scale up vize
meyzen
Doğan Bekin -Araştırmacı Yazar, YRP İstanbul Milletvekili
Köşe Yazarı
Doğan Bekin -Araştırmacı Yazar, YRP İstanbul Milletvekili
 

TÜRKİYE'DE VARRAHA OLABİLMEK

Türkiye’de, üstü örtük kişilere atfen kullanılan "havuz" ve "okyanus" epitetleri, rayegân dinletisiyle, siyasi dağarcığımızın sentrik noktasına yerleşen ve çoğunluğun hareket noktasını kısıtlayan Hindu inanışındaki nagas ve nagini (erkek ve dişi kobralar) benzeri toplumu germe noktasına getirmişti. Artık olaylara hangi veçheden bakılırsa bakılsın, mutlak suretle nagas ve nagini ile yüz yüze kalmak mümkün idi. 15 Temmuz’dan sonra ise, yeni epitetler ile yüz yüze kalmış bulunuyoruz. Bunun ne kadar süreceğini kestirmek ise pek mümkün olmasa gerek. Türkiye’de siyasi atmosfere suni teneffüs olacak geniş çaplı gündemlerin ortaya çıkmaması durumunda, siyasetin iç dengelerinde mutlak suretle hareketlenmelerin başlaması kaçınılmaz olacak ve yeni siyasi arayışlar hız kazanacaktır. Geçmişte bunların acı deneyimlerini Türkiye büyük bedellerle ödemiştir. İşte bu önemli noktadan hareketle, bundan sonra bizleri bekleyen siyasi gelişmelere ışık tutabilecek hamleleri farklı bakış açısıyla şöylece açıklamak mümkün olabilir: Hindu inanışına göre; İblis(Rakşasa) Hiranyaksha, dünyayı kozmik okyanusun dibine götürür, bu aşamada kahraman Varraha ise bin yıl savaş vererek sözde dünyayı kozmik okyanusun dibinden çıkararak eski durumuna getirir. Hindu inanışı odur ki Varraha, artık dört koluyla kucaklayıcı, iş bitirici, çözüm üretici bir mertebeye yükselmiştir. Varraha demek, dünyanın kozmik okyanustan kurtarılması demek olsa gerek ki, günümüz Türkiye’sinde de, Varraha’dan mülhem siyasi bir tarz ortaya çıkmış gibi görülmektedir. Kesif siyasi atmosferden bir türlü önlerini göremeyenlerin tek sığınağı olan, ‘çare ne?’ ye cevap bulabilmektir asıl olan maharet. Ez cümle,Japonya’da Zen Budizm okuluna gelen bir genç, derin düşünme uygulayan eğitmene sorar: "Aklımı yitirdim, nasıl bulabilirim ki? Bana bu konuda yardımcı olabilir misin?" sorusu üzerine eğitmen ’in cevabı; " ben de aklımı uzun zamandır yitirmiş durumdayım, ben şimdiye kadar bulamadım ki, sen bulabilesin veya ben sana bulabileyim." İşte bu noktada, Türkiye’de baş döndürücü bir hızla seyretmekte olan siyasi açmazın, ne zaman ve nasıl düzlüğe çıkacağı doğrusu merak konusudur.
Ekleme Tarihi: 26 Ağustos 2024 - Pazartesi

TÜRKİYE'DE VARRAHA OLABİLMEK

Türkiye’de, üstü örtük kişilere atfen kullanılan "havuz" ve "okyanus" epitetleri, rayegân dinletisiyle, siyasi dağarcığımızın sentrik noktasına yerleşen ve çoğunluğun hareket noktasını kısıtlayan Hindu inanışındaki nagas ve nagini (erkek ve dişi kobralar) benzeri toplumu germe noktasına getirmişti.

Artık olaylara hangi veçheden bakılırsa bakılsın, mutlak suretle nagas ve nagini ile yüz yüze kalmak mümkün idi. 15 Temmuz’dan sonra ise, yeni epitetler ile yüz yüze kalmış bulunuyoruz. Bunun ne kadar süreceğini kestirmek ise pek mümkün olmasa gerek.

Türkiye’de siyasi atmosfere suni teneffüs olacak geniş çaplı gündemlerin ortaya çıkmaması durumunda, siyasetin iç dengelerinde mutlak suretle hareketlenmelerin başlaması kaçınılmaz olacak ve yeni siyasi arayışlar hız kazanacaktır. Geçmişte bunların acı deneyimlerini Türkiye büyük bedellerle ödemiştir. İşte bu önemli noktadan hareketle, bundan sonra bizleri bekleyen siyasi gelişmelere ışık tutabilecek hamleleri farklı bakış açısıyla şöylece açıklamak mümkün olabilir: Hindu inanışına göre; İblis(Rakşasa) Hiranyaksha, dünyayı kozmik okyanusun dibine götürür, bu aşamada kahraman Varraha ise bin yıl savaş vererek sözde dünyayı kozmik okyanusun dibinden çıkararak eski durumuna getirir.

Hindu inanışı odur ki Varraha, artık dört koluyla kucaklayıcı, iş bitirici, çözüm üretici bir mertebeye yükselmiştir. Varraha demek, dünyanın kozmik okyanustan kurtarılması demek olsa gerek ki, günümüz Türkiye’sinde de, Varraha’dan mülhem siyasi bir tarz ortaya çıkmış gibi görülmektedir. Kesif siyasi atmosferden bir türlü önlerini göremeyenlerin tek sığınağı olan, ‘çare ne?’ ye cevap bulabilmektir asıl olan maharet.

Ez cümle,Japonya’da Zen Budizm okuluna gelen bir genç, derin düşünme uygulayan eğitmene sorar: "Aklımı yitirdim, nasıl bulabilirim ki? Bana bu konuda yardımcı olabilir misin?" sorusu üzerine eğitmen ’in cevabı; " ben de aklımı uzun zamandır yitirmiş durumdayım, ben şimdiye kadar bulamadım ki, sen bulabilesin veya ben sana bulabileyim." İşte bu noktada, Türkiye’de baş döndürücü bir hızla seyretmekte olan siyasi açmazın, ne zaman ve nasıl düzlüğe çıkacağı doğrusu merak konusudur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishpress.co.uk sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.