Brexit tüm dünyanın gündeminde sıcak bir konu olmaya devam ediyor. Bu evliliğin nasıl biteceği, tarafların mal paylaşımı, vatandaşların vekaletleri ve ortak sorumluluklar üzerinde boşanma sonrası tarafların hangi şartlar üzerinde bir anlaşmaya varacakları tamamen çıkmaza girmiş durumda gibi gözüküyor. Bir tarafta boşanmaya azmetmiş bir İngiltere ki; bu boşanmadan tek parça olarak çıkmaya çalışıyor, diğer tarafta Birleşik Krallık olarak, boşanmanın uzaması için elinden geleni yapan, boşanma gerçekleşmeden bu evlilikten koparabildiği kadar mal ve menfaat sağlamaya çalışan Avrupa Birliği… Avrupa içinde de şu an dengeler Fransa lehine değişse de söz konusu Brexit olduğunda, birlik gayet uyum içinde çalışmakta ve İngiltere’ye zorluk çıkarmaktadır.  Gelelim bizim menfaatlerimize..! Zira bu makaleyi yazmakta ki amacımız; İngiltere’de yaşayan Türk toplumuna ve bu ülke ile ilgili kısa yada uzun vadeli planları olan Türk vatandaşlarına objektif bir analiz sunabilmektir. Brexit bizim için her açıdan kısa, orta ve uzun dönemler için artıları ve eksileri olan ve tarihin sayfalarına altın harflerle yazılacak bir hadise olacağı aşikârdır. Brexit, İngiltere için tekrardan bağımsızlığını geri kazanmak adına son derece önem arz eden, İngiliz derin devletinin ve dahi Kraliçenin olmazsa olmazı ve öncelikli gündemi durumundadır. Görünen o ki bu uzun süren boşanma sokaktaki vatandaşı da bir hayli yormuş olacak ki yapılacak olan yeni referandum da ayrılıkçı kesimin arayı açacağı öngörülmekte. İngiltere her anlamda Brexit sonrasına hazırlanıyor. Sosyolojik, ekonomik, siyasi ve tabii ki hukukiyapısıyla bu değişimin hemen hemen her kesimi için devlet hazırlıklarını sürdürüyor. Zira Brexit’ten sonra, İngiltere parlamentosu tekrardan egemen kılınacak, bu demek oluyor ki, parlamentonun aldığı her karar yasa hükmünde olacak ki buna mahkemeler dahi uyacaklar. Parlamentonun ilk yapacağı iş ise, insan haklarını feshetmek olup, parlamentonun alacağı kararların önünü açmak olacaktır. Zaten göçmenlik yasalarında öğrenci vizesi ve girişimci vizelerinde bazı değişikliklere giden İngiliz İçişleri, bundan sonra ülkeye gelen, yerleşmek isteyen göçmenler üzerinde ihtiyaç ve kalifiye eleman sıkıntısı üzerine eğilim gösterdiğini görmekteyiz. İngiliz mantığı her şekilde ve koşulda maksimum ‘’kazan kazan’’ felsefesini amaç edindiği için Brexit sonrasında ülkeyi kısa vade de en az hasarla kurtarmak ve uzun vade de buülkeyi bir off-shore, finans, ticaret ve kültür merkezi kılmak için, şehir altyapısından tutunda devlet politikalarına kadar bu doğrultuda yönlendirecektir. Dolayısıyla Türk vatandaşlarımıza Birleşik Krallıkta, sermaye ve sektör sınırlaması olmaksızın kendi işini kurma imkanı sağlayan Ankara Anlaşması da, Brexit sonrası İngiliz İçişleri Bakanlığı tarafından sekteye uğratılacak gibi gözüküyor. İçişleri Bakanlığının geçtiğimiz Mart ayında çıkardığı iki yeni vize (start-up ve innovator) bu öngörümü doğrular niteliktedir. Herhangi bir başvuru ücretinin alınmadığı Ankara Anlaşmasının yerine hem başvurudan ücret talep edebilecekleri, hem de ülkedeki ihtiyaç çerçevesinde kalifiye ve sermaye sahibi göçmenleri dünyanın her yerinden İngiltere’ye çekerek, ülkeyi açık bir pazar haline getirilmesi,uzun dönemde de bu insan kaynağını kullanılması İngilizlerin göçmenlikle ilgili kısa ve uzun vadeli planları arasındadır.  Çemberin git gide daraldığı bu zamanlar da Türk vatandaşlarımızın ve girişimcilerimizin ilerde isteseler dahi almak için rekabet etmek zorunda kalacakları iş vizelerine, Brexit öncesinde Ankara anlaşması yoluyla kullanmaları ve uzun vade de İngiltere’deki Türk Toplumun ve nüfusununartması için adım atmaları büyük önem arz etmektedir. Bunun aynı zamanda devletimizin de destek vermesi gereken öncelikli bir konu olduğunu düşünüyoruz. İnanıyoruz ki kısa dönem de bazı sıkıntılar yaşansa bile uzun vadede İngiltere büyük bir ekonomi ve siyasi güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Neden bu pastadan biz de payımızı almaylım ? Sorularınız için; harunatmaca15@gmail.com Harun Atmaca Immigration Alevel Advisor