şartsız destek vererek “Nazist Ewald Banse” zihniyetindeki eli kanlı Benjamin Netenyahu ile aynı çizgide hareket etmekte olduğunu ortaya koymaktadır. ABD Başkanı Donald Trump’ın, İran'ı Yemen'deki Husilere daha fazla saldırı düzenlemesinin “sonuçlarıyla” karşı karşıya kalacağı konusunda uyarması, Irak’a yönelik aba altından sopa göstermesi Ortadoğu’da istikrarsızlığa yönelik bir girişimdir.
Siyonist İsrail rejimi, terör stratejisi yöntemleriyle uluslararası toplum nezdinde Hamas’ı terör örgütü olarak tanımlayarak işgal altındaki Filistin topraklarında kendisine sürekli müdahale hakkı sağlamaya yönelik saldırganlık ve işgal politikalarına meşruiyet kazandırmaya çalışmaktadır.
Ortadoğu'nun yeniden kaosa sürüklenmemesi için güçlü bir iradenin ortaya konması, uluslararası hukuku yok sayan, BMGK kararlarını tanımayan ve yetmiş yılı aşkın süredir saldırgan politikalarla Ortadoğu'yu istikrarsızlaştıran Siyonist İsrail'e karşı gerekli önleyici adımların atılmaması durumunda şiddet sarmalının tüm hızıyla geniş bir alana yayılması kaçınılmaz olacaktır. Gazze Şeridinde, yaşanan bu kaotik denklem ve insanlık dramı karşısında İslam dünyasının nerede, nasıl duracağı ve hangi politik yolu izleyeceği ne yazık ki hala belirsizliğini korumaya devam etmektedir.
Buna mükabil İsrailli Profesör Nurit Peled’in, büyük bir cesaret örneği ortaya koyarak geçmişteki “Gazze Konsantrasyon Kampı” (Gazze Consantration Camp) konulu konuşmasıyla İsrail’in Gazze’ye yönelik zulmünü bütün dünyaya haykırırken, Siyonist işgalcilerin Filistin halkının var olma hakkını açıkça ret ederek etnik temizlik ve soykırım dehşetine tüm hızıyla devam etmesi karşısında İslam dünyasının suskunluğu ise, içler acısı bir görüntü ortaya koymaktadır.
Ez cümle, Birleşmiş Milletler eski Raportörü, Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Dr. Agnes Callamard’in; "İsrail, işgal altında tuttuğu yerleşim yerlerinde Filistinlileri haklarından mahrum bırakarak, mülksüzleştirerek, dışlayarak açıkça ırk ayrımcısı (apartheid) bir devlet olduğunu ortaya koymaktadır" şeklindeki ifadesi Siyonist İsrail’in Gazze’deki saldırgan politikasının özeti niteliğindedir.